16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2552 Karar No: 2015/1118 Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/2552 Esas 2015/1118 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/2552 E. , 2015/1118 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 176 ada 2 parsel sayılı taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek yüzölçümü ve malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil ve elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 176 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı anlaşılmakla tescil harici bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tarihinden sonra idarece belirlenmiş olan kıyı kenar çizgisinin ilanen veya bizzat tebliğine dair dosyada belge bulunmadığı gibi kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine dair işlemin idari yargı yerinde dava edilmeyerek kesinleşip kesinleşmediği de belli değildir. Bu itibarla bu işlemin tarafları bağlayıcı niteliği de yoktur. Bu durumda mahkemece 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü mahkemece göz önünde tutularak kıyı kenar çizgisinin saptanması gerekmektedir. Mahkemece, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporları doğrultusunda çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, tek jeolog bilirkişi marifetiyle yapılan araştırma 3621 sayılı Kanun"un 9/2. maddesine uygun değildir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, anılan kanun maddesi uyarınca bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisi, iki uzman ziraat mühendisi ve harita mühendisinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilerek taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı usulünce tespit edilmeli, taşınmazın kumluk olup olmadığı, zilyetlik yoluyla edinilebilecek yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra toprak doldurmak suretiyle kumluk taşlık ve alanların tarım alanına dönüştürülmesinin 3402 sayılı Kanun"un 17. maddesi anlamında imar-ihya sayılmayacağı da göz önünde bulundurulmak sureti ile toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.