18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/11969 Karar No: 2016/1089 Karar Tarihi: 21.01.2016
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/11969 Esas 2016/1089 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2015/11969 E. , 2016/1089 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; 1-Kişilerin huzur ve sükununu bozmaya yönelik gerçekleştirilen eylemlerin tamamının TCK"nın 123. maddesinde öngörülen “ısrar” kapsamında kalması nedeniyle, TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, 2-TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, 3- Gerekçeli kararda suç tarihinin 2011 yılının 8. ve 9. ayları yerine 2011 olarak yazılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ün temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu hususlar yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak; a) TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmasına dair kısım çıkarılarak uygulamaya göre sonuç hapis cezasının 3 aya indirilmesi, b) “TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısımların çıkartılması”, c) Gerekçeli karar başlığındaki suç tarihinin de “2011 yılı 8. ve 9. ayları” biçiminde değiştirilmesi suretiyle, HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.