16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/22087 Karar No: 2015/1012 Karar Tarihi: 12.02.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/22087 Esas 2015/1012 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/22087 E. , 2015/1012 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM ŞERHİNİN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 30.09.2014 gün ve saatte temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen .... vekili Avukat .... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 1.989,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Orman Kanun"nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak .... adına tespit ve 25.05.2000 tarihinde tescil edilmiş; beyanlar hanesinde, bu taşınmazın .... oğlu ..."nin zilyet ve tasarufunda olduğu göterilmiştir. 2009 yılında güncelleme çalışmaları yapılmış ve çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı gösterimi değiştirilmemiştir. Davacı ... vekili 16.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı gösteriminin ortak miras bırakan ... oğlu .... şeklinde düzeltilmesi istemiyle dava açılmıştır. Yargılama sırasında .... evlatları.... ve ...., oturama katılarak davacı ile aynı iddalarla davaya katılma isteminde bulunmuşlar ve istemleri kabul edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacının, kardeşi olan davalı adına beyanlar hanesinde gösterilen zilyetlik şerhinin iptali ile muris ölü .... adına zilyetlik şerhinin konulmasını talep ettiği, davacının ölü murisi hakkında zilyetlik şerhi talebinde hukuki yararının bulunmadığı, ölü kişi adına kullanım şerhi talebinde bulunulamayacağı, yine davacının murisi adına değil de murisin mirasçıları adına talepte bulunmuş olduğu var sayılsa bile davacının tek başına dava açamayacağı, tüm mirasçılarların birlikte talepte bulunması veya terekeye temsilci atayarak temsilcinin talepte bulunması gerektiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. 08.03.2000 tarihinde yapılan genel kadastro sonucunda tapu kaydının beyanlar hanesinde davalı .... kullanıcı olarak gösterilmiş ve 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında bu gösterimde her hangi değişiklik yapılmamıştır. Davacı tarafından genel kadastro tespitinden önce ölen muristen gelen hakka dayanılarak dava açılmıştır. Davacı tarafından, güncelleme çalışmaları öncesinde tapunun beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilen kişiden devralmaya dayanılmadığına göre, isteminin güncelleme çalışmalarına karşı değil, genel kadastro çalışmalarına karşı olduğu hususunda duraksamamak gerekir. Ancak; 16.10.2012 dava tarihi itibariyle, genel kadastroya karşı dava açılabilmesi için, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar vermek gerekirken yazılı nedenlerle reddine karar verilmesi isabetsiz olmakla beraber ret kararı sonucu itibarı ile yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi yukarda açıklandığı biçimde DÜZELTİLMEK suretiyle ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ....ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.