17. Hukuk Dairesi 2009/7609 E. , 2010/1122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat - rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili, birleştirilen davada davacı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili ile süresi dışında davacı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin malik ve sürücüsü oldukları araca, davalıya ait sevk ve idaresindeki aracın tam kusurlu çarpması sonucu hasara uğradığını belirterek, 26.667.15 TL’nın, faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleştirilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ... Esas ve Karar sayılı dosyasında davacı ... Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekili, aynı kaza nedeniyle, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın hasara uğradığını belirterek, sigortalısına ödediği 25.127.00 TL’ndan, trafik sigortasından tahsil edilin 6.000.00 TL’nın mahsubu ile bakiye 19.127.00 TL’nın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, kusura itiraz ederek, asıl davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve tarafların kusur durumuna göre, asıl davada, davacı ...’ın açtığı davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, davacı ...’ın davasının kısmen kabulüne, 4.000.00 TL’nın, 23.02.2007 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne, 14.945.25 TL’nın, 15.05.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, birleştirilen davada davacı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili ile katılma yoluyla davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1- Davacı ... vekili katılma yolu ile kararı temyiz etmiş ise de; davalının temyiz dilekçesi davacı vekiline 26.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi H.U.M.K.’nun 433.maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, 20.07.2009 tarihinde harç yatırılarak temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2- Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat, birleştirilen dava ise, TTK.’nun 1301.maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada mevcut kaza tespit tutanağında; kazanın oluşumunda, davacı araç sürücüsü Nihat tam kusurlu, davalı sürücü Metin kusursuz olarak belirlenmiştir. İTÜ’nden alınan 03.03.2008 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 24.10.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; davalı sürücü Metin’in %25 oranında, davacı sürücü Nihat’ın %75 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. 16.09.2008 tarihli İTÜ"de görevli öğretim üyelerinden oluşan heyet raporunda ise, bilirkişilerden Prof.Dr.Yük.Müh. ... ve Yr.Doç.Dr.Yük.Müh. ... önceki heyette de bulundukları halde, davacı sürücü Nihat’ın %100 oranında kusurlu, davalı ...’in ise kusursuz olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, sürücü Metin’in %25, sürücü
Nihat"ın %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Kusur oranı yönünden kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu çelişkili olduğu gibi, İTÜ"de görevli öğretim üyelerinden alınan heyet raporları dahi kendi aralarında çelişkili olup hükme esas alınamaz.
Bu durumda mahkemece, kusur yönünden raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için, Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti’nden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre, birleştirilen davada, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 548.74 TL bakiye nispi harcın davalılardan tahsiline şeklinde hüküm kurulması gerekirken, davacıdan tahsiline karar verilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile birleştirilen davada davacı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün adı geçenler yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün birleştirilen davada davacı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine 15.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.