Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/19759
Karar No: 2020/12727
Karar Tarihi: 14.12.2020

Danıştay 6. Daire 2019/19759 Esas 2020/12727 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/19759
Karar No : 2020/12727

DAVACI : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Başkanlığı
2- …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : İzmir İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Cumhurbaşkanlığının ... tarihli, ... sayılı kararıyla onaylanan ve 31/08/2019 tarihli, 30874 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmazlara ilişkin imar planı değişikliklerine olumsuz görüş verildiği, plan bütünlüğünün, kent silüetinin ve çevreyle uyumun bozulacağı, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe aykırı olduğu, yapı yoğunluğunun artırıldığı, dava konusu işlemin planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, planlama alanında kısmi yapılaşma olduğu, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe uygun değişiklik yapıldığı, taşınmazın %37,11'inin otel alanı, %11,36'sının günübirlik tesis alanı, kalan kısmının düzenleme ortaklık payı kapsamında bırakıldığı, çevre-imar bütünlüğü bozulmayacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca dava konusu alanda kısmi yapılaşmanın varlığı ortaya konulmadığı gibi, kısmi yapılaşmanın varlığı kabul edilebilecek bile olsa, 11 Temmuz 1991 tarihinden önce 1986 onaylı planlarda kısmen tercihli kullanım alanı, kısmen belediye turistik tesis alanı, kısmen park alanı ve yol olarak ayrılan taşınmazların imar planı değişikliği ile "günübirlik tesis alanı" ve "otel alanı" olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin mevzuat hükümlerine uygun olmadığı, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup özelleştirme kapsam ve programında bulunan, İzmir İli, Menderes İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Cumhurbaşkanlığının ... günlü, ... sayılı kararıyla onaylanan ve 31/08/2019 günlü, 30874 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
17/04/1990 tarihli 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4.maddesinde; Sahil şeridi: kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olarak tanımlanmış, anılan Yasa uyarınca çıkarılan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4.maddesinde sahil şeridi tanımlanırken sahil şeridinin birinci bölümünde, sadece açık alanlar olarak düzenlenen yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından oluşan, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen alan olduğu, ikinci bölümünün, sahil şeridinin birinci bölümünden sonra kara yönünde yatay olarak en az 50 metre genişliğinde olmak üzere belirlenen ve üzerinde sadece Kanunun 8. maddesinde ve bu Yönetmelikte tanımlanan toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm yapı ve tesisleri, taşıt yolları, açık otoparklar ve arıtma tesislerinin yer aldığı ifade edilmiş; 3621 sayılı Kanun'un geçici maddesiyle de, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevzuat hükümlerine uygun olarak onanmış ve kısmen veya tamamen yapılaşmış 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının sahil şeritleri ile ilgili hükümlerinin geçerli olacağı kuralı getirilmiş; 11/07/1992 tarihinde yürürlüğe giren 3830 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici maddesiyle de; kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanması öngörülmüştür.
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde yer alan; kısmi yapılaşma tanımı 30.3.1994 tarih ve 21890 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değiştirilerek, kısmi yapılaşma; "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında; 11 Temmuz 1992 tarihinden önce belirli bir kullanım amacına dayalı olarak onaylanmış 1/1000 ölçekli mevzi imar planlarının kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 100 metrelik kesim içerisindeki imar adalarında; üzerinde yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan plan ve mevzuata uygun olarak tamamlanmış yapılar ile ruhsat alınarak en az su basman seviyesinde inşaatı tamamlanmış yapıların bulunduğu parsellerin sayısının veya kullanılan toplam taban alanının imar adasındaki toplam parsel sayısının veya toplam alanın yüzde ellisinden fazla olması durumu olarak tanımlanmış, üzerinde birden fazla yapı yapılması mümkün olan parseller, en az subasman seviyesinde inşaatı tamamlanmış olmak kaydı ile taban alanı veya yapı sayısı itibariyle bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca kıyılarda ve 100 metrelik sahil şeridinde kamu yararının gözetileceği, sahil şeridinin ilk 50 metrelik kısmının hiçbir şekilde yapılaşmaya açılamayacağı ve bu alanlarda sadece kamu yararına uygun düzenlemelerin yapılabileceği açıktır.


Diğer taraftan, Kanuna, Kıyı Kanunundan önce oluşmuş hakların nasıl ve hangi ölçüler içinde korunabileceğini belirlemek için geçici madde eklenmiş ve buna uygun olarak Yönetmelikle kısmi yapılaşma tanımlanmış ve mevcut hakların sınırları belirlenmiştir.
Anılan düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, daha önce kanunla belirlenmiş hakların korunması ve kişilerin mağdur edilmemesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, kısmen veya tamamen yapılaşmış sahil şeritlerindeki imar planı hükümlerinin geçerli olduğu belirtilmiş, kısmen veya tamamen yapılaşmamış sahil şeritlerinde plan revizyonu yapılması, başka bir ifade ile kazanılmış hakkın doğmadığı alanlarda planların revizyonu öngörülmüştür. Ancak imar hukukunda, kazanılmış hak kavramı ile ilgili olarak belli bir ölçütün, Kıyı Kanununun amacına uygun olarak belirlenmesi zorunludur. Kanun ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hakkın; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanarak, kısmi yapılaşma durumunun tespit edilmesi gerektiği, 11 Temmuz 1992 tarihinden önce yapılan veya yapılmaya başlanan yapılar hakkında kazanılmış hak oluştuğu, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, Menderes İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... parsel sayılı mülkiyeti Maliye Hazinesine ait taşınmazların 02.04.2018 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alındığı, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi/Turizm bölgesi içerisinde "tercihli kullanım alanı" olarak belirlendiği, 12.09.2012 tarihli 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "turizm merkezi alan sınırı" içerisinde yer aldığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisinde kalan bölümüne kullanım kararı getirilmediği, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 07.10.2011 tarihinde onaylanan İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", "detaylı kullanım kararı alt ölçekli planlarda belirlenecek alan" ve "kumsal" kullanımında kaldığı, 16.05.2014 tarihli İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile "detaylı kullanım kararı alt ölçekli planlarda belirlenecek alan" kullanımının "tercihli kullanım" kararına dönüştürüldüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığının 16.09.2013 tarihli İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi ... Mevkii 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ... ada, ... sayılı parselin "turizm tesis alanı" kullanımında, ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", "günübirlik alan" ve "park" alanında, taşınmazların aynı tarihte onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olarak aynı fonksiyonda kaldığı, ... sayılı adanın kıyı kesiminde kısmi yapılaşmanın bulunduğunun Menderes Belediyesinin ... tarihli, ... sayılı kararıyla kabul edildiği, bu doğrultuda ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinden itibaren ilk 50 metrelik bölümünde "park alanı", "E:0.10 Yençok:4.5m yapılaşma koşullu günübirlük tesis alanı", ikinci 50 metrelik bölümünde "günübirlik tesis alanı" olarak belirlendiği, 28.02.2017 tarihinde onaylanan İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi ... Mevkii 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının yalnızca ... parsel sayılı taşınmazı kapsadığı ve taşınmazın kısmen "E:0.45, Yençok:17.5 m yapılaşma koşullu turizm tesis alanı" kısmen "yaya yolu" olarak belirlendiği, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kesiminin plan onama sınırı dışında kaldığı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan dava konusu plan değişiklikleri ile ... parsel sayılı taşınmazın sahil şeridinin ilk 50 metrelik alanda kalan kısmının "E:0.45 Yençok: 5 kat otel alanı" ile "E.0.10 Yençok: 4.5 m günübirlik tesis alanı", ikinci 50 metrelik alanda kalan kısmı ile ... parsel sayılı taşınmazın "E:0.45 Yençok:5 kat otel alanı", kumsal-plaj, dere ve yol olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Kıyı Kanunu uyarınca kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği 11/07/1992 tarihinden itibaren bir yıl içinde tamamlanması ve kısmi yapılaşma durumunun tespiti gerektiğinden, uyuşmazlığa konu taşınmazların bulunduğu alana ilişkin olarak kısmi yapılaşmanın tamamlanmış olduğunun tespiti yolundaki Menderes Belediye Meclisinin ... ve 08.05.2015 tarihli kararlarının esas alınmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu taşınmazların bulunduğu alanda kısmi yapılaşmanın varlığı ortaya konulamadığından, kısmi yapılaşmanın varlığı kabul edilmek suretiyle tesis edilen dava konusu plan değişikliklerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Diğer taraftan, onaylı imar planı ve kısmi yapılaşmanın varlığı kabul edilse dahi, 11 Temmuz 1992 tarihinde önce 1986 onaylı planlarda kısmen tercihli kullanım alanı, kısmen belediye turistik tesis alanı kısmen park alanı ve yol olarak ayrılan taşınmazların imar planı değişikliği ile "günübirlik tesis alanı" ve "otel alanı" olarak belirlenmesinin yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
İzmir İli, Menderes İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Cumhurbaşkanlığının ... tarihli, ... sayılı kararıyla onaylanan ve 31/08/2019 tarihli, 30874 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
1982 Anayasasında da 1961 Anayasasındaki gibi kıyılar, 'Tabii kaynaklar ve servetler' olarak kabul edilmiş; ayrıca, ülkemiz açısından giderek artan ekonomik ve sosyal değerler gözönünde bulundurularak bu konuda özel düzenlemeye gidilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43. maddesinde: "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir." hükmü yer almıştır.
Anayasada 'kıyılardan yararlanma' koşulları düzenlenirken sadece kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunun belirtilmesi ile yetinilmeyip ayrıca deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetileceği ve kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartlarının yasayla düzenleneceğine ilişkin kurallara da yer verilmiştir.
Kıyı konusunda, 6785 sayılı İmar Kanununun Ek 7. ve Ek 8. maddelerine göre çıkarılan Yönetmelik ile herkesin kıyılardan mutlak bir eşitlik ve serbestlikle yararlanmasını sağlamak, kıyıların doğal yapısının değiştirilmesini önlemek ve atıklarla kirletilmesini engellemek için kurallar getirilmiş, anılan Yönetmelik 6785 sayılı İmar Kanunu ile birlikte yürürlükten kalkmış olup kıyılar yönünden, 1982 Anayasası döneminde yapılan ilk düzenleme 01.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 3086 sayılı Kıyı Kanunu ve buna dayanılarak çıkarılan ve 18.05.1985 günlü, 18758 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3086 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliktir.
3086 sayılı Kanunun tümü Anayasa Mahkemesinin 25.02.1986 günlü, 1985/1, K:1986/4 sayılı kararı ile iptal edilmiş; iptal kararının Resmî Gazetede yayımlandığı 10.07.1986 tarihini izleyen altı ay sonra ise 3086 sayılı Yasa yürürlükten kalkmıştır.
Anayasa Mahkemesi kararında, 3086 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan kıyı kenar çizgisi ve kıyı tanımları Anayasanın 43. maddesine aykırı görülmüştür. Anılan Mahkeme kararında, 3086 sayılı Kanunun 6. maddesinin iptali istemine yönelik olarak, Anayasa koyucunun kıyıda kamu yararı yanında, kişilerin de bazı haklarının bulunduğu gerçeğini gözönünde tutarak, kamu yararı ile kişi haklarını bağdaştırmaya çalıştığı ve sonuçta bu madde ile ulaşılmak istenen amacın, kıyıda mevzuata ve hukuka uygun olarak kazanılmış hakları korumakla birlikte kıyıları kamuya açmak olduğu gerekçesine yer verilmiş; bu çerçevede, 3086 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ve 1 fıkrasında yer alan '...bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuata ve imar planına uygun olarak yapılan yapılar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz' biçimindeki ibare Anayasaya aykırı bulunmamıştır.
3086 sayılı Kanunun yerini, 17 Nisan 1990 günü yayımlanarak yürürlüğe giren 3621 sayılı Kıyı Kanunu almış ve Anayasanın kıyıya ilişkin kuralları Anayasa Mahkemesi kararının gerekçeleri de dikkate alınarak yaşama geçirilmiştir.
3621 sayılı Kanunun 4. maddesinde: "Sahil Şeridi: Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde;
a) Uygulama imar plânı yapılacak alanlarda yatay olarak en az 20 metre genişliğindeki alanı,
b) Uygulama imar planı bulunmayan belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dışındaki yerleşik alanlarda, çevre düzeni ve/veya nazım imar planı bulunsun veya bulunmasın, yatay olarak en az 50 metre genişliğindeki alanı,
c) Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışındaki iskân dışı alanlarda çevre düzeni ve/veya nazım imar planı bulunsun veya bulunmasın yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alanı" ifade edeceği şeklinde tanımlanmıştır.
Anayasanın Mahkemesinin 18.09.1991 günlü, E:1990/23, K:1991/29 sayılı kararı ile bu tanımlardan 4. maddenin 1. fıkrasının a) bendindeki tanım iptal edilmiştir.
İptal kararından sonra kanun koyucu tarafından 4. maddenin sahil şeridine ilişkin kuralları 3830 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile: "Sahil şeridi Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan" olarak tanımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırı görülemeyen 3086 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ve 1. fıkrasında yer alan '...bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuata ve imar planına uygun olarak yapılan yapılar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz' biçimindeki kuralın yerini, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile getirilen Geçici Maddedeki "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevzuat hükümlerine uygun olarak onanmış ve kısmen veya tamamen yapılaşmış 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının sahil şeritleri ile ilgili hükümleri geçerlidir. Ancak, 8 inci maddenin ikinci fıkra hükümleri saklıdır." kuralı almıştır.
11 Temmuz 1992 tarihinde yürürlüğe giren 3830 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici Maddesiyle de; kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanması öngörülmüştür.
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 03.08.1990 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 4. maddesinde kısmi yapılaşma tanımlanmıştır.
Buna göre: "Kısmi Yapılaşma: 17 Nisan 1990 tarihinden önce onaylanmış uygulama imar planlarındaki imar adalarında yer alan parseller ile üzerine birden fazla yapı yapılması mümkün olan parsellerin yüzde ellisinden fazlasında yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan imar plânı ve mevzuata uygun olarak tamamlanmış yapılarla, ruhsat alınarak en az su basman seviyesine kadar inşaatı tamamlanmış yapıların bulunması durumudur."
Anılan Yönetmelikteki kısmi yapılaşma tanımında, 30.03.1994 günlü, 21890 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Yönetmelikle değişikliğe gidilmiştir. Bu değişikliğe göre:
"Kısmi Yapılaşma: a) Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında; 11 Temmuz 1992 tarihinden önce belirli bir kullanım amacına dayalı olarak onaylanmış 1/1000 ölçekli mevzii imar planlarının, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 100 metrelik kesim içerisindeki imar adalarında; üzerinde yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan plan ve mevzuata uygun olarak tamamlanmış yapılar ile ruhsat alınarak en az subasman seviyesinde inşaatı tamamlanmış yapıların bulunduğu parsellerin sayısının veya kullanılan toplam taban alanının imar adasındaki toplam parsel sayısının veya toplam taban alanının yüzde ellisinden fazla olması durumudur.
Üzerinde birden fazla yapı yapılması mümkün olan parseller, en az subasman seviyesinde inşaatı tamamlanmış olmak kaydı ile taban alanı veya yapı sayısı itibariyle bu kapsamda değerlendirilir."
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, imar planının uygulama imar planı ya da mevzi imar planı olma durumuna göre kısmi yapılaşma durumları imar adası veya imar planı bazında değerlendirilmektedir. Kısmi yapılaşma değerlendirmesi mevzi imar planlarında imar adası bazında, uygulama imar planlarında ise sahil şeridinde kalan imar adalarının bütününe göre olması gerekmektedir. Mevzi imar planlarının olduğu yerlerde imar adası bazında değerlendirme yapılmış ve yapıların bulunduğu parsellerin sayısının veya kullanılan toplam taban alanının imar adasındaki toplam parsel sayısının veya toplam alanın yüzde ellisinden fazla olması durumu, uygulama imar planlarının olduğu yerde de plan kapsamındaki imar adalarının sayısının yüzde ellisinden fazlasında anılan koşulların bulunması kişilere korunacak haklar sağlayan ölçüt olarak alınmıştır.
Anayasal konumu ortaya konulan kıyılar üzerinde "kazanılmış hak" kavramının ne derece geçerli olduğu konusu, Kıyı Kanunu ve bu Kanunun uygulanması yönünden büyük önem taşımaktadır.
Sahil şeritlerinde kazanılmış hakların korunmasına yönelik olarak iptal edilen 3086 sayılı Kanunun yerini alan ve halen yürürlükte olan düzenleme 3621 sayılı Kanunun geçici maddesidir. Buna göre; 3621 sayılı Kanunun yayım tarihinden (17 Nisan 1990) önce kısmen veya tamamen yapılaşmış 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının sahil şeritleri ile ilgili hükümlerine geçerlilik tanınmıştır. Kıyı Kanununda değişiklik yapan 3830 sayılı Kanunun Geçici Maddesi ise; kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının 11 Temmuz 1992 tarihinden itibaren bir yıl içinde tamamlanması zorunluluğu getirmiş, kazanılmış haklara ilişkin düzenleme getirmemiş, 3621 sayılı Kanuna göre sahil şeritlerinde kazanılmış hakkın doğmadığı alanlarda imar planı revizyonuna gidilmesini öngörmüş bulunmaktadır.
Bu yasal çerçeveye göre, sahil şeritlerinde 17 Nisan 1990 tarihinden önce olup, geçerlilik tanınan uygulama imar planları; kısmen veya tamamen yapılaşmış alanlara yönelik bulunmakta; 03.08.1990 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 3621 sayılı Kanunun yayım tarihinden önce onaylanmış uygulama imar planlarındaki imar adalarında yer alan parsellerin yüzde ellisinden fazlasında, yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan imar plânı ve mevzuata uygun olarak tamamlanmış yapılarla, ruhsat alınarak en az subasman seviyesine kadar inşaatı tamamlanmış yapıların bulunması durumunu kısmi yapılaşma olarak tanımlamaktadır.
3830 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Yönetmelikte yapılan değişiklikle kısmi yapılaşma benzer şekilde yeniden tanımlanırken; farklı olarak kısmi yapılaşmanın olmadığı alanlardaki plan revizyonları için tarih, 3830 sayılı Kanunun yayım tarihi olan 11 Temmuz 1992 tarihine taşınmıştır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Geçici Maddesi kapsamında geçerli kabul edilebilecek planlar, kısmen veya tamamen planlanmış alanlardaki sahil şeritleri iken, 3830 sayılı Kanun ile gelen Geçici Madde ise, kısmen veya tamamen yapılaşmamış sahil şeritlerinde plan revizyonu yapılmasını, başka bir ifade ile kazanılmış hakkın doğmadığı alanlarda planların revizyonunu öngörmektedir.
Kanuna, Kıyı Kanunundan önce oluşmuş hakların nasıl ve hangi ölçüler içinde korunabileceğini belirlemek için geçici madde eklenmiş ve buna uygun olarak Yönetmelikle kısmi yapılaşma tanımlanmış ve mevcut hakların sınırları belirlenmiştir.
Geçici maddeler kanunların geçiş hükümlerini düzenleyen maddeler olup, yeni düzenleme yürürlüğe girinceye kadar geçecek süre içinde yapılacak işlem ve düzenlemeler ya da uyulacak ilke ve kurallar ile daha önceki düzenlemelerden doğan hakların korunmasına ilişkin hususlar ve benzeri geçiş hükümleri geçici maddelerle düzenlenir.
Kıyı kanununa eklenen geçici madde de yukarıda belirtilen özellikte bir geçici madde olduğundan önceden var olan hakların sınırsız olarak korunması durumu söz konusu değildir.
Yönetmelik maddelerinde yer alan bu düzenleme göz önüne alındığında, daha önce kanunla belirlenmiş hakların korunması ve kişilerin mağdur edilmemesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Ancak imar hukukunda, kazanılmış hak kavramı ile ilgili olarak belli bir ölçütün, Kıyı Kanununun amacına uygun olarak belirlenmesi zorunludur. Bir kez yasanın bir kuralına aykırı biçimde edinilen hakka, daha üstün bir hak bulunmasına karşın, sonsuza değin geçerlilik tanımak, kazanılmış hak durumunu genişleterek Anayasanın özel kuralı karşısında sağlıklı kabul etmek kötü niyetlileri bu yolda davranmaya özendirir ve böylece kıyıların daraltılması sonucu kıyılardan yararlanmada önceliği kamuya veren Anayasa ile bağdaşmaz.
Kanun ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, geçici maddede belirtildiği gibi kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanarak, kısmi yapılaşma durumunun tespit edilmesi gerektiği, 11 Temmuz 1992 öncesi yapılan veya yapılmaya başlayan yapılar hakkında kazanılmış hak oluştuğu, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan Kanun'un ve Yönetmelik'in amacı bir yıl içinde kısmı yapılaşma durumunun ve sahil şeridindeki doluluk boşluk oranlarının tespit edilerek buna göre imar planlarının yapılmasıdır.
İmar planları belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus planı ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak koşulların zorunlu kıldığı biçim ve zamanda mevzuatta öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir ve yeni kullanımlar getirilebilir. Bu kapsamda kısmi yapılaşma gereği kazanılmış hakkı bulunan sahil şerdindeki yapı sahiplerinin yapıları ekonomik varlığını sürdürene kadar korunmakla beraber bu yapıların bulunduğu taşınmazların da yeni yapılacak imar planında kullanım durumları değiştirilebilir.
Bu husus göz önüne alındığında kanun ve yönetmelik hükmü gereği kazanılmış hakkı bulunan parsellerin ve kısmi yapılaşmadan yararlanan yapılaşmamış taşınmazların ilanihaye bu haktan yararlanacağı kabul edilerek sürekli yapılaşma hakkı tanınması ve sonraki tarihli planlarda kullanım kararlarının değiştirilmemesinin Kıyı Kanununun ruhuna, imar planlama esas ve tekniklerine uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Kıyı kanununda belirlenen kısmi yapılaşma hakkından yararlanarak tamamlanmış binaların imar planlarındaki yeni fonksiyonları yaşama geçirilme sürecine değin ekonomik ömürlerini sürdürene kadar varlıklarını sürdürecekleri, ancak bundan sonra yeni plan hükümlerine tabi olacakları açıktır.
Bu durumda Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığından 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 5. maddesinde, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanların, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, sahil şeritlerinin derinliğinin, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirleneceği, sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşullarının yönetmelikte belirleneceği kuralı yer almaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde; sahil şeridinin deniz ve tabii göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olduğu, iki bölümden oluşan sahil şeridi kullanım amacının, topoğrafya ve doğal eşiklere göre uygulama imar planı kararı ile belirlenieceği, sahil şeridinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilleceği, yapı yaklaşma mesafesi içerisinde kalan alanlar uygulama imar planı ile gezinti alanları, dinlenme ve bu Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlar ve yaya yolları olarak düzenlenebileceği, sun’î ve baraj göllerinde, Yönetmeliğin sahil şeridi ile ilgili hükümleri uygulanmayacağı, Yönetmeliğin aynı maddesinde de, rekreaktif alanlar, halkın eğlence ve dinlenme gereksinimlerini karşılamaya dönük, açık olarak düzenlenen oturma ve yemek yerleri, yemek pişirme yerleri, çeşmeler, açık havuzlar, oyun ve açık spor alanları, açık gösteri alanları, yeşil bitki örtüsü ve kıyı yapısının elverdiği yerlerde denize iniş rampaları bulunan kamu ya da özel alanlar olarak tanımlanmıştır.
Anılan Yönetmelik'in 17. maddesinde, "Sahil şeridinde uygulama imar planı yapılıp onaylanmadan uygulamaya geçilemez. Tamamen veya kısmen yapılaşmamış sahil şeritlerinde yapılacak plânlar: Kanunun 5 inci maddesindeki esaslar dikkate alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenir. Sahil şeritlerinin birinci bölümünü içeren uygulama imar planları, tümüyle açık alan olarak toplumun kullanımına tahsis edilecek şekilde düzenlenir. Bu alanlarda sadece yaya yolları, gezinti ve dinlenme alanları, seyir teras ve alanları ile bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde tanımlanan rekreaktif amaçlı kullanımlar ile bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde belirlenen yapı ve tesisler yer alabilir. Bu alan içinde toplumun yararlanmasına açık yapılar da dahil olmak üzere başka hiç bir yapı ve tesis yapılamaz. Sahil şeridinin ikinci bölümünde yapılacak planlar, bu Yönetmeliğin 13 ve 14 üncü maddesinde sayılan yapı ve tesisler ile toplumun yararlanmasına açık olmak şartı ile konaklama hariç bu Yönetmelikte tanımlanan günübirlik turizm yapı ve tesislerini kapsayacak şekilde düzenlenir. Sahil şeridinin ikinci bölümünde yapılacak günübirlik turizm yapı ve tesisleri için emsal 0.20' yi, bir (1) katı, H=4.50 metreyi, asma katlı yapılması halinde H=5.50 metreyi geçmemek üzere plan kararları getirilebilir. 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’na göre belirlenen turizm bölge, alan ve merkezlerinden sahil şeridini kapsayanlarda uygulama imar planları, aynı Kanunun 7’nci maddesi uyarınca düzenlenip onaylanarak yürürlüğe girer. Yukarıdaki fıkra kapsamı dışında kalan uygulama imar planları, 3194 sayılı İmar Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Bakanlık, valilik veya belediyesince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu Yönetmeliğin 13’üncü maddesinde sayılan ve üst yapı gerektiren yapı ve tesisler; gerek arazinin coğrafi durumu ve topoğrafik yapısı, gerekse sahil şeridi gerisindeki yerleşme dokusunun elverişsizliği nedeniyle, Bakanlık ile diğer ilgili Bakanlık ve kuruluşların uygun görüşü alındıktan sonra uygulama imar planı kararı ile sahil şeridinde de yapılabilir. Özelleştirme kapsamına ve programına alınan ve 16 ncı maddenin (a) ve (b) bentlerine göre sahil şeridi belirlenen veya belirlenecek olan alanlar ile kıyı ve dolgu alanlarında yapılacak yat ve kruvaziyer limanlarının ihtiyacı olan yönetim birimleri, destek birimleri, bakım ve onarım birimleri teknik ve sosyal altyapı ve konaklama birimleri ile ilgili kullanım kararları ve yapılanma şartları imar planı ile belirlenir. Özelleştirme kapsamı ve programı içinde olsun veya olmasın, sahil şeridinde kalan resmi kurum ve kuruluşlara ait alanlar, kısmi yapılaşma tanımı içinde değerlendirilmez. Bu alanlarda, ilgili kurum ve kuruluşların olumlu görüşleri alınmak suretiyle Kanunda öngörülen kullanımlar ile birlikte toplumun faydalanması amacıyla turizm yapıları ve tesisleri yapılabilir. Bu alanlara ilişkin imar planları, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca Bakanlıkça, Valilikçe ve Belediyesince onaylanarak yürürlüğe konulur. Kara alanı ise, dalgakıranlar da dahil olmak üzere, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan araziler ile kıyıda ve sahil şeritlerinde yat limanlarının kullandığı toplam alanı ifade eder.", 18.maddesinde, "Bu Yönetmeliğin 16 ncı maddesine göre belirlenen sahil şeritlerinde uygulama imar planı olmaksızın hiçbir yapı ve tesis yapılamaz. Bu Yönetmeliğin 17. maddesinde sayılan nedenlerle, sahil şeridinde 13. maddede sayılan ve üst yapı gerektiren yapı ve tesisler yapılabilir. Sahil şeridinin ikinci bölümünde veya sahil şeridi gerisinde kalan alanlarda yer alan özel yapı ve tesislere ait arıtma tesisleri sahil şeridinin birinci bölümünde yer alamaz. Bu tür arıtma tesisleri ait oldukları tesislerin mülkiyetinde ve kamuya terk edilmesi gerekli olmayan alanlarda inşa edilebilir. Sahil şeridinin ikinci bölümünde sadece onaylı uygulama imar planında belirlenmiş toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm tesisleri, bu Yönetmeliğin 13 ve 14 üncü maddesinde belirtilen yapı ve tesisler ile ilgili kıyı ve deniz güvenliğini sağlamak amacıyla lojman, konaklama ve benzeri tesisler içermemek üzere inşa edilecek karakol ve bu gibi güvenlik yapıları yer alabilir. Onaylı uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde; kıyıya geçişi engelleyecek şekilde oluşturulmuş duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engellerin derhal kaldırılması, ilgili valilik ve belediyelerce sağlanır. Sahil şeridinde inşaat ruhsatı verilebilmesi için onaylı uygulama imar planı hükümlerine uygun olarak 3194 sayılı İmar Kanunu ve yönetmeliklerine göre işlem yapılarak imar parsellerinin oluşturulması ve kamuya açık alanların kamu eline geçmesi şarttır. İnşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni ile ilgili işlemler, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Sahil şeridinde inşaata başlanabilmesi için yapılacak yapıların toplumun yararlanmasına ayrılmış yapı olduğunu tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesi zorunludur." düzenlemeleri yer almaktadır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinde ise, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları, kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabildiği, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik olarak imar planı ile belirlenmiş yerleri olarak tanımlanmış, 19.maddesinde, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarında, encümen kararıyla; bodrum katlar dâhil yapı inşaat alanı toplamda %5’i, her biri için muvakkat yapı ölçülerini aşmayan çok amaçlı salon, mescit, lokanta, kahvehane, çay bahçesi, büfe, açık otopark ile tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması ve rekreasyon alanı ihtiyacı için Otopark Yönetmeliği ekindeki en az otopark miktarları tablosu dikkate alınarak belirlenecek miktarı aşmamak kaydıyla kapalı otopark, toplam kullanım alanı, rekreasyon alanının %5’ini geçmemek üzere güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları ve çocuk oyun parkları, tuvalet, çeşme, pergola, kameriye, mangal, piknik masası, yer alabileceği yolunda düzenlemeye yer verilmiştir.
Yukarıda anılan düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı gibi ''rekreaktif alan'' kavramı ile ''rekreasyon alan'' kavramının birbirinden farklı olduğu ve rekreasyon alanlarında belli koşullarda yapılaşmaya olanak sağlanırken rekreaktif alanlarda, yapılaşmaya olanak verilmediği görülmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul yönünden;
Dava konusu işlemin ... tarihli, ... sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla onandığı, 31/08/2019 tarih ve 30874 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, 11.09.2019- 10.10.2019 tarihleri arasında askıda ilan edildiği, 3194 sayılı Kanunun 8.maddesi ve 2577 sayılı Kanunun 7.maddesi ile 20/A maddesi birlikte değerlendirildiğinde imar planı değişikliğinin Resmi Gazetede ilanından itibaren otuz gün içinde 30.09.2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.

Esas yönünden;
Danıştay Altıncı Dairesinin 14.10.2019 tarihli, E:2019/19759 sayılı ara kararı ile taşınmazın önceki ve mevcut kullanım durumlarını ve plan onama sınırını gösteren üzeri renkli kalemle işaretlenmiş 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftaları ile üst ölçekli tüm planların paftaları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının kabulüne ilişkin ... tarihli, ... sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu kararın dayanağı tüm işlemler, ilanına ilişkin askı tutanakları ile plan açıklama raporu ile plan notlarının onaylı örnekleri, ilgili kurumlardan alınan görüşler ile zemin etüd raporu ve varsa diğer raporları istenilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 20.12.2019 tarihinde kayıtlarına giren Özelleştirme İdaresi Başkanlığının savunma ve ara kararı cevabında, … Bölge İdare Mahkemesinin … tarihinde kayıtlarına giren Menderes Belediye Başkanlığının ve 25.12.2019 tarihinde kayıtlarına giren İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının ara karar cevabının birlikte değerlendirilmesi neticesinde dava konusu taşınmazların bulunduğu alana ilişkin olarak aşağıda yer verilen tespitlere ulaşılmıştır:
İzmir İli, Menderes İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... sayılı parselleri kapsayan 1/5000 ölçekli halihazır haritanın 27.12.2005 tarihinde mülga İller Bankası tarafından, 1/1000 ölçekli halihazır haritanın ise aynı tarihte İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandığı, planlama alanının İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "tercihli kullanım alanı" olarak belirlendiği, 12.09.2012 tarihli 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "turizm merkezi alan sınırı" içerisinde yer aldığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisinde kalan parsellere kullanım kararı getirilmediği, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 07.10.2011 tarihinde onaylanan İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", "detaylı kullanım kararı alt ölçekli planlarda belirlenecek alan" ve "kumsal" kullanımında kaldığı, 16.05.2014 tarihli İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile "detaylı kullanım kararı alt ölçekli planlarda belirlenecek alan" kullanımının "tercihli kullanım" kararına dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 16.09.2013 tarihli İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi ... Mevkii 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ... ada, ... sayılı parselin "turizm tesis alanı" kullanımında, ... sayılı parselin "turizm tesis alanı", "günübirlik alan" ve "park" alanında, taşınmazların aynı tarihte onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olarak aynı fonksiyonda kaldığı, ... sayılı adanın kıyı kesiminde kısmi yapılaşmanın bulunduğunun Menderes Belediyesinin ... tarihli, ... sayılı kararıyla kabul edildiği, bu doğrultuda ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinden itibaren ilk 50 metrelik bölümünün "park alanı", "E:0.10 Yençok:4.5m yapılaşma koşullu günübirlük tesis alanı", ikinci 50 metrelik bölümünün "günübirlik tesis alanı" olarak belirlendiği, 28.02.2017 tarihinde onaylanan İzmir- Seferihisar-... Termal Turizm Merkezi Tevsii ... Kesimi ... Mevkii 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının yalnızca ... parsel sayılı taşınmazı kapsadığı ve taşınmazın kısmen "E:0.45, Yençok:17.5 m yapılaşma koşullu turizm tesis alanı" kısmen "yaya yolu" olarak belirlendiği, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kesiminin plan onama sınırı dışında kaldığı görülmektedir.
Dava konusu taşınmazlardan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinden itibaren ilk 50 metrelik ve ikinci 50 metrelik alanda yer aldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu imar planı değişikliği ile ... parsel sayılı taşınmazın ilk 50 metrelik alanda kalan kısmının "E:0.45 Yençok: 5 kat otel alanı" ile "E.0.10 YEnçok: 4.5 m günübirlik tesis alanı" ile ikinci 50 metrelik alanda kalan kısmı ile ... parsel sayılı taşınmazın "E:0.45 Yençok:5 kat otel alanı" olarak belirlendiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, 11 Temmuz 1992 tarihinde yürürlüğe giren 3830 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici Maddesiyle kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanması gerektiği düzenlenmişken dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 08.05.2015 tarihinde Menderes Belediyesi Kültür ve Turizm Komisyonu kararıyla kısmi yapılaşmanın tespit edildiği anlaşıldığından yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca bu alanda kısmi yapılaşmanın bulunduğunun kabulü ile Kanuna aykırı olarak sahil şeridinin daraltılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, 11 Temmuz 1991 tarihinde önce 1986 onaylı planlarda kısmen tercihli kullanım alanı, kısmen belediye turistik tesis alanı kısmen park alanı ve yol olarak ayrılan bir taşınmazların imar planı değişikliği ile "günübirlik tesis alanı" ve "otel alanı" olarak belirlenmesi de anılan mevzuat hükümlerine aykırıdır.
Ayrıca, taşınmazdan dere geçmesine ve ... parsel sayılı taşınmazın kısmen "dere" olarak belirlenmesine rağmen, Devlet Su İşleri'nden ve/veya İZSU'dan görüş alındığı yolunda bilgi ve sunulmadığından bu yönden de dava konusu imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu işlemin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi