15. Hukuk Dairesi 2019/3151 E. , 2020/2847 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tapu iptâli ve tescil, menfi tespit ve alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tapu iptâl ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne, menfi tespit talebi yönünden geri alınması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Sözleşmenin konusu olan ve inşaat yapılan taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Dairemiz ve Yargıtay uygulamalarında arsa payı karşılığı inşaat yapılan taşınmazlarda kat irtifakı tesis edilmemiş olan hallerde ve yüklenici, arsa sahibi ya da temlik nedeniyle 3. kişi tarafından açılan tapu iptâli ve tescili davalarında dava edilen bağımsız bölümlerin kat irtifakına esas arsa payları tespit edilip, bağımsız bölüm numarasıyla irtibatlandırılarak arsa payı ya da toplamları üzerinden tapu iptâli ve tescile karar verilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Öte yandan 10.12.2014 dava tarihinden sonra davacı yüklenici 28.07.2016 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile kendisine isabet eden 2. normal kat çatı arası piyesli daireyi asli müdahele talebinde bulunan Ahmet Gödek’e, 10.01.2017 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile 2. bodrum kat iş yerini de asli müdahele talebinde bulunan ...’a temlik etmiştir. Davacının gerek ... gerekse ...’a davadan sonra yaptığı temlik işlemleri HMK’nın 125/2 maddesi hükmünce davanın açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından devri olup devralan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçip davanın kaldığı yerden itibaren devam etmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece HMK’nın 125/2 maddesi gereğince davadan sonra dava konusu bağımsız bölümlerden bir kısmını devralan ... ve ...’ın aldıkları bağımsız bölümlerle ilgili davacı yerine geçip davada yer almaları zorunlu olduğundan tefrik edilen asli müdahale talepleri ile ilgili dava dosyalarının eldeki dava ile birleştirilmeleri ve bu şekilde devralanların davaya katılmaları sağlanıp taraf teşkili tamamlandıktan sonra tapu işlemleri ve kat irtifakı konusunda uzman teknik bilirkişiden sözleşme ve projesine göre inşaatın yapıldığı taşınmazdaki her bir bağımsız bölümün kat irtifakına esas arsa payları konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davacı ile bir kısım bağımsız bölümleri temlik alanların edimlerini yerine getirerek temliken tescile hak kazanıp kazanmadıkları araştırılıp değerlendirilmek suretiyle kat irtifakına esas arsa payı, birden fazla olması halinde arsa payları toplamı üzerinden ve bağımsız bölümlerle irtibatlandırılmak suretiyle tapu kaydının iptâl ve tesciline karar verilmesi gerekirken, re’sen dikkate alınması gereken dava konusunun bir kısmının devri nedeniyle taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği gözden kaçırılarak ve tarafların sözleşme ve eklerine göre bağımsız bölümlerin arsa payları hesaplattırılmadan, paylaşım hissesi oranında tapu iptâli ve tescile karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararınca BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.