Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın usulden reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, iş kazası nedeniyle davacının maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, aynı mahkemenin 2013/156 Esas sayılı dosyanın tarafları ve konusu ile aynı olan temyize konu iş bu davanın, HMK m.114/1-ı fıkrası (derdestlik) gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK m. 114/1-ı bendinde; aynı davanın, daha önceden açılmıs ve hâlen görülmekte olması şeklinde tanımlanarak dava şartları arasında sayılan derdestlikten söz edilebilmesi için, davanın taraflarının ve konusunun aynı olmasının yanında dava olunanın (müdeabih) da aynı olması gerekir. Somut olayda derdest davada, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece 1.000 TL manevi tazminata hükmedilerek maddi tazminat talebi reddedilmiştir. Temyize konu davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 20.000 TL maddi tazminat talep edildiğine göre, mahkemece; işin esasına girilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.