Hukuk Genel Kurulu 2017/2955 E. , 2021/981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı dava dilekçesinde; davalısı olduğu Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/415 E. 2014/34 K. sayılı vekâlet ilişkisinden kaynaklanan tazminat davası sonucunda yaklaşık 400.000TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, davanın zamanaşımına uğradığına ilişkin def’ilerinin göz ardı edildiğini, avukat olarak takip ettiği dava sonucu fazla ücret aldığı iddiasına dayalı davanın, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin açıkça yasaya aykırı görüşü ve bozma kararı üzerine yerel mahkemece bozma kararına uyulduğunu ve önceki ret kararından rücu edilerek davanın kabulüne karar verildiğini, verilen kararın Özel Dairece onanarak kesinleştiğini, kararın açıkça mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’na aykırı olduğunu, Özel Daire bozma kararında vekâlet ilişkisinin azil ile sona ereceğinin belirtilmesine, davacıların şahsını vekâletten azil ettiklerine ilişkin belgelerin dosyada olmasına ve murafaa sırasında ısrarla bu hususu belirtmesine karşın azilname belgelerinin incelenmediğini, vekalet ilişkisinin sürdüğü bu nedenle zamanaşımı süresinin başlamadığı görüşü ile davanın aleyhine sonuçlandığını ileri sürerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46/c maddesine dayalı davanın kabulü ile yaklaşık 400.000TL civarındaki zararın HMK’nın belirsiz alacak hükümlerine göre bakiye talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000TL tazminatın ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde kısmi alacak olarak talepte bulunulduğunu, HMK’nın kısmi dava açılması şartlarını belirttiğini, davacının kısmi dava talebinin HMK’nın belirttiği şartlara uymadığından öncelikle davanın bu bakımdan reddinin gerektiğini, dava konusu edilen kararlar nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağının bulunmadığını, tazmini talep edilen zararın mahiyetinin ne olduğunun tam olarak açıklanmadığını, kararların yasal mevzuata uygun olarak verildiğini ve işlemlerde kusur, kast ve hata bulunmadığını, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen koşulların mevcut olmadığını, HMK’nın 48. maddesi gereğince sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.03.2017 tarihli ve 2016/19 E., 2017/13 K. sayılı kararı ile;
“…DAVA: Dava dilekçesinde, davalısı olduğu Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/415 E. 2014/34 K. sayılı vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında zamanaşımı itirazlarının gözardı edildiğini, mahkeme kararının ihbar olunan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi başkan ve üyelerinin yasaya aykırı görüşü ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak davayı kabul ettiğini ve kararın 13. Hukuk Dairesi"nin onama ilamı ile kesinleştiğini, bozma ilamında dava dosyasında ve murafaa sırasında açıkça belirtilmesine rağmen azilname belgelerinin incelenmediği beyan edilerek maddi zararın tazmini talep edilmiştir.
CEVAP: Cevap dilekçesinde, kısmi alacak olarak talepte bulunulamayacağını, hak düşürücü sürenin geçtiği ve sorumluluk koşullarının da oluşmadığı savunulmuştur.
GEREKÇE: Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.Yasa"da da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; temyiz aşamalarında zamanaşımına yönelik itirazlarının ve dosyaya sunulan azilname belgelerinin dikkate alınmamasıdır.
Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin ve Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü dosyalarının örnekleri getirtilmiş ve incelenmiştir.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Yukarıda açıklanan gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş; davacı tarafından da, yargısal yollara başvurulmuştur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut değildir. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenle;
1-HMK."nun 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın esastan REDDİNE,
2-HMK."nun 49. maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 31,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın düşümü ile kalan 2.20-TL"nin davacıdan alınarak hazine gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 3.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde:
“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK"nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca; yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 14.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.