
Esas No: 2017/5607
Karar No: 2017/9026
Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/5607 Esas 2017/9026 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
...adına Av. ... ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. ... arasındaki dava hakkında ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nden verilen 02.10.2014 günlü ve 2012/428-2014/246 sayılı hükmün, Dairemizin 16.05.2017 tarih ve 2015/4596-2017/4154 sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından maddi hata nedeniyle kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Mahkemenin 02.10.2014 tarihli kararının 13.10.2014 tarihinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemece, süresi geçtiğinden bahisle temyiz talebinin reddine dair karar verildikten sonra, hem bu kararın hem de esasa ilişkin hükmün temyizen incelenmesi için süresinde verilen dilekçe üzerine, Dairemizce hükmün bozulmasına dair karar verilmiş ise de, söz konusu ilamda temyiz talebinin reddine dair herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından, Dairemizin anılan kararın bozulmasına ilişkin 16.05.2017 tarih ve 2015/4596-2017/4154 sayılı ilâmının ORTADAN KALDIRILMASINA,
1-Hüküm İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi hükmüne göre ise; İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların, hükmün tefhimi, bu mümkün olmamış ise tebliğinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 321/2. maddesinde, kararın tefhiminin, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşeceği, ancak zorunlu hâllerde, hâkimin bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebileceği; bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerektiği belirtilmiştir. Hükmün, anılan şekilde tebliğ edilmemesi durumunda, 8 günlük temyiz süresi, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.Mahkemece, hükmün ferilerinin kısa kararda açıklanmadığı gözetildiğinde, tefhim yetersiz olup, davalı vekilinin, gerekçeli kararın tebliğ edildiği 20.11.2014 tarihine göre, 13.10.2014 tarihli temyiz itirazı 8 günlük yasal sürede olduğundan, temyiz süresinin geçtiğinden bahisle verilen 02.10.2014 (12.11.2014) tarihli ek kararın BOZULMASINA;
2- Dava, kurum tarafından eksik işçilik sonucu tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamı incelendiğinde, 2010 yılı mayıs, haziran ve temmuz aylarına ilişkin yapılan denetimde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen 27.04.2010 tarihli kapasite raporu dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu eksik işçilik tahakkuk ettirildiği, bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece, süt toplayan işçilerin asgari işçilik hesabına tam olarak katılması ile belirtilen kapasite raporu nazarında, davacının aylık ortalama 14 işçi bildirmesi gerektiği, diğer taraftan benzer işyerlerinden yapılan bildirimlerde dikkate alındığında, kurum işleminin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 85. maddesi olup anılan maddede, “İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır…” hükmüne yer verilmiştir. Uygulamada ölçümleme olarak adlandırılan işlemden kaynaklanan prim borcu tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkin olan eldeki davada, yapılacak yargılamanın da bu konudaki mevzuat uyarınca ayrıntılı irdeleme içermesinde zorunluluk vardır.
Belirtilen açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken, emsal işyerleri kapasite raporları celp edilmeli, bu işyerlerinin mevcut makine durumu, üretim miktarı ve işçi bildirimi ile davacı işyerinin mukayesesi yapılmalı (dosya kapsamında bu işyerlerinden ay bazında yapılan bildirimler dışında bilgi ve belge bulunmamaktadır), diğer taraftan yeniden alınacak bilirkişi raporu ile, davacı işyerindeki üretim faaliyetinin aşamalarına göre çalışması gereken personel sayısı, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, işin niteliği ve yukarıda belirtilen emsal kriterleri çerçevesinde, ay bazında tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.