Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8251
Karar No: 2010/9900
Karar Tarihi: 07.10.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/8251 Esas 2010/9900 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/8251 E.  ,  2010/9900 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.10.2005 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i, kal, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine (kesin hüküm) dair verilen 30.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar, 4023 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, bu parsel aleyhine 4022 ve 4446 sayılı parseller yararına geçit hakkı kurulduğunu, ancak davalıların geçit tesis edilen yerde atık su ve kanalizasyon mecrası da geçirilerek mülkiyet haklarına tecavüz ettiklerini, vaki elatmanın kal suretiyle önlenmesini, 6.000 TL maddi 4.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar aynı konuda açılmış ve feragatla sonuçlanan bir dava olduğunu, dolayısıyla eldeki dava bakımından o davanın kesin hüküm oluşturacağını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, orta yerde davanın dinlenmesine engel kesin hüküm bulunduğu gibi, yapılan müdahale de geçit tesis edilen yerin sınırları içerisinde kaldığından bahisle dava reddedilmiştir.
    Hükmü davacılar temyiz etmiştir.
    Gerçekten Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237. maddesi uyarınca davanın tarafları dava konusu ve dava sebebinde birlik varsa önceki hüküm sonradan açılan dava bakımından kesin hüküm sonuçlarını meydana getirir. Maddi anlamda feragatle sonuçlanan bir dava sonradan açılan davada kesin hüküm sayılabilir. Ancak, somut olayda, davacılar tarafından Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1073 esasında kayıtlı aynı nedenlere dayalı
    davanın açıldığı, yargılamanın 11.10.2004 tarihli oturumunda davacı vekillerinin “taraflar anlaşmış olup, anlaşmaya ilişkin noter sözleşmesini ve taahhütnameyi dosyaya ibraz ediyorum. Taraflar anlaşmış olduğundan davamızdan feragat ediyoruz” şeklindeki beyanı üzerine davanın feragat sebebiyle reddine karar verildiği görülmektedir. Davacı vekilinin bu beyanı hakkın özünden feragat niteliği taşımadığından, davacılar dava dilekçelerinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçmiş sayılmaz. Davacılar söz konusu beyanlarında açmış oldukları davayı geri almışlardır (davanın takibinden vazgeçmişlerdir). Bu nedenle davadan feragat edilmeyip, sadece davayı geri aldıklarından ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutmuş sayılırlar. O halde davacıların davadan vazgeçme değil, davayı geri alma iradeleri bulunduğundan bu irade Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 98. maddesi anlamında “davadan vazgeçme” niteliğinde olmadığından aynı yasanın 95. maddesi uyarınca kesin hüküm sonuçlarını doğurmaz.
    Diğer taraftan, bir taşınmaz yararına diğer bir taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisi, yüklü taşınmaza diğer taraf taşınmazının üzerinden geçit külfeti yükler. Geçit hakkı kurulmuş olsa bile, taşınmaz maliklerin mülkiyet hakkı devam eder. Geçit aşırı kullanılmış veya parselde geçit dışında faaliyetler varsa taşınmazın maliki Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayanarak bunların giderilmesini isteyebilir.
    Bütün bu nedenlerle mahkemece yapılması gereken iş, çekişmenin esasını inceleyerek bir hüküm kurmak olmalıdır. Kesin hüküm koşulları gerçekleşmediği, davanın bu nedenle reddi doğru olmamış, kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 07.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi