23. Hukuk Dairesi 2012/4278 E. , 2012/7519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat ve ecrimisil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 02.02.2012 gün ve 2011/3979 Esas 2012/633 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi müdahillerden ... ve ... vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ... ilçesi .... mahallesi 1644 parsel sayılı araziyi tapuda malik olarak görünen dava dışı kişiden bir bölüm hissesini 08.01.1993 tarihinde satım vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, arazi üzerinde 4 apartman bloğunun bulunduğunu, ancak Hazine tarafından bu taşınmazın öncesinin orman arazisi olduğu gerekçesi ile açılan dava sonucunda taşınmazın tapusunun Hazine adına tesciline karar verildiğini ve hükmün Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, müvekkili kooperatifte 1999-2004 yılları arasında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin, kanuna aykırı olarak yeni ortaklar aldıklarını, bu nedenle hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ve tutuklanmalarına karar verildiğini, kooperatifin yönetimsiz kalmasını fırsat bilen davalıların, daire kapılarını kırarak, hiçbir yasal hakları olmadan taşınmazları işgal ettiklerini, bu kişilerin üye olup olmadıklarının da bilinemediğini, taşınmazların müvekkilinin zilyetinde olması nedeni ile dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, taşınmazlara yönelik müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller; kendilerinin davacı yanında davaya katıldıklarını, davalıların haksız olarak, taşınmazları işgal ettiklerini ifade etmişlerdir.
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir ayni ve şahsi hakkı bulunmadığını, taşınmazın Hazine"ye ait olduğunu, ayrıca müvekkillerinin, daireleri peşin para ödemek sureti ile davacı kooperatiften satın aldıklarını, kooperatif yöneticilerinin halen tutuklu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, diğer davalılar vekili ise görevli mahkemenin
Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde bir hakkı bulunmadığını, davacı kooperatifin, satım vaadi sözleşmesi imzaladığı dava dışı şahsın, bu taşınmazın maliki veya zilyeti olmadığını, davanın haksız açıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı kooperatif tarafından Hazine"ye ait arazi üzerinde ruhsatsız ve projesiz inşaat yapıldığı, bu binaların kooperatifin eski yöneticileri ve inşaat yapan kişiler tarafından üye kaydı yapılıp bedeli alındıktan sonra davalılar ve dava dışı kooperatif üyelerine satıldığı, davacı kooperatif üyelerinin, daha sonra tutuklandığı bunun üzerine davalı kooperatif üyelerinin taşınmazları mevcut halleriyle işgal edip kendilerine satışı vaad edilen daireleri kullanmaya başladıkları, haksız kullanımın söz konusu olmadığı, tüm üyelere yetecek kadar konutun bulunmadığı ve davacının tüm üyeleri kapsayacak çözüm üretmediği, davacının, davalılara karşı korumaya değer üstün bir hak ileri süremediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı ve müdahil vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 02.02.2012 tarih 2011/3979 Esas 2012/633 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, müdahiller vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Üçüncü şahsın iki taraftan birinin yanında katılmak üzere davaya müdahalesi, yani fer’i müdahale dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’ nun 53. vd maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Yasanın 57. Maddesinin birinci cümlesi uyarınca feri müdahil, lehine müdahale ettiği taraf ile birlikte hareket edebilir. Aleyhinde hüküm de kurulmayan feri müdahilin tek başına kararı temyiz etme yetkisi bulunmamaktadır. Karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 66. ve devamı maddelerinde de fer’i müdahale kurumu düzenlenmiş olup, anılan Yasanın 68/1. maddesinde, müdahale isteminin kabulü halinde fer’i müdahilin davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceği, müdahilin yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunma vasıtalarını ileri sürebileceği, yanında katıldığı tarafın işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği belirtilmiştir. Karar düzeltme isteminin içeriğinin incelenmesinde, fer’i müdahilin yanında katıldığı taraftan bağımsız olarak istemde bulunamayacağı anlaşılmıştır. Diğer yandan, gerekçeli kararın tebliğinden sonra, karar düzeltme isteminde bulunanlar vekili 19.04.2010 tarihli dilekçesiyle, davada müdahil olmadıklarını, müdahalelerinin mahkemenin 2007/286 esas sayılı dosyasına yönelik olduğunu, karar başlığında müdahil olarak yazılı isimlerinin silinmesini isteyerek mahkeme kararını da temyiz etmemiştir. Karar sonrası mahkemeye verilen dilekçe içeriğine göre, müdahale istemi bulunmadığı anlaşılan istem sahiplerinin karar düzeltme isteminde bulunmaları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle ... ve ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Başkan V.