22. Hukuk Dairesi 2016/7474 E. , 2016/10662 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye ile akdi ilave tediye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında, ... İş Mahkemesince verilen 14.03.2014 tarihli 2012/724 esas ve 2014/342 karar sayılı kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 01.12.2015 tarihli 2014/18448 esas ve 2015/33179 karar sayılı ilamı ile hükmün ONANMASINA karar verilmiş; davalı vekili, kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi:
... Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli 1987/2-520 esas ve 1988/89 karar sayılı kararında, ...ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ... İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli 1957/13 esas ve 1959/5 karar sayılı ile 09.05.1960 tarihli 1960/21 esas ve 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, ...ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve ...ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dosya içeriğine göre, ... İş Mahkemesince verilen 14.03.2014 tarihli 2012/724 esas ve 2014/342 karar sayılı kararın Dairemizce yazılı gerekçeyle onanmasına karar verilmiş olup davalı yanın temyiz incelemesinin hatalı değerlendirildiği anlaşılmakla, Dairemizin 01.12.2015 tarihli 2014/18448 esas ve 2015/33179 karar sayılı kararının, maddi hataya dayanması sebebiyle ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ..... ... Bölge Müdürlüğü bünyesinde 12.06.1989 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin belirli süreli mevsimlik işçi olarak işe başladığını, 2001 yılının Şubat ayında davacıya ve diğer belirli süreli işçi statüsünde çalışanlara kadro verildiği, davacıya kadro verildiğinde 5/1 derece ve kademesinden maaş almaya başladığını, davacının önceki çalışmalarının belirli süreli mevsimlik işçi statüsünde değerlendirildiğinden önceki çalışmaların derece ve kademe hesabında göz ardı edildiğini, 2005 yılında ..... Genel Müdürlüğü bünyesindeki tüm çalışanların kanunla il özel idarelerine devredildiğini, davacının da üyesi olduğu Yol-İş sendikası ile ... İl Özel idaresi arasında 2011 tarihinde 3. dönem toplu iş sözleşmesi imzalandığını bu toplu iş sözleşmesinin geçici 4. maddesine göre eski çalışmaların davacının çalışma süresinden sayılması ve davacının derece ve kıdeminin bu çalışmaya eklenerek hesaplanması gerektiğini, davacının 12.06.1989 ve 02.02.2001 tarihleri arasındaki çalışmalarının da hizmet süresine eklenmesine, davacının 12.06.1989 ve 02.02.2001 tarihleri arasındaki çalışmalarının kazanılmış hak, aylık, derece, terfi, kademe ve kıdem hesabında dikkate alınması gerektiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının farkının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığını, bakanlar kurulu kararı ile mevsimlik işçilerin sürekli işçi kadrolarına geçirildiğini, davacının da bu kapsamda sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, ..... Genel Müdürlüğü’nün çalışma düzeni ile mevsimlik iş tanımlarının tamamen örtüştüğünü, dolayısı ile davacının 1989-2001 tarihleri arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığını, bu tür davalarda beş yıllık hak düşürücü süre olduğundan zamanaşımı def"inde bulunduklarını, davacıya sürekli kadroya geçirildikten sonra derece, terfileri, kademe ilerlemeleri, ve yıllık ücretli izinlerinin mevzuata uygun olarak kullandırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının mevsimlik işçi statüsündeki çalışmalarının sonraki çalışmalarında terfiye esas alınmamasına ve kadroya geçirildiği dönemdeki kademesine o dönemde itiraz etmemiş olmasının onun kazanılmış haklarından vazgeçtiği anlamına gelmediğini,kaldı ki toplu iş sözleşmesinin geçici 4. maddesinde de önceki çalışma sürelerinin bu sözleşmeden doğan her türlü hak ve menfaatlerin hesaplanmasında dikkate alınacağının açıkça belirtildiğini,davalı vekili her ne kadar zamanaşımı iddiasında bulunmuş ise de Borçlar Kanunu"nun 154. maddesinde borcun ikrarı halinde zamanaşımının kesileceği belirtildiğinden, toplu iş sözleşmesinin geçici 2. maddesinde de ücret ve ödeme farklarının ödeneceği belirtilmiş olduğundan bu madde ile zamanaşımının kesildiği gerekçesi ile bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, kanuni süresi içinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, toplu iş sözleşmesi geçici 2. maddesinin borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı, buna bağlı olarak zamanaşımını kesen sebep olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Borçlar Kanunu"nda zamanaşımını kesen sebepler gösterilmiştir. Bunlardan borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), zamanaşımını kesen sebeplerden biridir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Borç ikrarının sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin, bu iradeyi alacaklıya yöneltmiş bulunması ve ayrıca zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir.
Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya yöneltilen borç ikrarının, zamanaşımı def"inden zımni (örtülü) feragat anlamına geldiği, öğretideki baskın görüşlerle ve yargı inançlarıyla da doğrulanmaktadır (... Hukuk Genel Kurulunun 19/11/1963 T. 5924-6419 sayılı kararı). Dahası, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun, bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı def"ini ileri sürmesi, çelişkili davranış yasağını oluşturur. Bu durum Medeni Kanun"un 2. maddesine aykırı olup, hukuken korunamaz (... Hukuk Genel Kurulu 23.02.2000 tarihli ve 2000/15-71 esas, 2000/116 karar).
Somut olayda, toplu iş sözleşmesi sözleşmesinin geçici 2. maddesinin "Mülga ..... Genel Müdürlüğünden 2005 yılında Özel idarelerine devredilen işçilerden dava açmamaları veya açılmış dava varsa bu davadan feragat etmeleri kayıt ile Koy Hizmetlerinde Mevsimlik işçilik statüsünde çalıştıkları sürelerin derece ve kademe terfiinde dikkate alınması yönündeki Şanlıurfa 2. İş Mahkemesinin 2012/891 easa ve 2013/226 karar nolu 25.01.2013 tarihli gerekçeli kararı ve ... ... Hukuk Dairesinin 18.03.2013 tarih ve 2013/5910 esas, 2013/3266 sayılı kararı emsal alınarak gerekli intibak işlemleri yapılır” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan sayılı Borçlar Kanunu"nun 154. maddesi anlamında zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde değildir. Buna göre, ilgili düzenleme Borçlar Kanunu kapsamında zamanaşımını kesen borç ikrarı olarak kabul edilmeyerek, davalının zamanaşımı def"i değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.