Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/978
Karar No: 2019/690

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/978 Esas 2019/690 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/978 E.  ,  2019/690 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 46-193

    Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan sanık ...’nın TCK"nın 220/6. maddesi delaletiyle aynı Kanun"un 220/2, 3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis, nitelikli yağma suçundan TCK"nın 149/1-c-f-g ve 62. maddeleri uyarınca 9 yıl 7 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tüm suçlar yönünden TCK"nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin İzmir (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.10.2013 tarihli ve 46-193 sayılı hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 08.07.2015 tarih ve 12898-42416 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 10.09.2015 tarih ve 301403 sayı ile;
    "...Sanık ..."nın soruşturma aşamasından itibaren bütünlük ve birbirine uyum arz eden savunmalarında, mağdur ... ile sanık ... arasındaki alacağın tahsiline, mağduru ve diğer sanık ..."ı tanıdığı için, tarafları uzlaştırmak amacıyla müdahil olduğunu beyan etmektedir. Sanık ..."in suç örgütü ile doğrudan ilişki içerisinde olduğuna, örgüt adına eylemlerde bulunduğuna, kovuşturma konusu diğer sanık ve mağdurları tanıdığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Evrak içerisinde hükme esas alınan iletişimin tespitine ilişkin kayıtlar, yüklenen suçların tek delili olarak nitelendirilmemelidir. Kaldı ki, yağma suçundan sanık olan ..."in suça konu alacağı yerel mahkemece hukuken muteber görülmüş ve ..."in yağma suçundan değil, TCK"nın 150. maddesi yollamasıyla 106/2-c-d maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    Yukarıda arz edilen sebepler ile sanık ..."nın, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işlemek ve yağma suçlarından cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması sebebiyle, mahkûmiyetine ilişkin hükümlerin bozulmasına karar verilmesi,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.10.2015 tarih ve 6474-43513 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İnceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur ... ..."ya yönelik yağma; inceleme dışı sanık ... hakkında, mağdur ..."ya yönelik tehdit; inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdur ..."a yönelik yağma; inceleme dışı sanık ... hakkında, mağdur ..."a yönelik tehdit; ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdur ..."e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; ..., ..., ..., ... ve... hakkında, katılan ..."a yönelik yağmaya kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama; inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ..."a yönelik yağmaya kalkışma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ..."a yönelik tehdit; ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ..."a yönelik yağma; inceleme dışı sanık ... hakkında, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık; ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme; inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma; ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1- Sanığa atılı;
    a) Nitelikli yağma,
    b) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme,
    Suçlarının sabit olup olmadığının,
    2- Nitelikli yağma suçunun sabit olduğunun kabulü durumunda TCK’nın 150. maddesinde düzenlenen yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının,
    Belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK’nın mülga 250. maddesiyle görevli) 24.01.2011 tarihli ve 37-19 sayılı iddianamesi ile liderliğini inceleme dışı sanık ...’ın yaptığı çıkar amaçlı suç örgütünün Antalya ilinde çek-senet tahsilatı, nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve silahla yaralama eylemlerini gerçekleştirdiği, örgüt lideri...’nin birlikte yaşadığı inceleme dışı sanık ... ...’nın daha önceden ilişkisi bulunduğu mağdur ...’dan olan 7.000 TL alacağını tahsil etmek için örgüt yöneticisi inceleme dışı sanık ... ile örgüt üyesi inceleme dışı sanık ...’ı görevlendirdiği, ...’ın bilinmeyen bir tarihte mağduru telefonla arayarak ...’in alacağını istediği, mağdurun ...’e borcunun olmadığını ancak yeni bir hayat kurması için ona yardımcı olabileceğini söyleyip telefonu kapattığı, bir daha da ...’ın aramalarına cevap vermediği, ilerleyen günlerde ...’in, mağdurun iş yerine gelerek toplantı odasına izin almaksızın girip hamile olduğunu, 7.000 TL alacağının bulunduğu mağdurun borcunu ödemediğini söylediği, mağdur tarafından dışarı çıkarılan ...’in bindiği araçta dört-beş kişinin daha bulunduğu, yaklaşık iki ay sonra Manavgat’ta yaşayan “Şıh” lakaplı sanık ...’nın mağduru arayarak örgüt lideri...’yi tanıyıp tanımadığını sorduğu, bu kişinin Manavgat’a üç-dört kişi gönderip mağduru araştırdığını ve gelen kişilerin iyi niyetli olmadıklarını söylediği, işin daha fazla büyümesini, ticari itibarının zedelenmemesini isteyen mağdurun istenen 7.000 TL’yi sanık ...’e götürüp elden teslim ettiği ancak olay nedeniyle şikâyetçi olmadığı iddiasıyla kamu davası açıldığı,
    Kemer (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 12.05.2010 tarihli ve 2010/281 değişik iş sayılı kararıyla inceleme dışı sanık ..."ün; Antalya (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.05.2010 tarihli ve 2010/455 değişik iş sayılı kararıyla inceleme dışı sanık ...’ın adreslerinde arama yapılması ve suç delili elde edilmesi hâlinde el konulmasına karar verildiği,
    İnceleme dışı sanık ...’ün evinde yapılan aramaya ilişkin tutanaktan; battaniyelerin arasındaki paket içerisinde üzerinde Blow mini MOD 2003 cal. 8 mm, 39481 ibaresi bulunan, namlusu sonradan açılmak suretiyle ateşli silaha dönüştürülmüş bir adet tabanca, bu tabancaya ait şarjör, 5 adet bilye atar şekle getirilmiş fişek ile 4 adet MKE yapımı dolu merminin ele geçirildiği,
    İnceleme dışı sanık ...’ın evinde yapılan aramaya ilişkin tutanaktan; yatak odasındaki baza içerisinde bir adet üzerinde Fabrique Nationa"e Q Armes ibareleri bulanan 266781 seri numaralı, 7,65 mm çapında ruhsatsız tabanca, bu tabancaya ait 2 adet şarjör, şarjörlerin birisinin içerisinde 5 adet, kutu içerisinde 70 adet MKE yapımı 7,65 mm çapında; gardırobun içerisindeki çantada ise 50 adet 9 mm çapında MKE yapımı dolu fişeğin ele geçirildiği,
    Polis Kriminal Laboratuvarının 15.05.2010 tarihli ekspertiz raporundan; inceleme dışı sanık ..."den elde edildiği belirtilen, Blow mini MOD marka 2003-39481 seri numaralı silahın, içindeki gaz ayırıcı parçanın çıkartıldığı, bu hâliyle yarı otomatik tabanca niteliğinde ve 6136 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu,
    İnceleme dışı sanık ..."ın ev aramasında el konulduğu belirtilen, 266781 seri numaralı tabanca ve fişeklerin, 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğu,
    Antalya (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08.10.2009 tarihli ve 2009/101 değişik iş sayılı kararıyla inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında, Antalya (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.10.2009 tarihli ve 2009/110 değişik iş sayılı kararıyla inceleme dışı sanık ... hakkında, Antalya (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.04.2010 tarihli ve 2010/53 değişik iş sayılı kararıyla da inceleme dışı sanık ... ... ile sanık ... hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararları verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Mağdur ... Kollukta ve istinabe olunan Manavgat Asliye Ceza Mahkemesinde benzer şekilde; inşaat işi ile uğraştığını, inceleme dışı sanık ... ... ile yaklaşık bir yıl önce Side"de bir otelde tanışıp 2-3 ay boyunca ilişki yaşadığını psikolojik sorunları olduğunu anlayınca kendisinden ayrıldığı, ayrılmalarından bir süre sonra ismini ... olarak hatırladığı bir şahsın telefonla arayıp ..."in kendisinden alacaklı olduğunu söyleyip bu parayı ödemesini istediğini, telefondaki kişiye böyle bir borcunun olmadığını söyleyince... isimli şahsın söz konusu alacak verecek meselesine şahit olduğunu ifade ettiğini, yardım amacıyla ..."e para verebileceğini söyleyip telefonu kapattığını, daha sonra da aynı numaralı hattan defalarca arandığını ancak bu aramalara cevap vermediğini, ilerleyen tarihlerde söz konusu şahısların Manavgat"ın ileri gelenlerinden kendisini sorduklarını duyduğunu, hatırlayamadığı bir tarihte bürosunda toplantı yaparken ..."in içeriye girip babasının önünde "Senin bana 7.000 TL borcun var. Ben hamileyim. Senin yüzünden bir sürü mağdur oldum." dediğini, babasına dönerek "Senin oğlun bana borçlu olduğu 7.000 TL"yi vermiyor." şeklinde sözler sarf ettiğini, ..."i ofisinden dışarıya çıkarttığını, yanında çalışan işçilerinden birisinin ..."in bindiği araçta 4-5 kişinin daha bulunduğunu söylediğini, bu olaydan yaklaşık iki ay sonra Manavgat"ta yaşayan ve önceden tanıdığı "Şıh" lakaplı sanık ..."nın kendisini telefonla arayarak Antalya"dan inceleme dışı sanık ..."ın kendisini sorduğunu, bir kızla ilgili alacak verecek meselesi olduğunu, söz konusu şahsın Manavgat"a 3-4 tane adamını gönderdiğini, gelen şahısların iyi niyetli olmadıklarını söylediğini, bunun üzerine Manavgat"ta tanınan bir iş adamı olarak ticari itibarının zedelenmemesi, işin daha fazla büyümemesi ve bu olayın sağdan soldan duyulmaması amacıyla 7.000 TL"yi "Şıh" lakaplı sanık ..."e elden nakit olarak verdiğini, şikâyetçi olmadığını,
    İnceleme dışı sanık ... ... müdafisi huzurunda Kollukta; ev hanımı olduğunu, inceleme dışı sanık ..."ı Metropol isimli kafeden tanıdığını, yaklaşık on aydır aralarında duygusal bir ilişki bulunduğunu, oturduğu evin kirasını ve ihtiyaçlarını..."nin karşıladığını, mağdur ..."nın eski erkek arkadaşı olduğunu, Side"de bir otelde tanıştıklarını, sekiz ay kadar arkadaşlık yaptıktan sonra anlaşamadıkları için ilişkilerini bitirdiğini, birlikte oldukları dönemde mağdurla karşılıklı olarak para alışverişi yaptıklarını, ayrıldıkları esnada mağdurdan 7.000 TL alacaklı olduğunu, bu durumu erkek arkadaşı..."nin amcasının oğlu inceleme dışı sanık ..."a söylediğini, onun da yanına diğer bir inceleme dışı sanık ..."ı alarak Manavgat"a gittiğini, orada mağdur ..."u araştırıp ortak bir tanıdıklarını bulduklarını, bu şahsın aracılığıyla ismi geçen inceleme dışı sanıkların mağdurdan söz konusu paranın 6.000 TL"sini alıp kendisine verdiklerini, kalan 1.000 TL"yi sorduğunda mağdurdan aldıkları 7.000 TL bedelindeki çeki kırdırdıkları için borcu 6.000 TL olarak tahsil edebildiklerini söylediklerini, daha önce söz konusu alacak için ... ve ... ile birlikte mağdurun ofisine gittiğini, bu iki şahsın araçta kendisini beklediklerini, Manavgat"taki aracının kim olduğunu bilmediğini, ancak... ve arkadaşlarının bu şahsa "Şıh" diye hitap ettiklerini, ... ... İnci isimli şahsın 7.000 TL"yi mağdura verirken yanında olduğunu,
    Kullanmakta olduğu, Atike Koyuncu adına kayıtlı 0 5.. 9.. 1. 2. numaralı telefonu arayan ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 15.35"te yaptığı;
    "... : Alo.
    ... : Efendim abisi.
    ... : Ne yaptın ... Abi?
    ... : Şimdi şeydeyiz, bu ... gelecek. ..."i aldırmaya gönderiyorum. Tahsini de.
    ... : Hı,hı.
    ... : Sarılardaymış. O bir gelsin de.
    ... : Hıım.
    ... : Bir şekilde çağırtacağız, buluşturacağız.
    ... : Buldunuz mu?
    ... : Bulacağız, bulacağız.
    ... : Haa, anladım.
    ... : Bir gelsin de ondan sonra.
    ... : Anladım.
    ... : İyi, ben
    ... : Kim var?
    ... : O, gel... Bir araya, he bir araya geldiğimizde seni aratacağım, tamam.
    ... : İyi hadi. Peki ben, telefon da şarjı bitmek üzere bir tane telefon var. Ses gelip gitmiyor yaa.
    ... : Bir şey yok mu, ablangilde şarj yok mu? Ablangilde değil misin?
    ... : Yav, ablamgildeyim de ablamın telefonu şey, Samsung. Eee bir tane... Nokia var. Komşulardan baktık, bulamadık.
    ... : Heee.
    ... : Merak ettim. Bitmek üzere aradım işte.
    ... : Yok, yok. Tamam şey yapıver. Eeee, olmaz. Eeee, bir şarj bir yerden şarj ettiriver çünkü seni arattıracağım, ben teyit ettireceğim.
    ... : Hııı, inkâr eder ki şerefsiz.
    ... : İnkâr ederse teyit ettireceğim. Sen rahat ol.
    ... : Hıı, anladım. Bulmaya çalışacağım, bakayım bir.
    ... : Hadi görüşürüz.
    ... : Hadi hoşçakal."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi mağdur ..."tan alacağını erkek arkadaşı..."nin amcasının oğlu ..."ın tahsil edip getirmesi için yaptığını, görüşme sırasında ismi geçen ... isimli şahsın söz konusu parayı mağdura verdiğini gören... olduğunu,
    ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 15.58"de yaptığı;
    "... : Alo, alo.
    ... : Alo.
    ... : Efendim.
    ... : Duydun mu beni?
    ... : Eee, duydum canım benim. Ablamın telefonuna taktım da telefonu.
    ... : O zaman anladın mı yani?
    ... : Eee, anladım. O zaten inkâr edecek. Ben verdim diyeceğim yine inkâr edecek. Ben diyeceğim, o kadar şahidim var. Göster şahidini diyecek. ... oradaysa, ... şahidim. Ondan sonra eee Bülentmiş, Mesutuymuş hepsi biliyor benim ona para verdiğimi.
    ... :Yav, neyse artık. Orada eğer öyle bir mevzu olursa yani ..."a dedim, beni aratma dedim.
    ... : Hııı.
    ... : Tamam.
    ... : Tamam canım benim. Şey desin ya, o da madem öyle hani, bayramdan önce alacağı yoktu niye bir kısmını verdi bir kısmını da aldı....
    ... : Eee, sen söylesene ..."a. Ben mi söyleyeyim ...?
    ... : Tamam canım benim, hadi."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bahsi geçen konuşmanın mağdur ..."tan olan alacağına ilişkin yapıldığını, mağdurun bayramdan önce kendisine 3.000 TL gönderdiğini, geri kalanını da ..."ın alıp geldiğini,
    ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 17.07"de yaptığı;
    "... :Eee, alo.
    ... : Canım.
    ... : Ne yapıyorsun kuşum?
    ... : İyiyim. Sen ne yapıyorsun?
    ... : İyiyim bir tanem. Sesini duyayım dedim.
    ... : Bu, telefona bakmıyormuş.
    ... : Hee, evet. Şıh aramış, bakmıyormuş falan. Ben de dedim kesin ... ee, ağzı gevşek ya onun biraz boşboğaz.
    ... : Yaa, faketmez. Bugün dedim orayla görüşmeden gelmeyin. Yani anladın? Her gün dedim kimsenin işi yok, gücü yok oraya mı gidecek? Bugün halletsin öyle gelsin.
    ... : Anladım canım benim.
    ... : Tamam."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ..."ın Manavgat"tan telefon açarak "Şıh" lakaplı kişinin mağdur ..."u aradağını ancak mağdurun telefonu açmadığını söylediğini, kendisinin de bu durumu..."ye aktardığını,
    ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 13.41"de yaptığı;
    "... : Efendim.
    ... : ....
    ... : Efendim
    ... : ... Ağabey ile ..."i gönderdim.
    ... : Hııı, anladım. Sen neredesin?
    ... : Parktayım.
    ... : Hıı, kalkmadın mı daha?
    ... : Zaten kalkmam artık. Araba yok ya.
    ... : Hııı, anladım.
    ... : Görüşürüz, tamam
    ... : Tamam canım. Görüşürüz, hade öptüm."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; mağdurdan alacağı para ile ilgili olarak..."nin ... ve ..."i Manavgat"a gönderdiğini anlattığını,
    Kullanmakta olduğu, Atike Koyuncu adına kayıtlı 0 5.. 9.. 1. 2. numaralı telefondan..."ye 31.10.2009 tarihinde saat 19.53"te gönderdiği; "Bu Manavgat işi bizim ağzımızın tadını bozacak gibi çünkü gidip geld", "ikçe çok laf çıkacak eşya da ev de istemiyorum bitanem.", "Olan oldu yapacak bir şey kalmadı. Ptesi son. Baştan söyledim ama.", "Ne diyeyim sana dinlemedin kafana göre dikine gittin.", "Yine kavak benim başıma patladı. Adamlar cuma demiş, en geç cmrtesi ya." şeklindeki mesajla ilgili olarak; daha önce söylediği gibi... ile yaklaşık 10 aydır birlikte yaşadıklarını, aynı evi paylaştıklarını, ..."nin evin giderleri ile şahsı ihtiyaçlarını karşıladığını,
    ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 16.39"da yaptığı;
    "... : Alo.
    ... : He, ...
    ... : Ne oldu, ne yaptınız?
    ... : Ne yaptık? Telefona cevap vermiyor o Şıh geldi de
    ... : Hee
    ... : Onu, o aradı da. Telefona cevap vermedi, dedi. Ya telefon yanında değil ya da müsait değildir, muhakkak cevap verir çünkü seçimde beraberdik, dedi.
    ... : Ne zaman beraberlermiş?
    ... : Seçim döneminde beraber çalışmışlar da.
    ... : Hee, tanışıyorlar mı onlar?
    ... : Tanışıyorlar canım. İyi tanışıyormuş. Şimdi eee, biz yazıhanenin oraya bakmaya gidiyoruz.
    ... : Hı,hıı
    ... : Eğer oradaysa Şıh"ı da çağıracağım, gelecek oraya.
    ... : Hıı
    ... : Tamam mı? Dedim. Muhakkak bugün görüşmemiz lazım dedim. Tamam, dedi.
    ... :... Merek ettim.
    ... : Yok, yok. Tamam bir görüşelim de.
    ... : İyi hadi haber verirsiniz.
    ... : Yok, dedi zaten. Parayı dedi yani parayı bugün bile verdirmezsem yarın dedi muhakkak göndertirim dedi. Yeter ki yüz yüze gelelim.
    ... : Hıı, inkâr edecek muhtemelen. Sen de cevabını verirsen. Kızın o kadar
    ... : Yav, ben gerekeni söylerim, sen rahat ol, tamam.
    ... : Tamam. Hadi görüşürüz.
    ... : Hadi, görüşürüz."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ... ile alacağı konusunda aralarında geçen görüşme olduğunu,
    Cumhuriyet Başsavcılığında; Mağdur ..."nın eski erkek arkadaşı olduğunu, kendisiyle yaklaşık 2 yıl önce Side"de bir otelde tanıştıklarını, 7-8 ay boyunca çıktıklarını, bu süre zarfı içerisinde aralarında para alışverişi yaptıklarını, ayrıldıkları esnada mağdurdan 7.000 TL alacağı bulunduğunu, bu durumdan ilk önce erkek arkadaşı olan inceleme dışı sanık ..."ın amcasının oğlu diğer inceleme dışı sanık ..."a bahsettiğini sonra söz konusu paranın tahsil edilmesi amacıyla ... ile de konuştuğunu, ... ve inceleme dışı sanık ..."ın Manavgat"ta buldukları mağdurun "Tamam, ben borcumu kabul ediyorum, bu işi halledeceğiz." demesine rağmen sonradan telefonlarını kapattığını, bunun üzerine ikinci kez Manavgat"a gidip mağduru arayan ... ve ..."ın araya sanık ..."yı soktuklarını, sanık ... aracılığıyla mağdura ulaşıp 7.000 TL bedelli çek aldıklarını, acil paraya ihtiyacı olduğu için çeki kırdırarak kendisine 6.000 TL getirdiklerini, alacağından 1.000 TL eksilmesinin sebebini bu şekilde açıkladıklarını, 6.000 TL"yi ..."ın getirip verdiğini, öncesinde inceleme dışı sanık ... ... ile 19.10.2009 ve 21.10.2009 tarihlerinde görüştüğünü, 21.10.2009 tarihinde ayrıca ... ile de görüştüğünü, bu görüşmelerde..."nin alacağın o gün tahsil edilmesi için ... ve ..."e talimat verdiğini, herhangi bir işte çalışmadığını, mağdurdan olan alacağını yazılı delille ispat edemeyeceğini, ekonomik durumu iyi olan mağdurun birlikte oldukları dönemde işlerinin bozulduğunu, kendisine yardımcı olmak için önce 3.000 TL ardından da 7.000 TL verdiğini, mağdurun aldığı borcun 3.000 TL"lik kısmını ödediğini ancak kalan 7.000 TL"yi ödemediğini, ... ... İnci isimli şahsın mağdura borç verdiğine şahit olduğunu, bu paranın bir kısmını İş Bankasından çektiğini, kalanını da Euro bozdurarak mağdura verdiğini, kimseden zorla para tahsil edilmesini istemediğini, mağdurdan alacağını talep ettiğini,
    Mahkemede; isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini, mağdur ... ile 8 ay kadar birlikte yaşadığını, ihalelere girmesi için veya hakkındaki icra takipleri nedeniyle mağdura 7.000 TL borç verdiğini, bu alacağını birkaç kez istediğini, ancak mağdurun borcunu ödemediğini, mağdurdan ayrılıp ... ile birlikte yaşamaya başladığını, bir gün Manavgat’a giderken Side’ye gitmekte olan ... ve ..."in kendisini araçlarına aldıklarını, yolda giderken bu şahıslara mağdurdan olan alacağından bahsettiğini, ..."ın esnaflık yapması nedeniyle mağdurla konuşup bu parayı alabileceğini düşündüğünü, daha sonraki günlerde ..."ın konuyu sanık ...’ya bildirdiğini, ..."in de mağdurla konuşup 7.000 TL"lik çek aldığını, ancak kendisinin acil paraya ihtiyacının olduğunu, bu nedenle çeki kırdırmasını söylediğinden sanık ..."in çeki kırdırıp kendisine parayı 6.000 TL olarak verdiğini, olayın bundan ibaret olduğunu, örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediğini, önceki savunmalarının doğru olduğunu, ancak orada kendisine okunan telefon görüşmelerinin eksik olduğunu, kendisinin ...’dan alacağının olduğuna dair ve bu konuyu bilen tanıkların olduğuna dair konuşmalarının da bulunduğunu, ancak bu konuşmalarını okunan konuşmalar içerisinde bulamadığını, bu konuşmaların çıkartıldığını, suçsuz olduğunu,
    İnceleme dışı sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; inceleme dışı sanık ... ..."nın bayan arkadaşı olduğunu, zaman zaman evine gittiğini, birlikte gezdiklerini, herhangi bir ticari ilişkilerinin olmadığını, sanık ..."yı tanımadığını, ne iş yaptığını bilmediğini ancak inceleme dışı sanık ..."ın vesilesi ile bir iki kez bu şahısla telefonda görüştüklerini, ..."in Manavgat"ta yaşayan başka bir şahıstan alacağı olması nedeni ile borçluyu tanıyıp tanımadığını sormuş olabileceğini fakat onun ne cevap verdiğini hatırlamadığını, sanık ... ile yüz yüze görüşmediğini, ..."in mağdura borç verdiğini gördüğünü iddia ettiği..."yi tanımadığını,
    Kullanmakta olduğu, 0 5.. 3.. 7. 7. numaralı telefonla aradığı sanık ... ile 30.10.2009 tarihinde saat 17.44"te yaptığı;
    " ...
    ... : Kurban, hatır olamasa ben böyle bir mevzu, mevzu pis bir mevzu biliyorsun. Böyle bir mevzuya da girilmez, şey de olmaz.
    ... : Evet
    ... : Abe, bu sessiz sedasız ne kadar biterse çünkü böyle mevzuyu millet duysa diyecek Şıh"ın ne işi var? Onların, Orhangilin ne işi var? Nurigilin ne işi var? Anladın?
    ... : Evet
    ... : Biz dedik sessiz sedasız bitsin, biz görüştük çolukla çocukla. Hatta ben demin kızdım çocuğa. Mesaj attım. ... bana bir şeyler söyledi. Ben çocuğa mesaj attım. Çocuk mesaj attı. Çocuk aradı. Çocuk karakolda... Karakol komutanı bizim arkadaşımız.
    ... : Evet
    ... : Aradı, Şıhım dedi, şu anda işlem yapıyoruz, dedi. Şimdi karşılıksız çekten Savcı serbest bıraktı ama daha işlemi bitmedi.
    ... : Hıı,hıı.
    ... : Daha halen de karakoldadır. Jandarmadadır halen.
    ... : Hee.
    ... : Anladın? Iıı, çocuk dedi abe elimden geleni yapıyorum ki ben ona bir şey söyledim. Bak ben devreye girersem bu iş bitecek. Biter abe dedi. Mümkün değil yani. Bize yanlış yapmaz çocuk. Alternatifleri sunuyor. Ben ..."a diyorum alternatif böyle böyle. Bir şey konuştu ... oradan, küplere biniyor. Yahu diyorum adam konuşmuş böyle bir şey ben sana sunuyorum, anladın? Sonuçta ben, senin ne ..."ın ne benim bir lira menfaatimiz var mı? Yok.
    ... : Yahu Allah için kimsenin.
    ... : Allah için yapılmış.
    ... : Bir beklentisi yok. Demin ona da söyledim. Dedim ki biz bir kadın için kimseye tokat atamayız.
    ... : Yahu öyle şey mi olur?
    ... : Bir kadın olduğu şeyde biz uğraşamayız.
    ... : Ha babana rahmet. Olay piç olay.
    ...
    ... :Şimdi abe senden ricam,
    ... : He kurban.
    ... : Bu gevşek bir çocuk. Yani geçerli bir çocuk değil. Elli iki yerden de sordurdum onu da.
    ... : He, he.
    ... : Gerek yok yani, iki tane insanın böyle bir mevzu için yüz yüze gelmesine gerek yok. Yarın buna çekini kestirsin. Sonuçta biz bu kıza söz verdik. Yarın bu para alınacak.
    ... : He.
    ... : Çünkü seni tanımadan demişiz ki bizim orada bir abemiz var. Yani bu senin,
    ... : Allah razı olsun.
    ... : Şerefin olarak gördüğümüz için
    ... : Sağol Allah razı olsun.
    ... : Demişiz ki böyle böyle bizim orada çok değer verdiğimiz bir dostumuz var. Orada büyüğümüzdür. O kendisi bu sözü vermiş. Yarın, bugün, üç dört sefer ... Abe aramış. Benim yanımda dedi ki abe ne olmuş? En son dedim ki ver. Kıza dedim ki ablası bir şey yok. Yarın sen paranı alırsın. ... Abeye de söyledim. Al abe senden tek ricamız eğer bu akşam alabiliyorsan al. Ya da yarın sabah emaneti al biz burada kırdıralım. Senin adına biz söz vermişiz ona. Önemli değil farkı furku bizden gitsin. Yani üç kuruşluk. Ne biz oraya mahcubiyet yaşayalım yani. Mahcubiyet senin adına olur çünkü biz seni orada onure etmişiz. Demişiz ki bir büyüğümüz orada anladın abe?
    ... : Kurban, burada kırdırırız. Yani bakayım çeke, kimin çekini getirecek?
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 15.20"deki;
    "... : ...
    ... : Ne yapıyorsun abe?
    ... : Vallah iyidir. Geldik Manavgat"a da Şıhı bekliyoruz. Şimdi o şeyde dükkândaymış. Müşteri var dedi. Onu göndereyim, geleyim dedi.
    ... : Şıhın dükkânı mı var Manavgat"ta?
    ... : Şeyde Evrenseki"de karısının var ya çantacı dükkânı.
    ... : Hıı.
    ... : Oradaymış.
    ... : Anladım. Tamam, oldu."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    Sanık ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 16.58"de;
    "...
    ... : Kime?
    ... : ..."a
    ... : Söyledim. Dedi ben Serik"ten aradı beni. Dedi ben Serikteyim. Dedim niye aramadan geldin? Dedi Serikteyim. Dedim hadi gel, bir yerdeyim, bir işim var dedim bitsin geleceğim yanına. O da daha görüşmedik.
    ... : Yok. Dedi, Sarılarda mıymış neymiş. O lavuğun oturduğu yer dedi. Biz oraya gidiyoruz.
    ... : Gerek yok gitmeye.
    ... : ...
    ... : Gerek yok, gerek yok. Yani görüşüldü, konuşuldu olay. Sessiz, sedasız.
    ... : Yav, bizim de senden ricamız o abi. Yani şimdi bir tantana.... yani.
    ... : Ben bitireceğim, dedim. Ben şöyle edeceğim, böyle edeceğim demedim. Adamlarla görüştüm. Şey ettim. İnan bana sizler benim kadar baskı kuramazsınız. Çünkü beni burada hem tanıyorlar
    ... : Hıı, hııı
    ... : Hem tanıyorlar, hem de benim söylediğim onlarda kanundur. Yani bu sabah başkanı da topladık, geldiler. Hepsi geldiler. Oturdular. Başkan dedi, Şıh ne diyorsa onu yapacaksınız. Dedi terbiyesizlik etmeyin. Yemeyeceği bokun altına girmemeliydi. Niye kızı hamile bıraktı? Aynen mevzu döndü.
    ... : Hıı,hıı.
    ... : Herkes dedi çapkınlık yapar ama dikkat eder. Çapkınlık yaptıysa tamam dedi. Ama yok kızın hayatıyla oynayacaksa biz buna karşıyız. Bizim de kızımız var, bacımız var. Başkan da güzel bir fırça çekti, bitti olay.
    ...
    ... : Yav, çok da bizim onlarla uğraşacak şeyimiz yok. Abi yani herkesin kendine göre bin tane derdi sıkıntısı var. Yani dün de bunlarla konuştuk. Bir yüz yüze geldiğimizde utancımızdan biz yerin dibine gireceğiz. Yani dün ona da aynısını söyledim. Dedim birisi bizi görse biri bir şey söylese neyin cevabını vereceğiz?
    ... : Hah, işte mevzu budur. Mesela ben her yerde, biz konuşuyoruz. Böyle böyle biz diyoruz. Biz dediğimiz zaman olay bitiyor. Ama şimdi bu durumda ters bir durum anlıyor musun?
    ... : Evet.
    ... : Durum ters.
    ... : Eee, şimdi o, oraya mı geçti yani? Onlarla mı görüşecek?
    ... : Bir sorun olmaz kurban. Konuşurlar gönderirler. Biz Şıh ile konuşmuşuz gerekeni yapacağız... Aynı şeyi söylerler.
    ... : Tamam.
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 17.53"te;
    "...
    ... : Haa, bunun bunun olabilecek her yere baktık. Yok bunun o ayrıldığı ortağı var ya
    ... : Hee.
    ... : Onun kardeşiyle beraberdik. O zaten olabilecek bütün yerlere götürdü, bulamadık. Dedi ki abi dedi yaylaya çıkmış olabilir. Size haber doğru gelmiş olabilir. Dedi yarın bulamasam da pazartesi günü dedi ben halledilmiş olarak bilin dedi. Yani dedi kimseyi devreye sokmana gerek yok. Ben dedi pazartesi günü yakalayayım onu. Onu hallettireceğim dedi.
    ... : Eee. Şıh zaten diyor ki biz ... ile konuşmuşuz.
    ... : Yav, hiç bir şey konuşmadık. S... gitsin. Yav onun şeyi de batsın. İbnelik herif de vallahi. Hiç bir şey konuşmadık. Ne konuştuk dört saattir burada da herif yanımıza bir saat sonra geliyorum, yarım saat sonra geliyorum deyip duruyor. Hiç ona gerek yok. Tamam ben bunun ayrılan bir ortağı var onun kardeşleriyle beraber Selami ile beraber gittik. Aldık onu, o dedi ki abi dedi gereken neyse dedi, pazartesi dedi, yapacağız dedi. Sen rahat ol dedi. Tamam."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    Sanık ... ile 02.11.2009 tarihinde saat 17.37"de;
    "...
    ... : He abi.
    ... : Şimdi çeki kırdırıcaklar. Başkan kırdıracak.
    ... : Hı, hı.
    ... : Eee, eğer oradaysan daha ucuz kırdırabilirsen çeki getireyim. Yüzde yedi buçuktan yapıyorlar.
    ... : Tamam. Yarın olsun abi, fark etmez.
    ... : Hee, çeki yüzde yedi buçuktan yapıyorduk, çeki ben elimle başkana verdim.
    ... : Tamam. Aldın yani abi?
    ... : Yarın yüzde yedi buçuktan kırdırıyoruz.
    ... : Tamam olur. Fark etmez.
    ... : Sen dersen yüzde beşten yaparım, çeki getireyim sen kırdır.
    ... : Yok, yok. Fark etmez. Üstünü ben tamamlayayım önemli değil de gelsin kapansın da.
    ... : Yav kapansın, he, he
    ... : He, ozaman.
    ... : Vallahi durum müsait olsaydı ben de katacaktım.
    ... : Allah razı olsun. Önemli değil, yarın ben hallederim.
    ... : Yarın saat eee, iki buçuk üç gibi ben seni arayacağım. Tamam, ben...Ondan sonra arayacağım seni.
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    Sanık ... ile 02.11.2009 tarihinde saat 17.41"de;
    "... : Yarın Allah"ın izniyle bir problem yok değil mi? ..."a....
    ... : Yok, kurban yok.
    ... : He, yarın öğlen üç gibi falan inşallah...
    ... : Üç, dört gibi benim işim var. Şimdi Alanya"ya gideceğiz. Bu gece bir Alanya işimiz var.
    ... : Heh.
    ... : Üç, dört gibi ben döneceğim, başkan hazırlamış olacak.
    ... : Tamam, tamam.
    ... : ... Başkan tamam ben yapacağım dedi.
    ... : Tamam.
    ... : Ha yaptıracak. Daha sonra kendi de yapmaz zaten mümkün değil de.
    ... : Hee, tamam, tamam.
    ... : Yaptıracak bir yere, gönderecek ondan sonra da.
    ... : Allah razı olsun. He, tamam.
    ... : .... Ee....
    ... : ... ağbiyi de ben aradım. Dedi bir yerdeyim. Dedim ona da söyleyeceğim, söyle diye yani.
    ... : Dur, ona kızmışım, şimdi onunla konuşmuyorum.
    ... : Eeee, tamam, tamam.
    ... : İş bittikten sonra görüşürüz.
    ... : Tamam.
    ... : Ona misafir olacağım. Diyeceğim bir daha böyle işlere girmesin."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi hatırlamadığını,
    Cumhuriyet Başsavcılığında susma hakkını kullanarak Mahkemede; isnat edilen suçları kabul etmediğini, inceleme dışı sanıklarla birlikte örgüt kurup yönetmediğini, şikâyetçiler ve mağdurlara karşı iddianamede anlatılan eylemleri gerçekleştirmediğini, on yedi yıldır aynı telefon numarasını kullandığını,
    Kollukta susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; sanık ... ile bir sene önce katıldığı bir cenaze töreninde, ... ... ile de Side"de tanıştığını, hatırlamadığı bir tarihte ..."in telefonla arayarak Side"de elbiselerinin olduğunu, bu elbiseleri alıp Antalya"ya döneceğini söylediğini, kendisinin de Manavgat"a gitmesi gerektiğinden ..."i Side"den aldığını, yolculuk esnasında mağdur ... ile duygusal bir ilişkisi olduğunu, hatta mağdura Garanti Bankası Manavgat Şubesinden para çekip verdiğini anlatan ..."in buna ilişkin şahidinin bulunduğunu söylemesi üzerine sanık ..."i aradığını, mağdur ..."u tanıdığını, kendilerine yardımcı olabileceğini söyleyen sanığın söz konusu parayı tehdit kullanmaksızın tahsil ettiğini, soru üzerine; bu olaydan inceleme dışı sanık ..."ın haberinin olmadığını, iletişimin tespiti kayıtlarına göre..."nin kendisini ve ..."i Manavgat"a gönderdiğinin anlaşıldığı sorulunca bu kez..."nin daha sonra bu konuya vakıf olduğunu, söz konusu olayın haksız çıkar sağlamak amacıyla yapılmış bir iş olmadığını, 21.10.2009 tarihinde saat 17.09"da ... ile arasında geçen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tutanağı içeriğine göre; ... ... isimli bayanın alacağının tahsili için örgüt liderine bilgi verdiğinin değerlendirildiği belirtilip sorulduğunda; başından beri söylediği gibi tamamen insani duygularla hareket ettiğini, haksız çıkar sağlamaya yönelik herhangi bir eyleminin bulunmadığını, tanıklarının aracılığıyla suça konu parayı tahsil ettiğini, 21.10.2009 tarihinde saat 20.00"de ... ile sanık ... ve kendisi arasında geçen görüşmeye ait iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tutanağı içeriğine göre; sanık ..."in paranın tahsili için garanti verdiğini, borçlu şahsın maddi durumunun çok iyi olduğunu söylediği, ..."nin de “Söyle 30 milyar, tantana oldu, Şıhın eline düşmüş, yok, söyle 30 milyar, alacaklının parasını verdikten sonra bir şey de bize kalsaydı" şeklinde konuşarak suç örgütüne haksız çıkar amacı güderek hareket ettiği değerlendirmesi sorulduğunda; önceki savunmalarını tekrar ettiğini, 30.10.2009 tarihinde saat 17.38"de ve 17.44"te sanık ... ile aralarında geçen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tutanağına göre; “Yarın bu çekini kestirirsin, sonuçta bu kıza söz verdik, yarın bu para alınacak, yarın geliyorlar de sen ona.” diyerek, örgütün şiddet eylemlerine başvurabileceği ve örgütün korkutucu gücünden yararlanarak alacağı tahsil edebileceğini söylemek istediği değerlendirmesi sorulduğunda; önceki ifadelerini aynen tekrar ettiğini, haksız çıkar amacıyla para tahsil edilmediğini, bu olayın suç örgütü ile ilgili olmadığını,
    Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, örgüt üyesi olmadığını, herhangi bir yağma olayına karışmadığını, Cumhuriyet Savcılığında detaylı olarak beyanda bulunduğunu,
    Mahkemede; suçlamaları kabul etmediğini, diğer sanıklardan kimleri tanıyıp kimleri tanımadığını karakolda verdiği kısmi ifadede tek tek bildirdiğini, bu şahısları tanıyıp tanımadığına ilişkin ifadeden sonra susma hakkını kullandığını, daha sonra Cumhuriyet Savcılığında bütün olaylara ilişkin ifadesini tek tek verdiğini, bu ifadesinin doğru olduğunu,
    İnceleme dışı sanık ... Kollukta; ... ...’yı ...’ın kız arkadaşı olması, sanık ...’i de bir defasında Konyaaltında çay içerken yanlarına gelmesi nedeniyle tanıdığını, ...’in mağdur ...’tan olan alacağının tahsili konusunda susma hakkını kullanacağını,
    Kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık ... Mahkemede; müşteki ..."yı tanımadığını, hiç karşılaşmadıklarını, yalnızca isim olarak bildiğini, arkadaşı ... ile Side’ye giderken, yolda ..."ın kendilerini aradığını, nereye gittiklerini sorduğunu, kendisinin de Side’ye gittiklerini söylemesi üzerine birlikte yaşadığı ...’in de Manavgat’a gideceğini onu da yanlarında götürmelerini istediğini, ...’nin o tarihte Antalya’da olmaması nedeniyle ...’in oturduğu evin kira sözleşmesinin kendisinin adına yapıldığını, Manavgat’a giderken, ..."in ... isimli bir kişiden alacağı olduğundan bahsettiğini, ..."ın da ... isimli esnaf bir arkadaşı olduğunu ve o arkadaşının söz konusu parayı alabileceğini söylediğini, ...’i Manavgat’ta bırakıp Side’ye gittiklerini, kesinlikle iddia edildiği gibi ...’nın ofisine gitmediklerini, kendisini tehdit etmediklerini, para istemediklerini, mağdur tarafından yapılan bir teşhis işleminin de bulunmadığını, Side’den dönerken ...’i alıp Antalya’ya geldiklerini, bu olaydan sonra ..."nın mağdur ...’tan bir miktar para aldığını, bu paranın yalnızca 3.000 TL’lik kısmının ... tarafından ...’a verildiğini bildiğini, kalan para ile ilgili bir bilgisinin olmadığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... Kollukta; çanta alım satımı işiyle uğraştığını, inceleme dışı sanıklardan ..."ı şahsen tanımadığını, iki defa telefonla konuştuklarını, aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, inceleme dışı sanık ..."ı da tanımadığını ancak ... ile bir yıl kadar önce bir yakının cenazesinde tanıştıklarını, ...’ın galerici olduğunu bildiğini, aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, ... ..."yı şahsen tanımadığını ancak ..."in arkadaşı olan ..."dan olan alacağı için ..."ın kendisini aradığını, suç örgütü ile bir alakasının olmadığını, ..."ın kendisini arayarak tanıdıkları bir bayanın 7.000 TL alacaklı olduğu ..."u tanıyıp tanımadığını, bu şahıstan parayı alıp alamayacaklarını, mağdurun maddi durumunun iyi olup olmadığını sorduğunu, bunun üzerine mağduru tanıdığını ancak ekonomik durumunun pek iyi olmadığını, mağdurun bu parayı ödeyememesi hâlinde parayı kendisinden almalarını söyleyerek mağdura kefil olduğunu, böylece mağdura herhangi bir zarar gelmesini engellemeye çalıştığını,
    ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 16.51"de;
    "... : Efendim Orhanım.
    ... : Baba, şimdi yazıhaneye baktık yok da. Bunun ıııı, Evrenseki"de Evrenseki Hafriyat varmış.
    ... : Evrenseki"de Evrenseki hafriyat
    ... : Hıı, orada olabilir diyorlar. Bir de buu,
    ... : ...
    ... : Kemer"de şey varmış, ıııı, apartları var. Oraya gitmiş olabilir diyor, Side tarafına gitmiş diyor.
    ... : Bir işim var, bitsin seni arayacağım.
    ... : Ne zaman biter?
    ... : Bir saatlik işim var.
    ... : Offf, çok yahu. Tamam ben şeye geçiyorum Side"ye geçiyorum, Side"ye geçiyorum hemen. Side"de değil mi?
    ... : Hı, hı.
    ... : Ben Ömer"i de alayım yanıma da.
    ... : Tamam.
    ... : Hadi görüşürüz.
    ... : Hadi görüşürüz."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmeyi yaptığı sırada mağdur ..."un maddi durumunun kötü olduğunu, kendisinde de istenilen miktarda para bulunmadığı için ..."ı oyalamaya çalıştığını,
    21.10.2009 tarihinde saat 20.00"de ... ile birlikteyken... ile;
    "... : Alo
    ... : Alo
    ... : Kurban, neyapıyorsun?
    ... : Sağolasın Şıhım. Sen ne yapıyorsun?
    ... : Allah razı olsun. Seni sormalı. Vallahi ben şimdi görüştüm onlarla. Bugün de ben aradım, önce bakmadılar. Meğerse yoldalardı, cenazeye gidiyorlardı.
    ... : Hıı.
    ... : Sorun olmaz yani, ailesini ... Tanıyorum. Efendi insanlar. Normalde kendi hâlinde insanlar.
    ... : ... (Konuşmalar çakışıyor.)
    ... : .... Var, ortada sorun yok.
    ... : Dedim önce,
    ... : Önemli değil. Sen canını sıkma.
    ... : Hııı.
    ... : Tamam. O yüzden rahat ol.
    ... : Tamam Şıhım.
    ... : Teşekkür ederim. Allah"a emanet ol. Kendine iyi bak, tamam.
    ... : Başım üstüne, görüşürüz.
    ... : Hadi, sağolasın Allah razı olsun.
    ... : Bir ... Ağabeyi alayım.
    Sanık ..."ten telefonu alan inceleme dışı sanık ... ile..."nin
    ... : Aloo.
    ... : Hı, biz ne yapalım yani?
    ... : Biz gelelim mecburen burada ne yapacağız?
    ... : Tamam.
    ... : Sana demiş, babası ile ... yani babası da ...
    ... : Hıı.
    ... : Dedi. Demişim sana söylediğim gibi. Dedi, sen nasıl istiyorsan öyle
    olsun yani.
    ... : Eee, sen rakam ne dedin?
    ... : Ben demişim yedi milyardır.
    ... : Yani o kadar tantana oldu, Şıhın eline düşmüş.
    ... : Iıı, ben onu da söyleyeyim. Şimdi üç dört avukat da burada, onların
    ... : Hı.
    ... : Biz yeni oturduk.
    ... : Hı.
    ... : Ben onu da söyleyeyim bari, yükseltsinler.
    ... : Yok, söyle otuz milyar ... o kadar tantana oldu. Düşmüş Şıhın eline yani.
    ... : Drumu yokmuş şimdi.
    ... : Niye yok? Bu diyor üç beş gün ... üç, dört trilyon para ... yol ihalesi almış.
    ... : Yok yav, öyle bir şey yok. İptal etmişler. Ben sordum. Bugün ...
    geldi, bana söyledi.
    ... : ... Kardeşim, şey olana kadar, bununkini verdikten bir şey de bize
    kalsaydı yani.
    ... : Tamam. Şıh"a söyleyeyim. Ben dedim, dedim. Ben geleyim sana
    söyleyim.
    ... : Yok, yok. Sen anlamıyorsun. Senin gibidir. Sonra yamyamlık yapmasın,
    ben sana onu söylüyorum.
    ... : ... (Konuşmalar çakışıyor.)
    ... : Tamam."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ... ile mağdurun 7.000 TL olan alacağı dışında herhangi bir miktar üzerinde konuşmadıklarını, daha fazla para istenmesi hâlinde aradan çekileceğini söylediğini, bu konuşmaları mağdurun zarar görmemesi için yaptığını, zira ..."ın mağdurun babası ile görüşmek istediğini, buna engel olduğunu, tarafları bir araya getirmediğini, mağdurun başka birisiyle nişanlı olduğunu, bu olayın duyulması hâlinde zarar göreceğini, zor durumda kalabileceğini düşünerek böyle bir konuşma yaptığını,
    ... ile 23.10.2009 tarihinde saat 17.46"da;
    "...
    ... : He, ne yaptın, bir haber aldın mı?
    ... : Eee, yok. Yarın geliyorlar.
    ... : Niye?
    ... : Yarın geliyorlar.
    ... : Sen dedin bu gün geliyorlar. Yarına mı ertelemişler?
    ... : He, yarın geliyorlar. ... Ben evlerine gittim, sordum.
    ... : Heee, arabasını görüyorlarmış da. Söylediler, aradılar beni.
    ... : Arabasını mı?
    ... : He, he.
    ... : ... babasının arabasıyla gittiler zaten. Niye sen orada...
    ... : Neyse.
    ... : Şöyle ben... neyle gitti, o şey pikabı diyorlarsa pikap onda değil
    ... : Hayır, hayır, BMW evin önünde.
    ... : Hayır, tamam.
    ... : Akşamları BMW ile geliyor evin önüne. Yani geliyor da içindekini görmemişler o mu değil mi diye?
    ... : ...Sanmıyorum kurban yav, yok.
    ... : Yok yani araba çünkü evin önünde değildi. Eeee, senden ayrıldıktan sonra dedi, dedi, araba evin önüne geldi dedi. Ben de dedim ki başka bir arabayla gitmiş.
    ... : Hayır, hayır, mümkün değil.
    ... : Yarın kaçta geliyorlar belli mi?
    ... : Kurban, kaçta gelirlerse beni arayacak zaten söyledim.
    ... : Tamam, ben bir daha istersen bir görüş. Eğer bugün ulaşamadıysan onu.
    ... : Tamam, tamam. Bir daha arayayım.
    ... : Tamam. Çünkü dün sen dedin ki bu gün için geliyorlar, dedin.
    ... : Öyle dedim de çünkü öyle dediler bana. Eee, ilk gün öyle dediler. Ya yarın ya öbür gün geliyor dediler.
    ... : Tamam işte çarşamba günü gittiler.
    ... : Hee.
    ... : Bugün cuma yani bugün dönmeleri lazım.
    ... : Dönmeleri lazımdı. Bu sabah aradı çünkü eeee, onun akrabası vardı, başkan.
    ... : Hııı.
    ... : Buranın belediye başkanı.
    ... : Hı, hı.
    ... : Onun da çocuğu şey olmuş, herhalda Antalya Tıp"ta yatıyor.
    ... : Hıı.
    ... : Bu sabah beşte kaldırmışlar. Bizim onunla da bir işimiz var.
    ... : Tamam. Yarın öğleden sonra geleyim ben o zaman. Yav bekleriz artık ne yapalım.
    ... : Tamam, tamam.
    ... : İyi, tamam, hadi görüşürüz.
    ... : Hadi, sağolasın."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; mağdurun maddi durumunun kötü olması ve kendisinde de yeteri kadar para bulunmaması nedeniyle ..."ı oyalamak için böyle konuştuğunu,
    ... ile 25.10.2009 tarihinde saat 14.00"te;
    "...
    ... : ... Nasıl geçti şey?
    ... : Onlarla görüştüm.
    ... : Heeh.
    ... : Eeee, kurban ... İstanbul"da hastane canım. Ben buradaki hastaneye başka bir şey için gittim.
    ... : Hee.
    ... : Eee, görüştüm onlarla.
    ... : Evet.
    ... : Abi, dedi. Bize bir hafta müsade edin bu parayı dedi, bu parayı vereceksiniz. Ben devreye girmişim. Bu parayı vereceksiniz siz dedim. Bir hafta müsade et önce bir ay mü... yok senet verelim, dedim olmaz. Senetten anlamaz, okuma yazmaları yok. Ondan sonra yirmi gün, şu, bu derken bir hafta müsade ettik. Bir hafta içerisinde parayı bulacak, sana vercekler. Bana verecekler ben sana yalnız belki biraz şey yaparız ondan tamam?
    ... : Yok, hiç bir şey yapma onda.
    ... : Sen beni mi kırıyorsun?
    ... : Ben seni hayatta kırmam.
    ... : Hee.
    ... : Zaten eğer...
    ... : Batak, batak.
    ... : Eğer kendisi
    ... : Bitmiş.
    ... : Eğer kendisi, yok, yok. Siz ona ulaşsaydın, o emin ol, en...kurtulmayacak.
    ... : Yok, kurban, yok.
    ... : Bunun vereceği yerler var, onun için.
    ... : Şimdi, aradaki yok. Aradaki dostlarımızdan dolayı ufak bir şey, çok ufak.
    ... : Hiç bir şey. Sen ondan şey yaptırma. Senin hatırın için biz üstüne hiç bir şey koymadık. Senin hatırın.
    ... : Sen anlamıyorsun, sen anlamıyorsun. Neyse sonra konuşuruz. Bir hafta içerisinde teslim ediyorlar, tamam.
    ... : Yani, bu önümüzdeki hafta içerisinde olur mu?
    ... : He, he.
    ... : Haftasonuna kalmaz?
    ... : ... Cuma gönüne kadar yani bir hafta müsade, cumartesine kadar.
    ... : He, cuma günü.
    ... : Ben sana teslim ediyorum. He, tamam?
    ... : Tamam, oldu.
    ... : ... şansı yok.
    ... : Tamam, oldu."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup tahsilattan pay isteyip istemediği sorulduğunda; mağdurun ve kendisinin bu parayı bulması için zaman kazanmaya çalıştığını,
    ... ile 30.10.2009 tarihinde saat 16.48"de;
    ... : Efendim kurban
    ... : Telefonu açık bunun.
    ... : Açık mı?
    ... : He. Sana vereyim numarası yoksa.
    ... : Ha, bende iki tane numarası var. İkisi de var bende.
    ... : Beş yüz yedi.
    ... : Biri zaten iptal olmuş.
    ... : Beş yüz iki, beş yüz yedi
    ... : He, he.
    ... : Altmış ... yirmi...
    ... : Bu bende var.
    ... : Yav, açık telefonu, şimdi aradım.
    ... : Bir bakayım."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; mağdur ile ..."ın görüşmelerini engellemeye çalıştığını,
    ... ile 30.10.2009 tarihinde saat 17.38"de;
    "... : Efendim.
    ... : Kurban, ne yapıyorsun?
    ... : İyi baba, vallahi haber bekliyoruz.
    ... : İyi, aradı beni, karakoldaymış. Hakikaten çekten dolayı almışlar.
    ... : Hee.
    ... : Eee, hatta şeyi, .... komutanı verdi bana.
    ... : Heeh.
    ... : Karakoldan şimdi mesaj attım dedi ya.
    ... : Hee.
    ... : Dedim, artık bu davada ben yokum. Hemen aradı beni.
    ... : Hı, hı.
    ... : ... komutanını ... hakikaten karakolda karşılıksız çekten.
    ... : He, he.
    ... : Şimdi bu bir tane çek aldı ya. Yalnız kendi çeki değil. Ya başkanın kardeşinin çekini verecekler ya da başkanın akrabasının çekini.
    ... : Şimdi bak, bak.
    ... : He, he.
    ... : Eyvallah, her şeye eyvallah dedik de sana. Dedik ki bir hafta mühlet, en sonra
    ... : Bir hafta on gün dedim ben ona yav.
    ... : Bir hafta demişsin. Yoksa Manavgat ... cumartesi günü yani yarın sondu.
    ... : Anladım, anladım.
    ... : Şimdi kalkacağız, çek verecek bilmem ne yapacak. Gerek yok buna. Yani miktar bir miktar olsa dersin ki tamam, eyvallah. Yani bulamayacağı bir para değil. Bu sana yalan söylüyor..
    ... : Yok, kurban. Adam bitmiş, bitmiş. Ben şimdi de yeni araştırdım. Ben öyle biliyorum.
    ... : Peki.
    ... : Tabi, işimiz gücümüzdeydik, bitmiş.
    ... : Yarın
    ... : Babası devreye gir, diğeri devreye girdi. Diğeri devreye giriyor. Şimdi, eee, ben normalde çek olmaz dedim.
    ... : Tamam, yarın
    ... : Ama şimdi kendi aramızda konuşuyoruz. Sana soruyorum çek olursa?
    ... : Yok, yok. Olmaz, olmaz, eee
    ... : Olmaz, tamam.
    ... : Yarın ben geliyorum zaten. Yarın neredeyse gelsin. Çıksın gelsin. Oturalım. Tamam mı?
    ... : O zaman o gelmez. Benim yanıma gelmiyor. Ben babasıyla görüşüyorum. Babasına da fazla söylenecek bir şey yok.
    ... : Tamam. Ben yarın geleyim.
    ... : Hah.
    ... : O zaman teşekkür ederim. Bu saate kadar. He, sen ona söyle.
    ... : Heeh.
    ... : De ki; kabul etmiyorlar. Seninle yüz yüze görüşmek istiyorlar.
    ... : ..., kurban. Bu böyle olmaz. Haa dersen devreden çekil, çekileyim ben. Sorun olmaz.
    ... : Hayır, şimdi senin, seni kırdı.
    ... : Beni kırmadı. Karakolda adam ifade veriyor.
    ... : ... Tamam, şu anda karakolda. Çek, karşılıksız çekten karakolda
    ... : He, doğru.
    ... : Sonuç itibarıyla ya bugün verecekti ya yarın parayı verecekti senin ona söylediğin şeye göre doğru mu?
    ... : ..., biz bir hafta on gün dedik ona şimdi.
    ... : Yok, sen, ben bana bak.
    ... : Sana bir hafta demiş olabilirim.
    ... : Sen dedin ki yirmi gün istemiş. Ben demişim benim için bir hafta bekle dedin, dedim tamam eyvallah.
    ... : Heeh.
    ... : Bugün bir hafta doldu ya.
    ... : Bir hafta ...
    ... : ... Yav cumaya, cuma. Bir hafta, on gün demedik baba. Bak yani.
    ... : ....
    ... : Konuştuğun kelimeyi unutmuş olabilirsin
    ... : .... ..., ben sana söylememiş olabilirim. Bir hafta vermişimdir ama oraya bir hafta on gün demişiz.
    ... : Evet.
    ... : Çünkü başkası da vardı orada konuşurken.
    ... : Yani, bu, bu.
    ... : Başkan da oradaydı.
    ... : Bu, bu paranın
    ... : Hee
    ... : Benimle hiç bir alakası yok.
    ... : Seninle değil, benimle de yok alakası kurban.
    ... : Hee, bir lirası
    ... : Bir lira menfaatimiz mi var işin içinde?
    ... : ... girmeyecek.
    ... : Yok.
    ... : Ama kalkıp da bu sana terbiyesizlik yapıyor. Sen de ki kabul etmediler. Eee, yarın geliyorlar de sen ona.
    ... : Ulaşırım. Söyleyeceğim, tamam,
    ... :Tamam
    ... : Hadi.
    ... :Hadi."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; aradan bir hafta zaman geçtiğini, 7.000 TL"yi tedarik edemediklerini, ..."ın kendisini sıkıştırmaya başladığını, ..."ın Manavgat"a gelip mağdurun babasıyla görüşmemesi için oyalama taktikleri yaptığını,
    ... ile 30.10.2009 tarihinde saat 17.44"te;
    "... : Kurban, hatır olmasa ben böyle bir mevzu, mevzu pis bir mevzu biliyorsun. Böyle bir mevzuya da girilmez, şey de olmaz.
    ... : Evet
    ... : Abe, bu sessiz sedasız ne kadar biterse çünkü böyle mevzuyu millet duysa diyecek Şıh"ın ne işi var? Onların, Orhangilin ne işi var? Nurigilin ne işi var? Anladın?
    ... : Evet
    ... : Biz dedik sessiz sedasız bitsin, biz görüştük çolukla çocukla. Hatta ben demin kızdım çocuğa. Mesaj attım. ... bana bir şeyler söyledi. Ben çocuğa mesaj attım. Çocuk mesaj attı. Çocuk aradı. Çocuk karakolda... Karakol komutanı bizim arkadaşımız.
    ... : Evet
    ... : Aradı, Şıhım dedi, şu anda işlem yapıyoruz, dedi. Şimdi karşılıksız çekten Savcı serbest bıraktı ama daha işlemi bitmedi.
    ... : Hıı,hıı.
    ... : Daha halen de karakoldadır. Jandarmadadır halen.
    ... : Hee.
    ... : Anladın? Iıı, çocuk dedi abe elimden geleni yapıyorum ki ben ona bir şey söyledim. Bak ben devreye girersem bu iş bitecek. Biter abe dedi. Mümkün değil yani. Bize yanlış yapmaz çocuk. Alternatifleri sunuyor. Ben ..."a diyorum alternatif böyle böyle. Bir şey konuştu ... oradan, küplere biniyor. Yahu diyorum adam konuşmuş böyle bir şey ben sana sunuyorum, anladın? Sonuçta ben, senin ne ..."ın ne benim bir lira menfaatimiz var mı? Yok.
    ... : Yahu Allah için kimsenin.
    ... : Allah için yapılmış.
    ... : Bir beklentisi yok. Demin ona da söyledim. Dedim ki biz bir kadın için kimseye tokat atamayız.
    ... : Yahu öyle şey mi olur?
    ... : Bir kadın olduğu şeyde biz uğraşamayız.
    ... : Ha babana rahmet. Olay piç olay.
    ...
    ... :Şimdi abe senden ricam
    ... : He kurban.
    ... : Bu gevşek bir çocuk. Yani geçerli bir çocuk değil. Elli iki yerden de sordurdum onu da.
    ... : He, he.
    ... : Gerek yok yani iki tane insanın böyle bir mevzu için yüz yüze gelmesine gerek yok. Yarın buna çekini kestirsin. Sonuçta biz bu kıza söz verdik. Yarın bu para alınacak.
    ... : He.
    ... : Çünkü seni tanımadan demişiz ki bizim orada bir abemiz var. Yani bu senin...
    ... : Allah razı olsun.
    ... : Şerefin olarak gördüğümüz için.
    ... : Sağol Allah razı olsun.
    ... : Demişiz ki böyle böyle bizim orada çok değer verdiğimiz bir dostumuz var. Orada büyüğümüzdür. O kendisi bu sözü vermiş. Yarın, bugün, üç dört sefer ... Abe aramış. Benim yanımda dedi ki abe ne olmuş? En son dedim ki ver. Kıza dedim ki ablası bir şey yok. Yarın sen paranı alırsın. ... Abeye de söyledim. Al abe senden tek ricamız eğer bu akşam alabiliyorsan al. Ya da yarın sabah emaneti al biz burada kırdıralım. Senin adına biz söz vermişiz ona. Önemli değil farkı furku bizden gitsin. Yani üç kuruşluk. Ne biz oraya mahcubiyet yaşayalım yani. Mahcubiyet senin adına olur çünkü biz seni orada onure etmişiz. Demişiz ki bir büyüğümüz orada anladın abe?
    ... : Kurban, burada kırdırırız. Yani bakayım çeke, kimin çekini getirecek.
    ..."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup örgüt lideri..."den talimat alıp almadığı sorulduğunda; parayı tedarik edemedikleri için ... ve..."nin kendilerini çok sıkıştırmaya başladıklarını, bu şahısları oyalamak için çeşitli bahaneler uydurduğunu,
    ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 16.12"de;
    "... : Efendim ....
    ... : Ne yaptın baba?
    ... : Sağol, Allah Razı olsun... Bu sabah onlarla görüştüm. Babasıyla da kendisiyle de.
    ... : Sabah mı görüştün?
    ... : He, sabah görüştüm. Başkan da devrede.
    ... : Hııı.
    ... : Ondan sonra, başkan babaya bağırdı, çağırdı ona.
    ... : Hııı.
    ... : Eeee, ondan sonra dedi ki; biz halledeceğiz ama bir yerdeyim ben, geleyim sana durumu anlatacağım.
    ... : İyi de bunu, bunu şey yapmayacak mıyız? Geldi mi hiç olmazsa evrağı alsak.
    ... : ... Çek, evrak hazırlayacaklar kurban. Ben herhâlde almam mı?
    ... : Tamam da sabahtan beri hazırlayamadı mı?
    ... : ... Kurban, evrak şimdi, batmış adama sen evrak verirsin?
    ... : Neyse, eee, bir gel de.
    ... : Tamam, işim bitsin, işim bitsin de.
    ... : Ne zaman biter işin?
    ... : Bir iki saat işim var. Tamam.
    ... : Bir iki saate ben çok geç kalırım Antalya"ya. Saat dört.
    ... : Kurban, sana dedim. Beni ara sonra çık.
    ... : Ee, tamam. Ben seni aradım da Serik"teydin. Diyebilirdin ki gelme.
    ... : He, dedin Serikte"yim. Dedin de Serikte isen gel bir şey olmaz. Hem konuşacağımız bir şey var.
    ... : Tamam. Beni neyse. Ben şimde onun yazıhanesine geçeceğim. Tamam. Görüşürüz.
    ... : Tamam. Hadi."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; söz konusu paranın bir kısmını kendisinin bir kısmını ise mağdurun tedarik ettiğini, ..."a bu parayı teslim etmek üzere gece geç saatlerde Ilıca Kavşağında miktarını hatırlayamadığı parayı verdiğini,
    ... ile 31.10.2009 tarihinde saat 16.58"de;
    "...
    ... : Kime?
    ... : ..."a
    ... : Söyledim. Dedi ben Serik"ten aradı beni. Dedi ben Serikteyim. Dedim niye aramadan geldin? Dedi Serikteyim. Dedim hadi gel, bir yerdeyim, bir işim var dedim bitsin geleceğim yanına. O da daha görüşmedik.
    ... : Yok. Dedi Sarılarda mıymış neymiş. O lavuğun oturduğu yer dedi. Biz oraya gidiyoruz.
    ... : Gerek yok gitmeye.
    ... : ...
    ... : Gerek yok, gerek yok. Yani görüşüldü, konuşuldu olay. Sessiz sedasız.
    ... : Yav, bizim de senden ricamız o abi. Yani şimdi bir tantana.... yani.
    ... : Ben bitireceğim, dedim. Ben şöyle edeceğim, böyle edeceğim demedim. Adamlarla görüştüm. Şey ettim. İnan bana sizler benim kadar baskı kuramazsınız. Çünkü beni burada hem tanıyorlar
    ... : Hıı, hııı
    ... : Hem tanıyorlar, hem de benim söylediğim onlarda kanundur. Yani bu sabah başkanı da topladık, geldiler. Hepsi geldiler. Oturdular. Başkan dedi, Şıh ne diyorsa onu yapacaksınız. Dedi terbiyesizlik etmeyin. Yemeyeceği bokun altına girmemeliydi. Niye kızı hamile bıraktı? Aynen mevzu döndü.
    ... : Hıı,hıı.
    ... : Herkes dedi çapkınlık yapar ama dikkat eder. Çapkınlık yaptıysa tamam dedi. Ama yok kızın hayatıyla oynayacaksa biz buna karşıyız. Bizim de kızımız var, bacımız var. Başkan da güzel bir fırça çekti, bitti olay.
    ...
    ... : Yav, çok da bizim onlarla uğraşacak şeyimiz yok. Abi yani herkesin kendine göre bin tane derdi sıkıntısı var. Yani dün de bunlarla konuştuk. Bir yüz yüze geldiğimizde utancımızdan biz yerin dibine gireceğiz. Yani dün ona da aynısını söyledim. Dedim birisi bizi görse biri bir şey söylese neyin cevabını vereceğiz?
    ... : Hah, işte mevzu budur. Mesela ben her yerde, biz konuşuyoruz. Böyle böyle biz diyoruz. Biz dediğimiz zaman olay bitiyor. Ama şimdi bu durumda ters bir durum anlıyor musun?
    ... : Evet.
    ... : Durum ters.
    ... : Eee, şimdi o, oraya mı geçti yani? Onlarla mı görüşecek?
    ... : Bir sorun olmaz kurban. Konuşurlar gönderirler. Biz Şıh ile konuşmuşuz gerekeni yapacağız... Aynı şeyi söylerler.
    ... : Tamam."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ... ve..."nin kendisini çok fazla sıkıştırmaları üzerine mağdura zarar vereceklerini düşünüp bu işi çözeceğini, elinden gelen yardımı yapacağını anlattığını,
    ... ile 02.11.2009 tarihinde saat 17.36"da;
    "...
    ... : He abi.
    ... : Şimdi çeki kırdırıcaklar. Başkan kırdıracak.
    ... : Hı, hı.
    ... : Eee, eğer oradaysan daha ucuz kırdırabilirsen çeki getireyim. Yüzde yedi buçuktan yapıyorlar.
    ... : Tamam. Yarın olsun abi, fark etmez.
    ... : Hee, çeki yüzde yedi buçuktan yapıyorduk, çeki ben elimle başkana verdim.
    ... : Tamam. Aldın yani abi?
    ... : Yarın yüzde yedi buçuktan kırdırıyoruz.
    ... : Tamam olur. Fark etmez.
    ... : Sen dersen yüzde beşten yaparım, çeki getireyim sen kırdır.
    ... : Yok, yok. Fark etmez. Üstünü ben tamamlayayım önemli değil de gelsin kapansın da.
    ... : Yav kapansın, he, he
    ... : He, ozaman.
    ... : Vallahi durum müsait olsaydı ben de katacaktım.
    ... : Allah razı olsun. Önemli değil, yarın ben hallederim.
    ... : Yarın saat eee, iki buçuk üç gibi ben seni arayacağım. Tamam, ben...Ondan sonra arayacağım seni."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ..."ye güven sağlamak ve mağdurun zarar görmesini önlemek için Manavgat Belediye Başkanının çeki kırdıracağını söylediğini, böylece karşı tarafın mağdurun çevresinin geniş olduğunu düşünmesini istediğini, aslında bunun bir yalan olduğunu, Başkanın böyle bir çekten haberinin olmadığını, kaldı ki ortada bir çekin de bulunmadığını, toparlanan paranın 7.000 TL"den az olması nedeniyle çek kırdırmış gibi yalan söylediğini,
    ... ile 02.11.2009 tarihinde saat 17.41"de;
    "... : Yarın Allah"ın izniyle bir problem yok değil mi? ..."a....
    ... : Yok, kurban yok.
    ... : He, yarın öğlen üç gibi falan inşallah...
    ... : Üç, dört gibi benim işim var. Şimdi Alanya"ya gideceğiz. Bu gece bir Alanya işimiz var.
    ... : Heh.
    ... : Üç, dört gibi ben döneceğim, başkan hazırlamış olacak.
    ... : Tamam, tamam.
    ... : ... Başkan, tamam. Ben yapacağım dedi.
    ... : Tamam.
    ... : Ha yaptırıcak. Daha sonra kendi de yapması zaten mümkün değil de.
    ... : Hee, tamam, tamam.
    ... : Yaptıracak bir yere, gönderecek ondan sonra da.
    ... : Allah razı olsun. He, tamam.
    ... : .... Ee....
    ... : ... Ağbiyi de ben aradım. Dedi, bir yerdeyim. Dedim, ona da söyleyeceğim, söyle diye yani.
    ... : Dur, ona kızmışım, şimdi onunla konuşmuyorum.
    ... : Eeee, tamam, tamam.
    ... : İş bittikten sonra görüşürüz.
    ... : Tamam.
    ... : Ona misafir olacağım. Diyeceğim bir daha böyle işlere girmesin.
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; bu görüşmenin parayı ertesi gün ödeyip ödemeyeceklerini teyit amacıyla yapıldığını,
    ... ile 03.11.2009 tarihinde saat 12.55"te;
    ... : Efendim ....
    ... : Selamın ayeyküm.
    ... : Aleyküm selam.
    ... : Ne yapıyorsun? İyisin inşallah?
    ... : Sağol, Allah razı olsun. Vaalahi biraz işlerim var. Ondan sonra
    ... : Alanya"dasın?
    ... : He, he, birazdan çıkacağım.
    ... : Tamam abi. ... Abigili göndereyim mi? Onlar çıksınlar mı? yoksa
    ... : Yok, gerek yok kurban. Zaten ben gelirim o tarafa doğru.
    ... : Tamam. Ben senden haber bekliyorum o zaman abi. Hadi Allah"a emanet ol. Görüşürüz.
    ... : Allah"a emanet ol."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ..."nin parayı alabileceğini teyit ettirmek için kendisini aradığını,
    ... ile 03.11.2009 tarihinde saat 17.36"da;
    "...
    ... : Sağol, Allah razı olsun kurban. Başkan aradı beni.
    ... : Heeh.
    ... : Hani biz çeki yaptırdık. Her şey tamam, Yalnız yarın öğlen gel, benden al git dedi. Çocuğu rahatsızmış.
    ... : Tamam.
    ... : .... İşimiz yok yarın öğlenleyin ben oradan alıp Antalya"ya, Antalya"ya geleyim yemeğinizi yemeye.
    ... : Tamam. Oldu.
    ... : Tamam.
    ... : Tamam. Oldu,
    ... :Hadi, Allah"a emanet ol. Şimdi aradı beni. Dedi, çocuk rahatsız. Biliyorsun bir aydır böyle çekiyorlar bunu.
    ... : Anladım.
    ... : Yarın öğlen, dedi. Gel al, dedi. Hanımla beraber dedi hastanedeyiz, dedi...Hastane var ya burada...
    ... : Tamam.
    ... : Tamam.
    ... : Tamam, oldu.
    ... : ... Hazırlamıştınız bana. Bugünkünü kaçırdım.
    ... : Barbunya ile şey vardı. Dolma.
    ... : Ooo, dolmayı seviyorum ama dolma biraz kalın .... Kaldırım.
    ... : He, he.
    ... : Tamam. Yarın parayı alıp geliyorum.
    ... : Tamam. Oldu.
    ... : Kırmış çeki. Her şey hazır. Tamam.
    ... : Tamam. Oldu.
    ... : Hadi görüşürüz.
    ... : Görüşürüz."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; paranın eksik olması nedeniyle ... ve..."yi oyalamak için yalan söylediğini,
    ... ile 03.11.2009 tarihinde saat 18.03"de;
    "...
    ... : He, ... çıktı.
    ... : Hı, hı, söyledi abi.
    ... : Şey aradı, başkan
    ... : Hı, hı
    ... : Dedi, abi dedi. Çocuk rahatsız. Yarın öğlen gel, benden al git dedi. Ben yaptırdım, tamam, dedi. Her şey tamam dedi. Yalnız çocuğum rahatsız şimdi, dedi. Hastanedeyim, yarın benden al git, dedi. Tamam, yarın alıp geliyorm.
    ... : ... Sağol.
    ... : Sağol, Allah razı olsun. Yemeği yarın yiyeceğiz yani.
    ... : Ee, tamam, başımın...
    ... : Bugün de .... dolma vardı gelemedim.
    ... : Tamam. Başımın üstüne.
    ... : Hadi görüşürüz. Sağol, Allah razı olsun"
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; mağdur ... ile birlikte paranın kalan kısmını tedarik edemedikleri için belediye başkanının çeki kırdıracağını söyleyerek karşı tarafa güven verip zaman kazanmak istediğini,
    Sanığın, ..."ın telefonunu arayıp inceleme dışı sanık ... ile 06.11.2009 tarihinde saat 14.31"de;
    "...
    ... : O kızın eksiği vardı ya.
    ... : Heh.
    ... : ... Abi onu, bir de o üç milyara bir birinden aldı kıza verdi. Kızın şimdi derdi sorunu kalmadı.
    ... : Tamam.
    ... :Bu üç milyarı da biz bu gün gelecek diye söz verdik adama. Bugün vereceğiz adama. Eee, nasıl yaparız, biz mi gelelim sen mi?
    ... : Akşam üzeri, akşam üzeri ben gelirim. Biraz rahatsızım. Akşam üzeri ben gelirim.
    ... : Daha olmazsa biz gel, biz de geliriz yani fark etmez.
    ... : Yok kurban. Zaten orada işim var. Geleceğim ya.
    ... : Tamam abi. Senden haber bekliyoruz o zaman.
    ... : Tamam.
    ... : Hadi görüşürüz abi.
    ... : Hadi sağolasın."
    Şeklindeki telefon görüşmesine ilişkin tutanak okunup sorulduğunda; ... isimli şahsı tanımadığını, ismini ... olarak söylediği için telefon konuşması sırasında şahsa bu isimle hitap ettiğini, ..."in parasının kalan kısmını gece geç saatlerde ödediğine dair konuştuklarını,
    Cumhuriyet Başsavcılığında; Manavgat"ta yaşadığını, çevresinde Şıh olarak bilindiğini, ..."ı tanımadığını, ancak ... ile bir cenazede tanıştıklarını, ...’ın bir gün Manavgat"a gelip mağdur ..."yı tanıyıp tanımadığını sorduğunu, mağdurun aile dostu olduğunu söylediğini, niçin aradığını sorduğunda "Yengemizin bir alacağı var. Onun için görüşeceğiz." dediğini, bunun üzerine "Adreslerini veremem. Bunlar benim aile dostumdur, sorup sana döneceğim." diye cevap verdiğini, mağdur ..."a durumu anlattığını, mağdurun olayı babasının duymasını istemediğini, ... isimli bayandan daha önce 10.000 TL alıp 3.000 TL"sini ödediğini, geri kalan 7.000 TL"yi de kendisinin aracılığıyla ödeyeceğini, bahsi geçen şahıslarla bir araya gelmek istemediğini söylediğini, kendisine mağdurun beyanı okunup sorulduğunda; mağdur ile görüştüğünde gelenlerin iyi niyetli olmadığını, bu kişilerin konuşma tarzlarının çok farklı olduğunu bildiği için “Gelenler iyi niyetli şahıslar değiller.” şeklinde beyanda bulunduğunu, ..."a söz konusu ödemenin yapılacağına dair kefil olduğunu, görüşmelerde devreye Şıh"ın girdiği ve alacağın 30.000 TL"ye çıkacağı yönünde beyanlar bulunduğu okunup sorulduğunda; kendisine masraflar var dediklerini, fakat "Ben 7.000 TL"ye kefilim onun dışında herhangi bir şeye kefil değilim." şeklinde cevap verdiğini, 25.10.2009 tarihinde ... ile yaptığı görüşme içeriği okunup sorulduğunda; görüşme içeriğinin doğru olduğunu, bu görüşme yapılırken yanında bulunan mağdurun ödeyeceği parayı başkasından faizle alacağını bu nedenle miktarı biraz düşürüp düşüremeyeceğini sorması üzerine parayı bulacaklar, bana verecekler, ben ondan biraz şey yapacağım şeklinde miktarı düşürmeye yönelik beyanda bulunduğunu yoksa kendisi için herhangi bir şey istemediğini, mağdurun 7.000 TL"yi nakit verdiğini ama bu para verilmeden önce kendisinin ..."a 4.000 TL para verdiğini, çünkü bu şahsın kendisini çok sıkıştırdığını, sonradan mağdurun verdiği 7.000 TL"den 3.000 TL"yi ..."a verip 4.000" TL"yi de kendisine aldığını, aslında çek kırdırmanın söz konusu olmadığını, ... ve..."yi oyalamak için bu yönteme başvurduğunu, iletişimin tespiti tutanaklarına göre çek verildiği ve çekin kırıldığının söylendiği sonuç itibarıyla ... ..."nın kendisine 6.000 TL para verildiğini beyan ettiği hatırlatılarak sorulduğunda; ..."e kaç para verildiğini bilmediğini, mağdurun kendisine 7.000 TL verdiğini, bu parayı ..."a 4.000 TL ve 3.000 TL olarak ilettiğini, mağdurun beyanında ... ..."ya hiçbir şekilde borcunun olmadığını beyan ettiği hatırlatılarak sorulduğunda ise; bildiği kadarıyla bu para meselesini mağdurun babasının da bildiğini,
    Mahkemede; suçlamaları kabul etmediğini, örgüt üyesi olmadığını, inceleme dışı sanıklardan yalnızca ...’ı tanıdığını, kendisine takılan Şıh lakabının da aileden gelme bir lakap olduğunu, yaşantısı ve inanışları nedeniyle herhangi bir örgütün üyesi olmasının da mümkün olmadığını, müştekiler ... ve babası ......’yı tanıdığını, ..."nın şımarık birisi olduğunu, ... isimli bir bayanla birlikte yaşadıklarını ve evlenmek istediklerini, ancak ...’un babasının ""Ben çocuklu, dul bir kadını oğluma almam."" diyerek evlenmelerini istemediğini, babasının mağdurla bu şekilde araları açılınca da mağdurun şirketteki yetkilerini elinden aldığını, bu zamanlarda parasız kalan ...’un, ...’in kredi kartından 7.000-8.000 TL civarında para kullandığını, daha sonra mağdurun, babasıyla anlaşıp şirkete dönmesi üzerine ... ile ayrıldıklarını, ancak ..."in mağdur olduğunu, bu durumu, ...’in komşusu olan tanıdığı ..."ın söylediğini, kendisinin de mağdurla babasını tanıdığını, onlarla konuşacağını söylediğini ve ...’un babasına oğlunun ...’in kredi kartından para kullandığını söylediğini, onun da kendisine bu parayı verebileceğini ifade etmesine rağmen suça konu borcu hemen ödemediğini ve ...’in Manavgat’a bir daha girmemesi şartıyla istediği parayı kendisine verebileceğini söylediğini, ...’in acil paraya ihtiyacı olduğundan hatırlayamadığı bir miktar parayı kendi cebinden verdiğini, daha sonra ...’un babasının borcu ödediğini, kendi cebinden ödediği miktarı düşerek kalanını ...’e iletilmek üzere ...’a verdiğini,
    Savunmuştur.
    Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı ele alınması faydalı olacaktır.
    1-a) Sanığa atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığı,
    Yağma suçu TCK"nın 148. maddesinde;
    "1-Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    2- Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
    3-Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun"un suç tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 149. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun nitelikli hâlleri;
    "a) Silâhla,
    b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
    c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
    e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
    g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
    h) Gece vaktinde,
    İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." biçiminde sayılmıştır.
    Suç tarihi itibarıyla 149. maddede yağma suçunun nitelikli hâlleri arasında birden çok kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak ve suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işlenmesi sayılmıştır. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 64. maddesi ile yağma suçunun konut ve iş yerlerinin eklentilerinde işlenmesi hâli de diğer bir nitelikli hâl olarak Kanun maddesine eklenmiştir.
    Aynı maddenin ikinci fıkrasında da yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.
    Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK"nın 148. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da mal varlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
    Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
    Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
    Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi hürriyeti, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuki değerlerdir.
    Yağma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi eylemin mağdur üzerindeki korkutucu gücü ve mağdurun kendisini savunmasını zorlaştırarak söz konusu suçun daha kolay işlenmesini sağlaması nedeniyle nitelikli hâl kapsamına alınmıştır. “birden fazla” terimi iki ve daha fazla kişiyi ifade eder. Bu nitelikli hâlin uygulanması için birden fazla kişinin TCK’nın 37. maddesi kapsamında suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştirmeleri gerekir. Suçun birden fazla kişi tarafından işlendiğinin kabulü için önemli olan mağdurun üzerinde eylemin birden fazla kişi tarafından işlenmesinin oluşturduğu zorlayıcı etki değil, faillerin iştirak iradesi içerisinde birbirlerinden cesaret alarak bu eylemi gerçekleştirmiş olmalarıdır. Birden fazla kişiden birinin dışındakileri mağdurun görmemesi durumunda da bu nitelikli hâlin uygulanması gerekmektedir. (Osman Yaşar, Hasan ... Gökcan, Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, 2014, 2. Baskı, s. 4827.). Suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olarak suça iştirak etmeleri hâlinde bu nitelikli hâl oluşmaz.
    Yağma suçunun var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi gizli veya açık, var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücünün, kişileri paniğe kapılacak surette korkutabilmesi nedeniyle (Ali Parlar, Muzaffer Hatipoğlu, Türk Ceza Kanunu Yorumu, Seçkin, 2008, 2. Baskı, s. 2301.) nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli hâlin uygulanması için gerçekte böyle bir örgütün var olması gerekmez. Failin bir şekilde var olan veya varsayılan bir örgüt adına hareket etmesi, onun korkutucu gücünden yararlanması yeterlidir. Fail tehdidini kuvvetlendirmek ve mağdurun beklenen mukavemetini daha kolay kırmak için böyle bir örgütün varlığını ima etse dahi bu nitelikli hâl gerçekleşir. (Mahmut Koca, İlhan Üzülmez,Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet, 2019, 6. Baskı, s. 661.).
    Yağma suçunun suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işlenmesi hâlinde önceki fıkranın aksine ortada fiilen bir suç örgütünün bulunması, failin örgütün üyesi olmasa bile örgüte yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi gerekmekteyken suçtan elde edilen yararın örgüte aktarılması şart değildir. Madde gerekçesinde “yarar” deyiminin geniş şekilde anlaşılması gerektiği bildirilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    İnceleme dışı sanık ...’in Manavgat’ta inşaat işleriyle uğraşan mağdur ... ile Side’de bir otelde tanışıp bir süre birlikte yaşadığı, mağdurun babasının ...’i gelin olarak kabul etmemesi üzerine mağdur ile babasının arasının açıldığı, bu ilişki boyunca mağdurun maruz kaldığı icra takipleri ile girdiği ihalelerde kullanmak için ...’ten 10.000 TL ödünç para aldığı, ... "in mağdur ile ayrıldıktan sonra Antalya ilinde yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suretiyle haksız çıkar elde etme amacıyla kurulmuş suç örgütünün lideri inceleme dışı sanık ... ... ile ilişki yaşamaya başladığı, önceki birlikteliği sırasında mağdura verdiği 10.000 TL borçtan kalan 7.000 TL’nin tahsili için...’den yardım istemesi üzerine...’nin paranın alınması için talimat verdiği örgüt üyeleri inceleme dışı sanıklar ... ile ...’ın ...’i mağdurun iş yerine götürdükleri, toplantı salonuna izinsiz giren ...’in mağdura "Senin bana 7.000 TL borcun var. Ben hamileyim. Senin yüzünden bir sürü mağdur oldum." dediği, ardından mağdurun babasına dönerek "Senin oğlun bana borçlu olduğu 7.000 TL"yi vermiyor." şeklinde sözler sarf ettiği, bu olaydan bir süre sonra...’nin ... ve ...’i Manavgat’a gönderdiği, ...’ın daha önceden tanıdığı Manavgat ilçesinde çanta dükkânı olan “Şıh” lakaplı sanık ... ile irtibata geçerek mağduru tanıyıp tanımadığını sorduğu, sanığın mağdur ve babasının aile dostu olduğunu söyleyip tarafları yüz yüze getirmeden mağdurdan söz konusu parayı alabileceğini söylediği, mağdur ...’a telefon açarak... isimli şahsın ...’in alacağı için üç-dört adamını Manavgat’a gönderdiğini, gelen kişilerin iyi niyetli olmadıklarını söylerek mağdurdan tahsil ettiği parayı ... vasıtasıyla ...’e verdiği, bu süre boyunca usulüne uygun olarak alınan Mahkeme kararıyla sanıkların telefonlarının dinlenip görüşmelerinin kayda alındığı, dosya içerisindeki tape tutanaklarından inceleme dışı sanık ... ... ile ...’in 21.10.2009 tarihinde saat 15.58’de yaptıkları telefon görüşmesinde “Madem öyle hani, bayramdan önce alacağı yoktu niye bir kısmını verdi bir kısmını da aldı?”, sanık ... ile... arasında 31.10.2009 tarihinde saat 16.58’de gerçekleşen telefon görüşmesinde “Beni burada tanıyorlar, hem tanıyorlar hem de benim söylediğim onlarda kanundur.”, ... ile ... arasında 21.10.2009 tarihinde saat 20.00’de gerçekleşen telefon görüşmesinde “Yok, söyle otuz milyar ... o kadar tantana oldu. Düşmüş Şıhın eline yani.", aynı görüşmede “Kardeşim, şey olana kadar, bununkini verdikten bir şey de bize kalsaydı yani.”, ... ile sanık ... arasında 06.11.2009 tarihinde saat 14.31’de gerçekleşen telefon görüşmesinde “O kızın eksiği vardı ya, ... Abi onu, bir de o üç milyarı birinden aldı kıza verdi. Kızın şimdi derdi sorunu kalmadı. Bu üç milyarı da biz bu gün gelecek diye söz verdik adama. Bugün vereceğiz adama. Eee, nasıl yaparız?”, ... ile ... arasında 21.10.2009 tarihinde saat 19.53’te gerçekleşen telefon görüşmesinde sanık ...’in örgüt mensuplarına mağdur ile konuştuğunu, mağdurun “Öyle bir borç yok.” demesi üzerine sanığın “Bu gelenler iyi niyetli değiller. Bizim de dostlarımız. Eee, ona göre.” dediği, mağdurun da “ O zaman sen ne diyorsan o.”, ... ile sanık arasında 30.10.2009 tarihinde saat 17.44’te gerçekleşen telefon görüşmesinde sanığın mağdurla aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak “Bak ben devreye girersem bu iş bitecek. Biter abe dedi. Mümkün değil yani. Bize yanlış yapmaz çocuk.”, sanık ile ... arasında 30.09.2009 tarihinde saat 17.38’de gerçekleşen telefon görüşmesinde sanığın “Kurban, bu böyle olmaz. Haa dersen devreden çekil, çekileyim ben.” şeklinde konuşmalar yapıldığının anlaşıldığı olayda; mağdurun bir dönem birlikte yaşadığı ...’e herhangi bir borcunun olmadığını beyan etmesine karşın inceleme dışı sanık ... ... ile ...’in 21.10.2009 tarihinde saat 15.58’de yaptıkları telefon görüşmesine ait tape tutanağında ...’in mağdurun alacağını inkâr etmesi ihtimalinden bahsederken “Madem öyle hani, bayramdan önce alacağı yoktu niye bir kısmını verdi bir kısmını da aldı?” şeklinde sözler sarf etmesi ve tüm aşamalarda mağdura 10.000 TL borç verdiğini, bunun 3.000 TL’sinin ödendiğini, geriye 7.000 TL’nin kaldığını söylemesi karşısında mağdurun ...’e borçlu olduğuna dair inancının bulunduğunun anlaşılması, söz konusu alacağı tahsil için Antalya’da çek-senet tahsilatı işleri ile uğraşan sevgilisi... ve onun örgütünden yardım istediğinin gerek ..., gerekse ...’ın beyanlarıyla sabit olması, ...’nin ...’i adamları ... ve ... ile birlikte Manavgat’a göndererek toplantıda olan mağduru babasının önünde güç duruma düşürmek suretiyle söz konusu parayı tahsil etmeye çalışması, bu esnada ... ile ...’in araç içerisinde ...’i beklemeleri, ...’ın defalarca mağduru arayarak paranın verilmesi için mağdur üzerinde baskı kurması, mağdurun telefonlara çıkmaması üzerine...’nin bilgisi dahilinde ...’ın tahsilat için 31.10.2009 tarihinde saat 16.58’de... ile yaptığı telefon görüşmesindeki “Beni burada tanıyorlar, hem tanıyorar hem de benim söylediğim onlarda kanundur.” şeklindeki ifadesinden Manavgat çevresinde sözü geçen sanık ... ile görüşmesi, sanığın da örgütün talebini kabul ederek tahsilatı gerçekleştirmek için mağdurla irtibata geçmesi, örgütün korkutucu gücünü hissettirmek için...’nin Antalya"dan kendisini sorduğunu, bir kızla ilgili alacak verecek meselesi olduğunu, söz konusu şahsın Manavgat"a 3-4 tane adamını gönderdiğini söyleyip, gelenlerin iyi niyetli kişiler olmadıklarından bahsederek başına kötü şeylerin gelebileceğini ima etmek suretiyle mağduru tehdit etmesi, örgüt lideri...’nin devreye sanık ...’in girmesinden cesaret alarak borcu 30.000 TL’ye çıkarmak istemesi, ... ile 21.10.2009 tarihinde saat 20.00’de yaptığı telefon görüşmesinde “Yok, söyle otuz milyar ... o kadar tantana oldu. Düşmüş Şıhın eline yani.” demesi, ...’in alacağını ödedikten sonra kendilerine de para kalması için aynı görüşme sırasında “Kardeşim, şey olana kadar, bununkini verdikten bir şey de bize kalsaydı yani.” şeklinde sözler sarf etmesi, sanığın telefon görüşmelerinde mağdurdan çek alıp komisyon karşılığında bu çekin bedelini başkasından temin ettiğini söylemesi, ...’in aşamalarda istikrar gösteren beyanlarında ... tarafından kendisine 6.000 TL verildiğini, 1.000 TL’nin çek bedelinin başka birinden temin edilmesi sırasında komisyon olarak ödendiğinden bahsettiğini ifade etmesi ancak sanığın mağdurdan çek almadığını, bu hususu... ile ...’ı oyalamak için uydurduğunu anlatması ve inceleme dışı sanık ... ile 06.11.2009 tarihinde saat 14.31’de yaptığı görüşmede ...’in “O kızın eksiği vardı ya, ... Abi onu, bir de o üç milyarı birinden aldı kıza verdi. Kızın şimdi derdi sorunu kalmadı. Bu üç milyarı da biz bu gün gelecek diye söz verdik adama. Bugün vereceğiz adama. Eee, nasıl yaparız?” şeklindeki sözlerinden sanığın mağdurdan tahsil ettiğini söylediği 7.000 TL’nin 1.000 TL’sine el koyarak kalan 6.000 TL’yi iki parça hâlinde suç örgütü elemanlarına verdiğinin anlaşılması birlikte değerlendirildiğinde önce ...’ın defalarca telefon açmak suretiyle, ardından ...’in mağdurun iş yerine örgüt mensupları ile gidip tek başına da olsa mağduru babasının yanında güç duruma düşürerek ve nihayetinde örgütün gücünü de arkasına alan sanık ...’in kimden geleceği belli olmayacak şekilde sair bir kötülüğe uğrayacağından bahsedip mağduru tehdit etmek suretiyle, örgütün işini kolaylaştırıp, hem kendisi için maddi menfaat elde ederek hem de örgüte yardım etmek suretiyle örgütün yararına olacak şekilde ...’in alacağını tahsil etmesi karşısında sanığın birden çok kişi tarafından, var olan bir örgüt adına ve örgüt yarararına olacak şekilde nitelikli yağma suçunu işlediğinin kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının birinci uyuşmazlığın “a” bendi yönünden reddine karar verilmelidir.
    1-b) Sanığa atılı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunun sabit olup olmadığı;
    Uyuşmazlık konusunun çözümlenebilmesi için “örgüt üyesi”, “örgüte yardım eden” ve “örgüt adına suç işleyen” kavramlarına kısaca değinilmesi gerekmektidir.
    Örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişiye örgüt üyesi denmektedir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dâhilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
    Kişiler örgüt hiyerarşisinde yer almamakla beraber örgüte duydukları sempatinin etkisiyle örgüt adını kullanarak suç işleyebilirler. Bu hâlde örgüt üyesi olmayan kişinin örgüt adına suç işlemesinden söz edilebilir. Örgüt üyesi olmayan bir kişinin örgüt adına suç işlediğinin kabulü için, bu suçun işlenmesinin örgüt tarafından istenmesi ya da örgütün bilgisi dâhilinde gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Doğal olarak böyle bir suçu işleyenin de bu bilinçle hareket etmesi aranır. Örgüt adına işlenen suç karşılıksız olabileceği gibi bir menfaat karşılığında da işlenmiş olabilir.
    TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasında 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle hâkime örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, örgüt üyeliğinden alacağı cezanın yarısına kadar indirebilme yetkisi tanınmıştır.
    11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile değişik TCK"nın 220/6. maddesi gereğince de ancak silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler örgüt üyeliğinden ayrıca cezalandırılabilir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Önceki uyuşmazlık konusundaki anlatımlardan anlaşıldığı üzere ve dosya içerisindeki tape tutanağına göre; 21.10.2009 tarihinde saat 19.53’te... ile ... arasındaki telefon görüşmesinde sanık ...’in örgüt mensuplarına mağdur ile konuştuğunu, mağdurun “Öyle bir borç yok.” demesi üzerine sanığın “Bu gelenler iyi niyetli değiller. Bizim de dostlarımız. Eee, ona göre.” demesi, mağdurun da “ O zaman sen ne diyorsan o.” şeklinde cevap verdiğini söylemesi, ... ile sanığın 30.10.2009 tarihinde saat 17.44’te yaptıkları telefon görüşmesinde sanığın mağdurla aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak “Bak ben devreye girersem bu iş bitecek. Biter abe dedi. Mümkün değil yani. Bize yanlış yapmaz çocuk.”, 31.10.2009 tarihinde saat 16.58"te yaptıkları telefon görüşmesinde de sanığın mağduru kastederek “Benim söylediğim onlarda kanundur.” demesi, sanığın ... ile 30.09.2009 tarihinde saat 17.38’de yaptığı telefon görüşmesinde gerekirse mağdurla arasından çekilmekle tehdit ettiği ...’a “Kurban, bu böyle olmaz. Haa dersen devreden çekil, çekileyim ben.” demesi üzerine örgüt üyesi olan ...’ın geri adım atarak mağduru kastedip “Hayır, seni kırdı.” şeklinde sözler sarf ederek sanığın tahsilat işine devam etmesi yönündeki kararlılığını göstermesi ve paranın sanık tarafından tahsil edilerek ...’a teslim edilmesi birlikte değerlendirildiğinde sanık ...’in aralarında hiyerarşik, organik, canlı, geçişken ve etkin bir bağ bulunmayan örgüt üyesi ...’ın talebi üzerine söz konusu paranın alınması yönünde görev üstlenmesi karşısında üyesi olmadığı silahlı örgüt adına suç işlediği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının birinci uyuşmazlığının “b” bendi yönünden de reddi gerekmektir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunun unsurlarının oluşmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    2- Nitelikli yağma suçunu işlediği kabul olunan sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinde düzenlenen yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı,
    İştirak hâlinde işlenen yağma suçunda sanıkların herbirinin yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinden yaralarlanıp yararlanamayacağı hususunda öğretideki görüşlerden biri; hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla yağma suçunun alacak hakkı sahibi tarafından tek başına işlenmesi hâlinde TCK"nın 150. maddesinin 1. fıkrasının uygulanma koşullarının gerçekleşeceği, alacak sahibinin birden çok kişi ile birlikte bu eylemi gerçekleştirmesi hâlinde ise hak sahibinin dâhi TCK"nın 150. maddesinden yararlanamayacağı (Mustafa Artuç, Malvarlığına Karşı Suçlar, Adalet, Ankara, 2018, s. 464., Osman Yaşar, Hasan ... Gökcan, Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Adalet, 2014, s. 4856.), alacağın tahsili amacıyla başkasını suça azmettiren şerikin de bağlılık kuralları gereğince yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinden yararlanamayacağı şeklindedir. (Mahmut Koca, İlhan Üzülmez, Adalet, Ankara, 2017, s. 623.). Diğer bir görüş ise TCK"nın 150. maddesindeki düzenleme alacak hakkı sahibinin daha az ceza almasına yönelik kişisel bir neden olup sanığın ister bizzat ister başka birini azmettirmek suretiyle cebir veya tehdit kullanarak alacağını tahsil etmesi hâlinde TCK"nın 150. maddesinin uygulanma koşullarının oluşacağı şeklindedir. (... Günay, Yağma Suçunun Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla İşlenmesi, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/155594, s.476, 13.11.2019.). Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 10.12.2013 tarihli ve 452-612 sayılı kararında kardeşinin hukuki alacağını tahsil amacıyla yağma eylemine katılan sanığın; 23.05.2017 tarihli ve 91-291 sayılı kararında ise yanında çalıştığı failin hukuki alacağa dayanan yağma suçuna iştirak eden iş yeri arkadaşının TCK"nın 150. maddesindeki düzenlemeden yararlanacağına karar verirken akrabalık ve geleneksel yakınlık ilişkilerini gözetmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Önceki uyuşmazlıklarda varılan sonuca göre; inceleme dışı sanık ...’in birlikte yaşadıkları dönemde mağdura verdiği 7.000 TL borcun ödenmesi için yasal yollara başvurmayıp söz konusu alacağını çek-senet tahsilatı yapan sevgilisi... önderliğindeki suç örgütü aracılığıyla elde etmek istemesi, sanık ...’in de suça konu örgütün talebi doğrultusunda bahsi geçen alacağı mağduru tehdit etmek suretiyle tahsil etmesi karşısında alacak hakkı sahibi ... ile aralarında herhangi bir akrabalık bağı ve geleneksel yakınlık bulunmayan sanık ... hakkında TCK’nın 150. maddesinde düzenlenen yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin uygulanma koşullarının bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının tüm uyuşmazlık konuları yönünden reddine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.

    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının tüm uyuşmazlık konuları yönünden REDDİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 05.12.2019 tarihinde yapılan müzakerede birinci uyuşmazlığın (a) bendi ile ikinci uyuşmazlık konuları yönünden oy birliğiyle, birinci uyuşmazlığın (b) bendi yönünden ise oy çokluğuyla karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi