Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/13213 Esas 2015/1092 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13213
Karar No: 2015/1092
Karar Tarihi: 16.02.2015

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/13213 Esas 2015/1092 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/13213 E.  ,  2015/1092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı, .... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan temyiz konusu taşınmaz bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece; çekişmeli taşınmaz üzerinde tespit sonrası nedenler için yirmi yıllık süre dolmadığı, tespit öncesi nedenler için ise davanın makul süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafından, kadastro tespit gününden önceki irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümü hakkında dava açılmıştır. Ayni haklar mutlak nitelikte olup, yasal kısıtlamalar dışında her zaman ve herkese karşı dermeyan edilebilir. 3402 sayılı Yasada ve gayrımenkule ilişkin diğer mevzuatımızda kadastro sırasında tescil harici bırakılmış yerlerle ilgili, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanarak dava açılmasını süre yönünden engelleyen bir düzenleme bulunmadığına göre, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan; davacı ..., kadastro sırasında yol olarak gösterilen taşınmazın, 106 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğu iddiasıyla dava açmış olup, dosyadaki mevcut kadastro tutanağı ve tapu kaydına göre de, 106 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacının babası muris ... adına tespit ve tescil edildiği, dosya içerisinde bulunan nüfus kaydından murisin davacı dışında da mirasçılarının olduğu ve terekenin taksimine ilişkin herhangi bir bilgi veya beyan bulunmadığı görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, iştirak halinde mülkiyet hükümlerinde terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması ya da terekeye temsilci atanması gerektiği göz önüne alındığında diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davacıya diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatlarını alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmeli, bu yolla dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası yönünden tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.