
Esas No: 2017/2691
Karar No: 2021/993
Karar Tarihi: 14.09.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2691 Esas 2021/993 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Diyarbakır 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda borçlu ... yönünden bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
2. Direnme kararı borçlu ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi:
4. Borçlular vekili 26.10.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazların Diyarbakır 7. İcra Dairesinin 2015/94 Tal. sayılı dosyasında alacaklıya alacağına mahsuben ihale edildiğini, taşınmaz satış ilanının usulüne uygun yapılmadığını, taşınmaz maliklerine (şikâyetçilere) 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebligat yapıldığını, ekte sunulan Özel Daire kararına göre (satışı ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin) ihalenin feshi sebebi olduğunu ileri sürerek taşınmazların ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı Cevabı:
5. Alacaklı vekili 04.11.2015 tarihli cevap dilekçesinde; şikâyetçilere satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikâyet dilekçesinde ileri sürülen hususların ihalenin feshini gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Diyarbakır 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 21.01.2016 tarihli ve 2015/957 E., 2016/30 K. sayılı kararı ile; borçlu-şikayetçiye yapılan tebligatların önce bila ikmal iade edildiği, daha sonra mernis adresi olduğu belirtilerek Tebligat Kanunu’nun 10/2 ve 21/2 ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddelerindeki düzenlemelere uygun şekilde önce borçluların bilinen son adresine tebligat yapıldığı, bila ikmal dönmesi üzerine mernis adresi olduğu belirtilerek yeniden tebligat çıkarıldığı, hukuki dayanaktan yoksun şikâyetin reddi gerektiği gerekçesi ile şikâyetin reddine, ihale bedelinin %10"u oranındaki para cezasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Diyarbakır 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 25.05.2016 tarihli ve 2016/10811 E., 2016/14756 K. sayılı kararı ile
“1-Borçlu ..."un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu ..."un yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının (REDDİNE);
2-Borçlu Mehmet Akıncı"nın temyiz itirazlarına gelince;
Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan taşınmaz satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar verilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; Tebligat Kanunu"nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice; "Tebligat çıkarılan adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından, anılan şekilde şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, borçlunun “Kooperatifler Mahallesi Kışla Cad. No: 32/32 Yenişehir/Diyarbakır” adresine “Mernis Adresi” ibaresi ile çıkarılan satış ilanı 14/09/2015 tarihinde tebligat memurunca TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğe çalışılmış ise de, tebliği çıkaran mercii tarafından, tebliğ mazbatasına, tebligatın, TK"nun 21/2. maddesi uyarınca yapılacağına dair şerh yazılmadığından yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür.
İİK"nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde mahkemece, şikayetçi Mehmet Akıncı yönünden ihalenin feshi isteminin kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar (2) nolu bentte yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Diyarbakır 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2016/1077 E., 2017/287 K. sayılı kararı ile; borçlu ..."nin talimat evrakında yazılı adresinin Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesi uyarınca bilinen en son adresi kabul edilerek çıkartılan satış ilanı tebliğinin muhatabın adresten taşınması nedeniyle iade edildiği, muhatabın bilinen en son adresinin aynı zamanda adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğu, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ve tebligat yapılamaması nedeniyle muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesi uyarınca muhatabın bilinen en son adresi kabul edilerek "mernis adresi" şerhiyle satış ilanı tebligatının aynı Kanunun 21/2. maddesi gereğince "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle T.K 21/2 madde gereğince Koop. mahallesi muhtarı A. Kadir Aydınlar tarihinde tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır" şerhiyle usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, her ne kadar Özel Dairenin bozma kararında tebliği çıkaran merci tarafından "Tebligat çıkarılan adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine şerh verilmediği gerekçesiyle yapılan tebliğ işlemi geçersiz kabul edilmişse de Yönetmeliğin 16/2. maddesi uyarınca verilmesi gerekli şerh ve açık mavi renkli tebligat zarfının tebliğ memuruna tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ etmesi sorumluluğunu yükleyen talimat mahiyetinde olup, Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca muhatabın bilinen en son adresine tebliğ yapılamaması hâlinde adres kayıt sisteminde kayıtlı adrese Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebligatta tebliğ memuruna yapacağı işlemi belirtmek için düzenlendiği anlaşılan Yönetmeliğin 16/2. maddesinde yazılı şerhin veya 79. maddede tanımlanan tebliğ zarfının açık mavi renkte olmamasının muhatabın hak kaybına sebebiyet vermediği gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde borçlu ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyetçi borçlu ...’ye satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre şikâyetçi ... yönünden ihalenin feshinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 127. maddesi uyarınca satış ilanının bir suretinin borçluya tebliğ edilmesi zorunludur (Arslan, Ramazan: İcra İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara 1984, s. 91). Aynı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrası ile 57. maddesinin 1. fıkrasına göre icra işlerinde tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik (Yönetmelik) hükümlerine göre yapılır.
13. Somut olayda borçlu ...’ye satış ilanının Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir.
14. Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır.
15. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrası “…Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır…” şeklindedir.
16. Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesine, 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır.
17. Tebligat Kanunu’nun 23/8. maddesi “…tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı…” hükmünü, Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrası ise "…Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. Yönetmeliğin 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir…" hükmünü içermektedir.
18. Yukarıda belirtilen düzenlemelerde terditli bir tebligat söz konusudur. Muhataba önce bilinen en son adresi esas alınarak (normal yolla) tebligat çıkarılması gerekir. Bilinen adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi (mernis adresi), bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligat buraya yapılır. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasına göre mernis adresi bilinen en son adres kabul edilerek çıkarılacak tebligatlarda, tebligatı çıkaracak merci tarafından Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tebligat zarfına, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir. Böylece gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğundan, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi Tebligat Kanunu"nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılabilecektir. Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi, başkaca araştırma yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kabul edildiğinden, tebligatı çıkartan merci veya posta memuru başkaca bir adres araştırması da yapmayacaktır.
19. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası gereğince işlem yapılabilmesi için tebligatı çıkaran merciin adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğunun Kanun ve Yönetmeliğe uygun olarak tebliğ evrakında belirtmesi (meşruhat vermesi, şerh düşmesi) gerekir (Muşul, Timuçin: Tebligat Hukuku, Ankara 2018, s. 409). Yasal düzenlemelere göre tebligatı çıkaran merci tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.
20. Hemen belirtilmelidir ki, tebligat ile ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla, gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak Kanun ve Yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır.
21. Kanun ve Yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi (tebligatın bilgilendirme fonksiyonu) ve bu hususların belgeye (tebligatın belgelendirme fonksiyonu) bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Nitekim, Kanunun ve Yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı yerleşik yargısal içtihatlarda da açıkça vurgulanmıştır.
22. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2021 tarihli ve 2018/12-671 E., 2021/186 K. ile 22.06.2021 tarihli ve 2018/12-91 E., 2021/825 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
23. Somut olayda ise; Şanlıurfa 2. İcra Dairesinin 2015/5715 E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlu ...’nin takip talebinde gösterilen “Kooperatifler Mah. Kışla Cad. No:32 Yenişehir/Diyarbakır” adresine “mernis adresi” şerhi ile çıkarılan icra emri tebligatının adresten taşınmış olduğu şerhi ile Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 13.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin yeniden tebligat çıkarılması talebi üzerine“mernis adresi” şerhi ile çıkarılan icra emri ve kıymet takdir raporu tebligatının 15.07.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, Diyarbakır 7. İcra Dairesinin 2015/94 Tal. sayılı dosyasına yazılan 19.08.2015 tarihli satış talimatında borçlu ...’nin takip talebindeki adresi gösterilerek, tebligatın bila tebliğ olması hâlinde sorulmaksızın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre mernis (adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri) adresine tebliğe gönderilmesi hususunun belirtildiği, Diyarbakır 7. İcra Dairesinin 2015/94 Tal. sayılı dosyasında borçlu ...’nin takip talebinde gösterilen adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının muhatabın taşınmış olduğu şerhi ile 31.08.2015 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine borçlu ...’nin takip talebinde gösterilen adresine çıkarılan satış ilanına ilişkin tebligat evrakı üzerinde tebliği çıkaran merci tarafından muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memurunun kendiliğinden Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesini uygulayarak 14.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Satış ilanı tebliği bu hâli ile Tebligat Kanunu’nun 21/2 ve 23/8. maddesi ile Yönetmeliğin 16/2 maddelerine göre usulsüzdür.
24. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle borçlu ... yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.
25. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
26. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
27. Ayrıca direnmeye ilişkin gerekçeli kararda “26.10.2015” olan şikâyet tarihinin “08.12.2016” olarak yazılmış olması ve gerekçeli karar başlığında borçlu ...’un gösterilmemesinin mahallinde her zaman düzeltilebilecek bir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve işin esasına etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Borçlu ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.