15. Hukuk Dairesi 2020/2476 E. , 2020/2840 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar 1-... 2-... 3-..., birleşen 2015/295 Esas sayılı dosyada davacı ... ile davalı ..., birleşen 2015/558 Esas sayılı dosyada davacı ... ile davalılar 1-... 2-... 3-Hasan Akgül 4-Abdullah Akgül 5-... 6-... 7-... arasındaki davadan dolayı Bakırköy 10. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 06.04.2016 gün ve 2012/225 E.-2016/141 K. sayılı hükmü bozan Dairemizin 18.04.2019 gün ve 2019/40 E.-2019/1897 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı ile davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle asil dava davacısı ..."ın menfi zarar, gecikme tazminatı ve cezai şartla ilgili miktarlarını göstermek ve harcını ödemek suretiyle zamanaşımı süresi içinde ayrı bir dava açmasının mümkün bulunmasına göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve HUMK’nın 442. maddesi hükmünce 384,00 TL para cezası ile bakiye 20,80 TL red harcının karar düzeltme isteyen davacıya, 384,00 TL para cezası ile bakiye 20,80 TL red harcının karar düzeltme isteyen davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ya yükletilmesine, 21.10.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- K A R Ş I O Y Y A Z I S I -
Dava, eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu iptâli ve tescil, menfi zarar ve gecikme tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.04.2019 tarih ve 2019/40 Esas, 2019/1897 Karar sayılı ilamı ile, asıl dosya davacısı arsa sahibi ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddi, asıl ve birleşen dosya davalılarının temyiz itirazlarının kabulü ile verilen karar bozulmuş, bu karara karşı asıl dosya davacısı ... ve davalılar tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dairemizin 18.04.2019 tarih ve 2019/40 Esas, 2019/1897 Karar sayılı bozma ilamını birinci bendinde, asıl dosya davacısı ...’ın menfi zarar, cezai şart ve gecikme tazminatı talebi ile ilgili olarak miktarı gösterilmek ve harcı yatırılmak sureti ile açılmış bir davası bulunmadığının anlaşılmasına göre temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak 11.05.2012 tarihli dava dilekçesi içeriğinde bu taleplerinden bahsettiği gibi dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının ikinci bendinde açıkça menfi zararın tazmini, sözleşmenin 4. maddesindeki cezai şart hükmünce yapılacak olan inşaatta kendisine düşecek olan kısımların kira bedellerinin tespiti ile davalı müteahhit tarafından ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği, yine dava dilekçesinin harca esas değer kısmında dava değeri, fazlaya ilişkin haklara saklı olmak üzere 55.000,00 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde gösterilen dava değerinin hangi talebine ilişkin olduğu dilekçede açıklanmamıştır. Bu durumda, yargılama sırasında hakimin HMK’nın 31. maddesinde yer alan hakimin davayı aydınlatma ödevi gereğince, davacıdan talebini açıklamasını istemesi, birden fazla talebi olması halinde taleplerine göre dava değerini belirlemesini ve bu taleplerinin kuruşlandırılmasını istemesi gerekmektedir. Dava konusu olayda bu talepler dile getirilmesine karşın hakim tarafları aydınlatma yükümlülüğü yerine getirmemiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, davacının menfi zarar, cezai şart ve gecikme tazminatı talebinin dava konusu edilmiş olduğu ve dava değerinin gösterilmemesi nedeniyle, hakimin davayı aydınlatma görevi gereği, bu talebinin açıklanması ve bu açıklamaya göre yargılama yaparak hüküm kurması gerekirken, yargılama sırasında aydınlatma yapmadığı gibi talepler hakkında, olumlu veya olumsuz bir karar da vermemiştir. Dairemiz tarafından yapılan temyiz incelemesi sırasında, davacının temyiz isteminin bu yönden yerinde görülerek belirtilen gerekçe ile de kararın bozulması gerekirken temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu husus davacı ...’ın karar düzeltme isteminin değerlendirilmesi sırasında anlaşıldığından davacının bu yöndeki karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncemizle sayın çoğunluğun davacı ...’ın da karar düzeltme isteminin reddine dair görüşüne katılmamaktayız.