23. Hukuk Dairesi 2012/5602 E. , 2012/7524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, davalı tarafından 08.06.2006 tarihinde üyelikten çıkarıldığını, bu kararın iptali istemiyle açılan davada verilen kararın halen kesinleşmediğini, buna rağmen davalının müvekkiline ihtarname göndererek 3 maddeden oluşan şartları yerine getirmesi durumunda kooperatif bünyesinde fiilen çalışabileceğini bildirildiğini, müvekkilinin kendisine verilen sürede şartları yerine getirmesine rağmen davalı kooperatif tarafından haksız olarak üyelikten çıkarıldığını ileri sürerek, 28.03.2011 tarihli üyelikten çıkarılma kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede eksik aidat borcunun ödenmesi, j plaka alınması, taşıyıcılığın bilfiil meslek haline getirilmesi ve başka motorlu taşıyıcılar kooperatifine üye olmaması şartlarının yerine getirilmesi için ihtarda bulunulduğu, davacı tarafça ibraz edilen belgelerden eksik aidat borcunun tamamladığı, başka bir taşıyıcı kooperatife üye olmadığı, taşıyıcılığı bilfiil meslek haline getirdiği ve j plaka araç bulundurma zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatifin 28.03.2011 tarih ve 11 sayılı üyelikten çıkarılma kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re"sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. İlk ihraç kararına ilişkin hüküm kesinleşmeden, sonraki ihraç kararına ilişkin davanın esasına girilemez. İkinci dava birinci davayı beklemelidir. Zira, ilk ihraç kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde, ihraç kararı verildiği gün itibariyle hüküm ifade edeceğinden, ikinci ihraç kararının verildiği tarihte bir ortaklık söz konusu olmayacağından, böyle bir kişinin ihracı da esasen mümkün olmayacak ve ikinci davanın aktif husumet yönünden reddi gerekecek; o davanın kabul ile sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde, bu dava için davacının aktif dava ehliyetinin varlığı söz konusu olacağından, yargılamaya devam edilerek bu dava konusu ihraç kararının yasaya uygun olup olmadığı incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekecektir. Ne var ki somut olayda, 08.06.2006 tarihli ilk ihraç kararının iptaline ilişkin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/649 Esasına açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, sonraki ihraç kararının iptaline ilişkin işbu dava yönünden aktif dava ehliyeti sağlanmış olup, ilk davanın sonucunun beklenilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu açıklamalara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.