Esas No: 2008/1096
Karar No: 2008/1711
Karar Tarihi: 14.02.2008
Komşuluk Hukuku - Komşuluk Hukukuna Aykırı Davranmak - Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2008/1096 Esas 2008/1711 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2008/1096 E., 2008/1711 K.
14. Hukuk Dairesi 2008/1096 E., 2008/1711 K.
- KOMŞULUK HUKUKU
- KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRI DAVRANMAK
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 737 ]
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2003 gününde verilen dilekçe ile eiatmanın önlenmesi, kal ve maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.09.2006 günlü hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların kal suretiyle giderilmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının, davacının işlettiği "Ö... Oto unvanlı" işyerinin ön cephesini kendi yaptırdığı, gölgeliğin dış sınır hizasından olmak üzere ışıksız tabela yaptırılarak komşuluk hukukundan doğan çekişmenin bu şekilde giderilmesine, 500 lira maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir.
Taşınmaz mülkiyetinin kullanma hakkını sınırlayan "komşu hakkı" başlıklı Türk Medeni Kanunu"nun 737. maddesi, mülkiyet hakkı sınırlarının aşılarak başkalarına zarar veren veya zarar tehlikesi yaratan taşınmaz malikinin sorumluluğunu düzenlemiştir. Anılan hüküm uyarınca orta yerde malikin aşırı kullanımı varsa ve saptanmışsa, komşu malik aleyhine aşırı kullanma bir zarar meydana getirmişse, ayrıca aşırı kullanma ile zarar arasında illiyet bağı kurulabiliyorsa taşınmaz maliki zararla sorumlu tutulur ve aşırı kullanmanın önüne geçmek gerekir.
Somut olayda; davacı ve davalının ayrı ayrı taşınmaz maliki oldukları, her ikisinin de sanayi bölgesinde işyerlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporuna göre, davalının işyerinin davacıya ait işyerinin tanıtım ve görünümüne engel olduğu, bu durumun komşuluk hukukuna aykırılık teşkil ettiği saptanmıştır. Ancak bu belirleme, doyurucu gerekçe ile açıklanmamış, soyut ifadelerle ortaya konmuştur. Öte yandan, mahkemenin bilirkişi olarak tayin ettiği kişi inşaat mühendisidir. Tek bir inşaat mühendisinin düzenlediği ve doyurucu gerekçeyi taşımayan bilirkişi görüşü ile hüküm tesis edilemez. Bunun dışında, taraflara ait işyerleri sanayi bölgesinde bulunduğundan, burada uyuşmazlığın niteliği gereği emsal işyerlerinin durumunun incelenmesi, mahalli örf ve adetin ne olduğunun saptanması da önem kazanmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişiler arasına yöredeki örf ve adeti açıklayacak ve hukuki konuda görüş bildirecek kişiler de alınarak, yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, Türk Medeni Kanunu"nun 737. maddesinin aradığı unsurlar üzerinde durularak, ayrıca emsal işyer-lerindeki durum da incelenerek örf ve adetin ne olduğunun da belirlenmesi yoluyla ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, istem sonucu hakkında bu araş-tırmalardan sonra bir hüküm kurmak olmalıdır.
Kabule göre de, kural olarak alacaklının ispat etmesi gereken zarar ve miktarı kanıtlanmadan davalının tazminat ödemekle yükümlü kılınması da doğru değildir.
Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yaranna (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 14.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.