8. Hukuk Dairesi 2014/11111 E. , 2014/14120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2010/866-2013/205
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Gaziosmanpaşa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/12941 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Bergama 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/906 sayılı Talimat dosyasında yapılan 22.01.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, davacıdan önce aynı yerde dava ve takip dışı bir şahsın faaliyet gösterdiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borcun 31.12.2008 ve 31.01.2009 tarihli çeklerden kaynaklandığını, borçlunun haciz adresindeki faaliyetine 11.02.2009’da son verdiğini, kısa bir süre borçlunun çalışanının burasını işlettiğini, 22.12.2009’da da üçüncü kişinin faaliyete başladığını, kısa aralıklarla yapılan iş yeri devirlerinin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler niteliğinde bulunduğunun kabulü gerektiğini, kaldı ki İİK’nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğinin iddia ve ispat da edilemediğini, BK’nun 179. maddesi uyarınca devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olması gerektiğini, diğer yandan sunulan delillerin de istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: davacı üçüncü kişi şirketin haciz adresindeki iş yerini boş olarak kiraladığı, davacıdan önce dava ve takip dışı bir şahsın faaliyet gösterdiği, borçlunun bu şahıstan önce haciz adresinden ayrıldığı, mahcuzların borçluya ait olduğuna dair delil bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Borçlu şirketin faaliyetine son vermesinden sonra, bu kez borçlunun çalışanı aynı yerde kısa bir süre faaliyet göstermiş, hemen ardından burada borcun doğum tarihinden sonra davacı üçüncü kişi şirket kurularak aynı alanda faaliyetine başlamıştır. İki kişi tarafından kurulan şirketin kurucu ortaklarından bir tanesi olan Ö.. O.., borçlunun eski çalışanıdır ve davacı şirket de borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermektedir.
Bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişi, faturalar sunmuş olmakla birlikte bunlar borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş olup, ayırt edici özellikler içermediği için mahcuzlarla karşılaştırılması mümkün bulunmamaktadır.
Kanıtlanamayan davanın reddi yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne yönelik hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.