Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2743
Karar No: 2021/990
Karar Tarihi: 14.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2743 Esas 2021/990 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2743 E.  ,  2021/990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 2012 tarihinde yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında müvekkiline ait 5273 m2 yüzölçümündeki 447 (yenisi 284 ada 6) parsel sayılı taşınmazının sınırlarının yanlış tespit edilerek 735 m2 eksik ölçüldüğünü, parselden eksilen 735 m2"lik alanın davalıya ait komşu 448 (yenisi 284 ada 5) parsel sayılı taşınmaza eklenerek tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek davalıya ait taşınmazda fazla tespit ve tescili yapılan 735 m2"lik kısmın iptali ile müvekkiline ait taşınmaza tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazının 2012 tarihinde yapılan yenileme çalışmalarında ilk kadastro sırasında düzenlenen çapa göre açık, belirgin ve tartışmasız olarak belirlendiğini, ilk kadastro tespitinin üzerinden 10 yıl geçmesinden sonra ilk kadastroya göre oluşan mülkiyet durumunun ikinci kadastro ile değiştirilemeyeceğini, ilk kadastrodan önceki kullanım biçimine göre itiraz konusu 735 m2"lik bölümün davacı tarafından kullanılmadığının tanıklarca da doğrulanacağını belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli ve 2013/34 E., 2013/664 K. sayılı kararı ile; toplanan deliller, keşif ve fen bilirkişi ek raporuna göre 777,53 m2"lik kısmın davacı taşınmazının aleyhine, davalı taşınmazının lehine olmak üzere ilk tesis kadastrosundan farklı olarak düzenlendiği, Kadastro Kanunu"nun 22 ve Tapulama ve Kadastro Paftaların Yenilenmesi Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddelerinde maliklerin ve sınırların değiştirilemeyeceği esasının getirildiği, bu durumda davalı parseli lehine olan ve fen bilirkişi raporunda gösterilen 777,53 m2"lik alanın davacı parseline katılarak tapu kaydının düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince 27.11.2014 tarihli ve 2014/19463 E., 2014/14043 K. sayılı kararı ile;
    “…Mahkemece eksikliğin ne sebeple doğduğu konusunda fen bilirkişisinden rapor alınmış ise de, bilirkişinin 27.09.2013 tarihli raporunda tesis kadastrosu sırasında zeminde doğru okunan poligonların yanlış tersimi sonucu hatanın meydana geldiği, uygulama kadastrosu ile yapılan ölçümün doğru olduğu belirtildiği halde ek raporunda taşınmazın miktarındaki 777,53 metrekarelik eksikliğin, tesis kadastrosu sırasında davacıya ait eski 447 (yeni 284 ada 6 sayılı) parsel içinde kaldığı belirtilmiş, mahkemece de bilirkişi raporları arasındaki aykırılık giderilip uyuşmazlığın mülkiyete yönelik mi olduğu, uygulama kadastrosundan mı kaynaklandığı belirlenmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplandıktan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapıların bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan ve bilirkişinin raporu ile ek raporu arasındaki çelişki giderildikten, uyuşmazlığın uygulamadan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.06.2015 tarihli ve 2015/236 E., 2015/477 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığının belirlenmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı, mahkemece Özel Daire bozma kararında belirtilen yönteme uygun inceleme yapılmasının ve bilirkişinin raporu ile ek raporu arasında çelişkinin giderilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na 22.02.2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanun ile getirilen 22/a maddesi; "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.
    Ancak;
    a)Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,
    ….
    Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
    İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz…" şeklindedir.
    13. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a ve bu madde uyarınca 29.11.2006 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik (28.10.2018 tarihli ve 30576 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi Ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yönetmeliğin adı "Kadastro Güncelleme Yönetmeliği” olarak değiştirilmiştir) hükümlerine göre yapılan uygulama kadastrosunun amacı; tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek; uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarını yeniden üretip ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılmasını sağlamaktır.
    14. Uygulama kadastrosundan kaynaklanan davalar, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Uygulama kadastrosunda, tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataların belirlenerek haritaların zeminle uyumlu, teknik ihtiyaçlara cevap verir şekilde güvenli hâle getirilmesi amaçlanır.
    15. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi gereğince yapılan tespitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tespitin kesinleşmesi hâlinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
    16. Uygulama kadastrosunun amacı mülkiyet uyuşmazlıklarını çözmek olmadığından, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin ihtilaflar inceleme konusu yapılmaz.
    17. Somut olaya gelince; davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece eksikliğin ne sebeple doğduğu konusunda fen bilirkişisinden rapor alınmış ise de, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 27.09.2013 tarihli raporda tesis kadastrosu sırasında zeminde doğru okunan poligonların yanlış tersimi sonucu hatanın meydana geldiği, uygulama kadastrosu ile yapılan ölçümün doğru olduğu belirtildiği hâlde, 20.11.2013 tarihli ek raporda, taşınmazın miktarındaki 777,53 m2"lik eksikliğin, tesis kadastrosu sırasında davacıya ait eski 447 (yeni 284 ada 6 sayılı) parsel içinde kaldığının ifade edildiği görülmüştür. Bu durumda davacı parselinde meydana gelen yüzölçümü eksikliğinin uygulama kadastrosundan mı, mülkiyete ilişkin bir ihtilaftan mı kaynaklandığı hususunda tereddüt hasıl olduğundan bu durumun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
    18. Mahkemece, fen bilirkişilerin 20.11.2013 tarihli ek raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, fen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığı belirlenmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    19. O hâlde; mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler toplandıktan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapıların bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması hâlinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan ve bilirkişinin raporu ile ek raporu arasındaki çelişki giderildikten, uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    20. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    21. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. maddeye göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi