Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1759
Karar No: 2018/2890
Karar Tarihi: 22.05.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1759 Esas 2018/2890 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile davacı arasında 19.03.2008 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen borç ödeme aksamaları sonrasında davacı banka tarafından itirazın iptali ve takibin devamı talebiyle yapılan dava kısmen kabul edilmiş, ancak yapılan incelemeler sonucunda davacının davalıya 25.000 TL kredi ödemesi yaptığı iddiasının kanıtlanamaması nedeniyle takip tarihi itibariyle alacak miktarının belirlenmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Hüküm, tarafların temyiz itirazları üzerine, bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 4. maddeleri, İcra ve İflas Kanunu'nun 54. ve 55. maddeleri, Bankalar Kanunu'nun 35. ve 78. maddeleri uyarınca karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2017/1759 E.  ,  2018/2890 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 19.03.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafın kredi borcunu ödememesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname keşide edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine, davacının alacağının tahsili amacıyla yaptığı icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazının iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; taraflar arasında 25.000 TL"lik kredi sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacı bankanın davalıya sadece 12.500 TL ödeme yaptığını ve davalının kredi borcunu ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmiş ise de davalının 16.842,72 TL ana para borcunun kaldığı, davacı bankaca belirlenen %72 faiz oranının fahiş olduğu kabul edilmekle bilirkişi kurulunca bankacılık ilke ve uygulamalarına göre belirlenen faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda takip tarihi itibarı ile davalının davacıya 18.174,84 TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibin 18.174,84-TL"lik kısmı yönünden itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takip tarihi olan 15.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/10019 E., 2014/16326 K. sayılı ve 17.11.2014 tarihli ilamı ile "Davacı banka, davalı ile aralarında yapılan 25.000-TL bedelli ve 19.03.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıdan alacak talebinde bulunmuş, davalı sözleşmedeki imzayı kabul etmiş, ancak kredinin 12.500-TL"lik kısmının kendisine ödenmediğini, kullandığı 12.500-TL"lik kısma ilişkin borcunu ise süresinde ödediğini savunmuştur. Davacı bankanın teftiş kurulu başkanlığınca yapılan inceleme sonunda düzenlenen 10.11.2009 tarihli raporda (sh.3) özetle; ""müşterinin (davalı ...) hesabından saat 14:32"de ...... işlemi ile 12.250-TL"nin nakit çekildiği, ancak bu işleme ilişkin dekontun ibraz edilmediği, ayrıca 21.04.2009 tarihinde müşterinin bilgisi dışında borç yapılandırılması yapıldığı, krediye ilişkin taahhütname ile geri ödeme planının müşteriye imzalattırılmadığı"" bildirilmiştir. Davacı bankanın kredi sözleşmesi uyarınca kredi tutarının tamamının davalıya ödendiğini kanıtlaması gerekir. Mahkemece banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi tarafından yeniden inceleme yaptırılarak ve belirtilen hususların üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli inceleme ihtiva etmeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru olamamıştır." gerekçesiyle mahkeme hükmü bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu neticesinde, davacı banka tarafından 19/03/2008 tarihinde davalı müşterinin mevduat hesabına "kredi ödemesi" açıklamasıyla 25.000,00 TL alacak kaydedildiği, paranın davalının hesabına aktarıldığı, kredinin geri ödemelerindeki aksamalar nedeniyle hesap kat edilerek takibe geçildiği, yapılan hesaplama sonucunda davalının 21.021,90-TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Davacı banka davalıya toplam 25.000 TL kredi ödemesi yaptığını ileri sürmüş ise de paranın hesaba geçirilmesi ödeme anlamına gelmez. Davacı, hesaptaki paranın imzalı dekont karşılığı veya kredi hesabı sahibi tarafından verilecek talimatlarla 3. kişilere ödendiği veya kredi hesabı sahibinin borçları için ödendiğini kanıtlamalıdır. Banka, Dairemizin 17.11.2014 tarih, 2014/10019 E – 2014/16326 K. sayılı bozma kararında belirtildiği üzere 12.250 TL"lik nakit çekimine ilişkin dekont sunamamıştır. Bu durumda davacı bankanın kullandırdığı kredinin tespiti ile yapılan ödemeler düşüldükten sonra takip tarihi itibariyle alacağın belirlenmesi gerekirken delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kabul şekliyle de mahkemece verilen ilk kararda toplam 18.174,84 TL alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmiş ve hüküm davacı tarafından temyiz edilmeyerek davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden temyize konu karar ile 21.021,90 TL alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi