3. Hukuk Dairesi 2016/3480 E. , 2017/14106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 28/06/2014 günü davalıya ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda bağ ve muhtelif sayıda badem ağacının bulunduğu kendilerine ait taşınmazın yandığını, yangın olayının ardından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/73 D.İş sayılı üzerinden yapılan tespit ile belirlenen 110.000,00 TL zararının yangın tarihi olan 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; sahadaki tüm enerji nakil hatlarının davalıya ait olmadığını, kime ait olduğunun tespiti gerektiğini, delil tespiti için yokluğunda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesini kabul etmediklerini, delil tespiti ile olay arasında bir aydan fazla süre olduğunu, olayın meydana gelmemesi için davacının tedbir almadığını, her olumsuz durumda davalının sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, aşırı sıcaklık veya aşırı rüzgarın etkisiyle tellerin birbirine değebileceğini, davalının bu olumsuz sonuçları en aza indirgemek için görevini yaptığını, yangının elektrik direğinden çıktığını davacının kesin ve somut delillerle ispatlaması gerektiğini, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 79.475,00 TL"nin 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, yangın nedeni ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Yerel Mahkemece hükme esas alınan 27.05.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunda; taşınmazda 95 adet badem ağacı ve 300 adet bağ teveğinin yandığı, taşınmazda zarar görmeyen kısımlar da bulunduğu belirtilmiş ise de, belirlenen bu sayıların nasıl belirlendiğine ilişkin bir açıklama ve değerlendirme bulunmadığı, zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı, bağ teveği ile badem ağaçlarının kaçının zarar gördüğünün net bir şekilde ayrı ayrı raporda belirtilmediği, söz konusu bağ tevekleri ve badem ağaçları için yapılmış olan hasat, nakliye, gübreleme vb. masrafların da raporda değerlendirilmediği gibi, zarar gören bağ ve badem ağaçlarının değerinin hesaplanma yöntemi belirtilmemiştir. Bu haliyle, anılan raporun Yargıtay denetimine açık ve hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü verileri ile de karşılaştırma yapılarak, davaya konu edilen bağ teveği ve badem ağaçlarında meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak, yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte önceki bilirkişiler dışında alanında uzman ziraat bilirkişisinden denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, hüküm altına alınan kısmın, reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı yararına vekalet ücreti verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.