23. Hukuk Dairesi 2012/4481 E. , 2012/7443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, arsa sahibi olan müvekkilleri ile yüklenici davalı arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince teslim edilmesi gereken konutların süresinde teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşme kapsamında müvekkillerine ödenmesi gereken gecikme tazminatının tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kesinleşmiş bir alacağın bulunmadığını ve icra inkar tazminatı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının itirazında haksız olduğu gerekçesiyle, 08.10.2008 tarihinde davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, kabul edilen miktar üzerinden takibin devamına, asıl alacak üzerinden hesap edilmiş icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; söz konusu kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 2010/1439 esas, 2010/ 3113 karar sayılı ve 01.06.2010 tarihli ilamıyla davacılara teslim edilmeyen daireler için taleple bağlı kalınarak 30.07.1999 tarihinden 09.05.2003 icra takip tarihine kadar isteyebilecekleri gecikme tazminatının hesaplattırılıp bulunacak miktardan tahsil eden 2.600,00 TL mahsup edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiği, gecikme tazminatı yönünden takipten önce davalı yüklenicinin usulüne uygun ihtarla temerrüde düşürülmediği ve sözleşmede gecikme tazminatlarıyla ilgili kesin vade bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, alacağın likit ve borçlunun da itirazında tamamen haksız olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş; mahkemece benimsenen 18.01.2012 tarihli bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulü ile takibin 9.708,46 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatıralan onama harcının istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.