5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/5033 Karar No: 2019/15956 Karar Tarihi: 10.10.2019
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/5033 Esas 2019/15956 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/5033 E. , 2019/15956 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava ve birleştirilen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 1-)İlk bozma ilamında dava konusu taşınmaz için alınan emsalin çok küçük yüzölçümlü bir ev satışına ilişkin olduğu ve satış işleminin zeminden çok üzerinde yer alan eve yönelik olduğu anlaşıldığından isabetli olmadığı belirtilerek, bu satış emsal alınarak değer biçilen rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, taraflara, emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen emlak vergi değerleri de araştırılarak bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak alınan rapor denetlendikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtildiği halde, bozma ilamı sonrası, dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatının, aynı emsali esas alan ve bozma öncesi raporda herhangi bir değişiklik yapılmadığını içeren bilirkişi raporuna göre belirlenmesi doğru değildir. Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-)Bozma ilamı sonrası tespit edilen bedel, bozma ilamı öncesi tespit edilen bedel ile aynı olduğundan, tespit edilen bedele ilk karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.