14. Hukuk Dairesi 2016/12558 E. , 2020/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.09.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik olduğu iki adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, her ne kadar Isparta 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli ilamı ile tapu kayıt maliki ..."ın başkaca mirasçısı olmadığından Hazinenin mirasçısı olarak tespitine karar verilmiş ise de adı geçen tapu kayıt malikinin başka mirasçıları bulunduğunun tespiti üzerine mirasçılık belgesinin iptali istemiyle dava açıldığını belirterek davanın Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur.
Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/653 Esas, 2014/526 Karar sayılı dosyası ile Hazine aleyhine açılan dava sonucunda, tapu kayıt maliki ..."ın 23.09.1943 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçıları olarak kardeşlerinin kaldığı tespit edildiğinden davanın kabulü ile Isparta 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli 2011/558 Esas, 2012/925 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline dair verilen 14.10.2014 tarihli kararın derecattan geçmek suretiyle 16.03.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Isparta 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2015 tarihli 2015/616 Esas, 774 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile tapu kayıt maliki ..."ın yasal mirasçıları belirlenmiş; davacıların davayı takip etmemesi üzerine de davalı paydaş ... vekili davaya devam edeceklerini bildirmiş ve mirasçılık belgesine göre ..."ın mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya katılımı sağlanmış; bir kısım mirasçılar, davaya bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 3493 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş; hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı paydaşlardan ..."in nüfus kaydına göre 23.03.2012 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçıları olarak çocukları ... ve ..."un kaldığı, dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarına göre de adı geçen mirasçıların 10.03.2014 tarihli elbirliği mülkiyetinin sona erdirilmesi edinme sebebine dayalı olarak taşınmazlarda paydaş oldukları, ayrıca davalılar ... ile ..."ın taşınmazlardaki paylarını 11.03.2014 tarihinde davalı paydaşlardan ..."ya satış yoluyla devrettikleri anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazların yeni tapu kayıt malikleri ... ve ..."un davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi karar başlığında ölü ..."in davacı olarak, yine yargılama sırasında paylarını devreden ... ile ..."ın da davalı olarak gösterilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davalı Hazinenin tapu kayıt maliki ..."ın mirasçısı olmadığı gibi dava konusu taşınmazlarda payının da bulunmadığı anlaşıldığından, davalı Hazine yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş; bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.