Esas No: 2020/2151
Karar No: 2020/5476
Karar Tarihi: 14.12.2020
Danıştay 3. Daire 2020/2151 Esas 2020/5476 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2151
Karar No : 2020/5476
Kararın Düzeltilmesini İsteyen: Tasfiye Halinde ... Petrol İnşaat Gıda Temizlik Hizmetleri İthalat İhracat Nakliye Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti :Davacı adına, 2013 yılının Ocak ve Mart dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini, tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporuna esas alınan vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası olduğu ve davacının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; vergi tekniği raporu ihbarnameye bağlanarak davacıya tebliğ edilmemiş ise de ihbarnamenin tebellüğünden itibaren dava açma süresi içinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı mercine taşınarak idarenin bütün iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanı elde edilmesi ve vergi yargılamasında dava açma süresine eşit olan savunma süresinde davacının idarece öne sürülen iddialara karşı savunmada bulunması imkanının varlığı karşısında, silahların eşitsizliği nedeniyle hak arama hürriyeti bağlamında savunma hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 03/03/2020 tarih ve E:2017/259, K:2020/1195 sayılı kararının; mahkeme kararından sonra davalı idarece aynı vergi ve cezaların yeniden tebliğ edildiği, mükerrer vergilendirme yapıldığı, dava devam ederken tasfiyesinin tamamladığı ve ticaret sicilinden kaydının silindiği ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti :Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi :…
Düşüncesi : Davanın devamı sırasında ticaret sicilinden kaydı silinmekle kişiliği sona eren davacı şirketin taraf olma ehliyeti ve yargı merciileri önünde temsil olanağı bulunmadığından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kararın bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen ididalar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle Danıştay Üçüncü Dairesinin 03/03/2020 tarih ve E:2017/259, K:2020/1195 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği; 14. maddesinin 6. fıkrasında ise, davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 26. maddesinin 1. fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, aynı maddenin 4. fıkrasında da işlemden kaldırma kararın diğer tarafa tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun tüzel kişilerle ilgili ikinci kısmının "Hak Ehliyeti" başlıklı 48. maddesinde; tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil oldukları, 49.maddesinde; tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanacağı, 50. maddesinde; tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu oldukları belirtilmiş, 52. maddesinde ise sona eren tüzel kişinin kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği kuralı öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin tasfiyesinin sonuçlanmasına ve ticaret sicilinden kaydının silinmesine ilişkin 14/01/2016 tarihli ortaklar kurulu kararının 27/01/2016 tarih ve 8998 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Belirtilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, şirketlerin tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmekle sona ereceğinden ve tüzel kişiliği sona eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin yargı mercileri önünde temsil edilebileceğinden söz etmek mümkün değildir.
Bu durumda, davacı şirketin davanın devamı sırasında ticaret sicilinden kaydı silinmekle tüzel kişiliğinin, diğer bir deyişle hukuk alemindeki varlığının sona erdiği ve dolayısıyla taraf olma ehliyeti ve yargı mercileri önünde temsil olanağının bulunmadığı göz önüne alınarak, 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dosya işlemden kaldırılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.