MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Tapu Sicil Tüzüğünün 85.maddesine dayanılarak açılmış düzeltme istemine ilişkindir.
Davalı, taşınmazı tapu kaydının aleniyet ilkesine güvenerek tapuda satın aldığını, taşınmazın tescilinde yolsuzluk olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanmayanın davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Davada kütük üzerinde belgelere (mahkeme hükmüne) aykırı tescil yapıldığı iddia edilmiş, bu suretle davalı adına yazılmaması gereken bir payın gerçek malik adına tesciline karar verilmesi istenmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere bu istemin dayanağı Tapu Sicil Tüzüğünün 85.maddesidir. Mahkemece, istemin doğruluğunun kütük yevmiye defteri ve yardımcı sicillerdeki belgeler üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle kanıtlanma olanağı bulunduğu halde, bu yön üzerinde durulmamıştır. O halde, değinilen doğrultuda inceleme ve araştırma yapılmalıdır.
Diğer taraftan davalı, 26.12.2003 tarihinde hükmen dava dışı ... adına tescil edilen ve onun tarafından yine dava dışı ... Değerler A.Ş.’ye tapuda satılan taşınmazı 28.04.2006 tarihinde şirketten satın alan kişidir. İddianın doğruluğu kanıtlanmış olsa dahi, davalının durumunun Türk Medeni Kanununun 1023. ve 1024.maddeler kapsamında araştırılıp değerlendirilmesi gerekir.
Değinilen bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.