Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/31531 Esas 2016/1746 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/31531
Karar No: 2016/1746
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/31531 Esas 2016/1746 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2015/31531 E.  ,  2016/1746 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini bu nedenle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27.01.2015 olarak düzeltilmesini, hacizlerin kaldırılmasını ve borca itirazla takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin 27.01.2015 olarak kabulüne, bu tarihten önce konulan hacizlerin kaldırılmasına ve borçlunun İİK"nun 68.maddesinde düzenlenen belgeler ile borçlu olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Takibin şekline göre İİK"nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunlu olup borçlunun icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz.
    İcra mahkemesince düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, borçlunun icra dairesine itirazının yasal sürede olması halinde İİK"nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Bu aşamadan sonra borçlunun itirazının haklı olup olmadığı alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali davasında ya da itirazın kaldırılması isteminde değerlendirilecek bir husustur.
    Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken borca itirazı değerlendirerek yazılı gerekçe ile takibin durdurulması talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Öte yandan borçlu yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre avukatlık ücret tarifesi uyarınca lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.