15. Hukuk Dairesi 2020/2607 E. , 2020/2841 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin ruhsata ve fenne aykırı olarak yaptığı ve belediyece yıkılan binanın fen ve tekniğine uygun olarak yapılıp teslim edilmiş olması halinde rayiç değerinin ve kira kaybının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacılar iş sahibi ve mirasçıları, davalı yüklenicidir. Davacıların murisi Ali Kocaman ve ölümünden sonra mirasçılarından ... ile davalı yüklenici arasında davacıların muisine ait Ümraniye’deki arsa üzerinde inşaat yapımı konusunda sözlü ve bilahere ... ile yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Adi yazılı ve tarihsiz sözleşme kapsamı ve tarafların beyanlarından sözleşme ilişkisinin sadece kaba inşaat yapımı konusunda düzenlendiği, ince yapı işlerinin sözleşme kapsamına dahil olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından iş bedelinin ödendiği iddia edilmiş ise de; davalı cevap dilekçesi ve aşamalardaki savunmalarında ödenen bedel kadar imalât yaptığını, çatı imalâtını bedelinin ödenmemesi sebebiyle yapmadığını savunmuştur. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve bedele hak kazanıldığını ispat yükleniciye, bedelin ödediğini kanıtlama yükü iş sahibine aittir. Davacı iş sahipleri, iş bedelinin tamamını ödediklerini yasal delillerle ispatlayamadıklarından davalının beyanı karşısında kaba inşaat bedelinin yükleniciye ödendiğinin, çatı imalât bedelinin ödenmediğinin kabulü gerekir.
Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulanan 818 sayılı TBK’nın 360/I ve II. fıkralarında ayıplı imalâtta yüklenicinin taksiri varsa, iş sahibinin zarar ve ziyanını da isteyebileceği kabul edildiği gibi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 475/II. fıkrasında eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hükmü getirilmiştir. Burada talep edilebilecek olan BK’nun 96 ve TBK’nın 112. maddeleri gereğince istenebilecek bir tazminat olup, anılan maddelerde borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir.
Dosya kapsamı, sunulan belgeler, makbuz suretleri, tutanaklar, encümen kararı ve belediye yazısına göre davalı yüklenicinin yaptığı inşaatın ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış olması sebebiyle Ümraniye Belediyesi’nin 11.11.2011 tarihli yapı tatil tutanağı ile inşaatın mühürlendiği, Ümraniye Belediye Encümeninin 29.11.2011 tarihli kararı ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılan inşaatın yıkımına ve yapı maliklerinin para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, inşaatın yıkılıp masraflarının davacı mirasçılarından tahsil edildiği bu haliyle yüklenici tarafından yapılan kaba inşaatın BK’nun 360/I, TBK’nın 475/1. maddelerinde ifade edildiği gibi, iş sahibinin kullanamayacağı, hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş sahipleri seçimlik haklarını sözleşmeden dönme ve bedelinin iadesini isteme şeklinde değil, sözleşmeden dönmeksizin genel hükümlere göre tazminat istemek şeklinde kullanmışlardır.
BK’nın 96 ve TBK’nın 112. maddesi hükümleri uyarınca işinin ehli olan ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken yüklenici, iş sahibinin talimatı olsa dahi genel ihbar mükellefiyetini yerine getirerek ruhsat, proje ve imara aykırı inşaat yapmaktan kaçınması gerekirken, uyarı görevini yerine getirmeksizin inşaatı ruhsatı, projesi ve imara aykırı olarak yaparak yıkımına neden olduğundan kusurludur. Bu halde davacı arsa sahipleri BK’nun 96 ile TBK’nun 112. maddesi gereğince genel hükümler çerçevesinde ifa yerine geçen tazminatı istemekte haklıdır.
İstenebilecek tazminatın miktarına gelince; yüklenicinin ruhsat ve eklerine aykırı olarak yaptığı inşaat 2011 yılı Kasım ayında durdurulmuş ve 29.11.2011 tarihli encümen kararı ile yıkımına karar verilerek yıkılmış olduğundan en geç yıkımın yapıldığı tarih itibariyle davacıların zarara uğradıklarını öğrenmiş olduklarının kabulü gerektiğinden, yıkımın yapıldığı tarihten itibaren dava açılması için gereken makul bir süre sonundaki mahalli piyasa rayiçleri ile sözleşme konusu yapının ruhsat ve eklerine uygun yapılmış olması halindeki değeri olacaktır. İş sahiplerinin gecikerek dava açmaları halinde yüklenicinin zararının artmasına neden olacaklarından BK’nın 98. ile TBK’nın 114. maddesi yollamaları ile BK’nın 44 ve TBK’nın 52. maddesi hükümlerince artan zarardan yüklenicinin sorumlu tutulması mümkün değildir.Bu durumda mahkemece; yapı tatil tutanağı ve encümen kararından sonra sözleşme konusu inşaatın yıkım tarihi, inşaatın yapıldığı yer Belediye Başkanlığından sorulup saptandıktan sonra, hükme esas alınan raporu düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişiden davalının ruhsat ve eklerine aykırı olarak inşa edilip yıkılan yapının, çatı hariç ve kaba inşaatı bitmiş diğer kısımlarının yıkımın yapıldığı tarihten itibaren dava açılması gereken makul sürenin bitim tarihindeki sözleşme konusu yapının ruhsat ve eklerine uygun yapılmış olması halindeki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek davada talep edilen kısmına dava, ıslah ile arttırılan bölümüne ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulamak suretiyle tahsili ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davacının talebi yanlış değerlendirilerek ve yüklenicinin ruhsat ve eklerine aykırı inşaatla ilgili genel ihbar mükellefiyetini yerine getirmediği gözden kaçırılarak yapılmayan çatı imalât bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacılara, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.