Esas No: 2021/16118
Karar No: 2022/14882
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16118 Esas 2022/14882 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Vodafone bayisinden sahte kimlik bilgileri ile hat alan sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve 5809 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kamu davası açıldı. Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin iptal kararının infaz aşamasında da dikkate alınması gerektiği belirtildi. Yargılamanın hukuka uygun yapıldığı ve delillerin kanıtlanarak suçluluğun tespit edildiği görüldüğünden, temyiz nedenleri yerinde görülmedi ve hükümler onandı. Ancak sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri tesisi ve Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin iptal kararı yönünden temyiz nedenleri kabul edildi ve hükümler bozuldu. 5237 sayılı TCK'nin \"Kamu güvenine karşı suçlar\" bölümünde düzenlenen \"resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik\" suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu belirtildi. Ayrıca TCK'nın 61. maddesine göre, sahte belgelerin sayısı ve suç işleme kastı dikkate alınarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerektiği ifade edildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2014 tarihli ve 2014/27171 Esas sayılı iddianame anlatımında, sanıklar hakkında, Vodafone bayisinden katılan ... kimlik bilgilerini taşıyan sahte nüfus cüzdanı ibraz ederek hat alma eylemi nedeniyle, Vodafone'na yönelik nitelikli dolandırıcılık ve 5809 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından da kamu davası açıldığı anlaşılmakla, bu suçlar ile ilgili olarak mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1)Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ..., sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmalarda ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ..., sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ..., sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık ..., sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen belgelerle ilgili olarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen belgelerle ilgili olarak yine tek bir suçtan hüküm kurulup, aynı Kanun'un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı dikkate alınarak, sanıkların suça konu nüfus cüzdanı ve kredi kullanımına ilişkin diğer sahte belgeleri hazırlayıp kullanarak Şekerbank ve Tekstilbanktan kredi çektikleri, ... Banktan kredi çekerlen yakalandıklarının sabit olduğunun anlaşılması karşısında; TCK'nın 61. maddesi kapsamında, sahte olduğu tespit edilen belgelerin sayısı ve sanıkların suç işleme kastı da dikkate alınarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup, aynı Kanun'un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeksizin resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri tesisi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulamasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.