Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/419
Karar No: 2019/677

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/419 Esas 2019/677 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/419 E.  ,  2019/677 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 122-219

    Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların, TCK"nın 37/1. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 158/1-f-son, 52/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 4 yıl hapis ve 50.000 TL adli para ve yine anılan Kanun"un 204/1 ve 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin Bergama Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2013 tarihli ve 122-219 sayılı hükümlerin sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2019 tarih ve 26442-1157 sayı ile;
    "...5237 sayılı TCK"nın 158/1-son maddesine göre adli para cezası tayin edilirken, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç, gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırı ise de sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni olarak gösterilmemiştir" eleştirisiyle, onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.05.2019 tarih ve 42311 sayı ile;
    "...Dosya kapsamında dört sanık hakkında, alışveriş sırasında sahte üretilmiş iki adet çek kullanılması nedeni ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açılmıştır.
    Soruşturma ve kovuşturma sırasında, sanık ..."ın sahte çekleri veren şahıs olarak teşhis edildiği, olay sırasında Bergama ilçesinde bulunduğu ve sanık ... açısından da sahte çeklerde el yazısı bulunduğu, dolandırma amaçlı katılan şirketi arayan şahıs olduğuna dair deliller elde edilmiştir. Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkûmiyet kararlarının isabetli olduğu anlaşılmıştır.
    Sanıklar ... ve ... hakkında ise soruşturma ve kovuşturma sırasında somut delil elde edilmemiş olup, diğer sanıklarla akraba oluşları ve kısa bir süre sonra birlikte benzer suç işlemiş olmaları, diğer sanık ... ile birlikte katılan firmada bir süre çalışmaları nazara alınarak mahkûmiyet kararı verilmiştir.
    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ise sanıklar ... ve ... hakkında her iki suç açısından mahkûmiyete yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve bu sanıkların beraatlarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, mahalli mahkeme hükmünün, sanıklar ... ve ... yönünden onanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, onama kararının her iki suç açısından, sanıklar ... ve ... yönünden kaldırılarak, bu sanıklar açısından bozulması gerektiği," görüşüyle, itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
    5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 17.07.2019 tarih ve 4652-7852 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1- Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarının sabit olup olmadığının,
    Ayrıca,
    2- Atılı suçların sabit olduğu sonucuna ulaşılması hâlinde;
    a) Nitelikli dolandırıcılık suçlarından Yerel Mahkemece hapis cezalarının yanında 1000 gün adli para cezaları tayin olunduktan sonra suçtan elde edilen menfaat miktarı gözetilerek doğrudan 50.000 TL adli para cezalarına hükmedilmesinin Özel Dairece eleştiri konusu mu yoksa bozma nedeni mi yapılması gerektiğinin,
    b) Sanıkların farklı tarihlerde işledikleri iddia edilen benzer nitelikteki dolandırıcılık ve sahtecilik eylemleri nedeniyle haklarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının,
    Belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bergama Cumhuriyet Başsavcılığınca; sanıklar ... ve ... ile inceleme dışı sanık ..."ın katılan ... A.Ş"nin İzmir bölge müdürlüğünde çalışırlarken şirket malını çaldıkları için işten çıkartıldıktan 15 gün sonra önceden yaptıkları plan doğrultusunda katılan şirkette pazarlamacı olarak çalışan tanık ..."yi telefonla arayıp 30.000 TL tutarında eşarp siparişi vererek malın Bergama"ya teslim edilmesini istedikleri, tanık ..."in bölge müdürü ile görüştüğü ve müdürün "Malı götür çekleri al, bizi ara, çeklerin karşılığı varsa malı teslim et" demesi üzerine 28.09.2009 tarihinde 27.500 TL tutarındaki eşarbı katılan şirket aracına yükleyerek Bergama ilçesine doğru yola çıktığı, telefonda kendisini "..." olarak tanıtan inceleme dışı sanık ..."nin bir işinin çıktığını, malı ağabeyi..."nın alacağını söylediği, ardından kendisini "..." olarak tanıtan inceleme dışı sanık ..."ın, ilçe merkezinde pazar kurulu olduğunu söyleyerek ilçe girişindeki Park Bergama Alışveriş Merkezinde buluşmak istediği, tanık ..."in inceleme dışı sanık ..."in verdiği katılan ... adına olan ve Türk Ekonomi Bankasına ait bulunan 12.500 TL tutarındaki iki adet çekin bilgilerini bölge müdürüne ilettiği, mesai saatinin dolması nedeniyle bankadan çekin karşılığının sorgulanamadığı, sadece çekte adı yazılı olan katılan ..."ya ait çek hesabı bulunduğunu öğrenmeleri üzerine 27.500 TL tutarındaki malın inceleme dışı sanık ..."e teslim edildiği, ertesi gün mesai saati içerisinde bankadan çeklerin sahte olduğunun öğrenildiği, katılan şirketin işleyişini ve satış usullerini bilen sanıklar ile inceleme dışı sanıkların özellikle mesai saati bitimini bekleyerek çeklerin karşılığının olmadığının öğrenilmesini engelledikleri, iletişimin tespiti bilgilerine göre inceleme dışı sanık ..."in olay günü Bergama"da olduğu ve oğlu olan inceleme dışı sanık ... ile sürekli olarak konuştuğu; sanıklar ile inceleme dışı sanıkların bu olaydan bir hafta sonra 05.10.2009 tarihinde Burdur iline gittikleri, aynı yöntemi kullanıp bu sefer katılan şirketin Konya bölge müdürlüğünü telefonla arayarak 30.000 TL tutarında mal almak istedikleri, inceleme dışı sanık ..."nin kendisini "... ..." olarak tanıttığı, Konya bölge müdürlüğü çalışanlarının Bergama"da gerçekleşen olaydan haberleri olduğu için İzmir bölge müdürlüğüne bilgi verdikleri ve İzmir bölge müdürlüğü çalışanı tanık ... ..."in katılan şirket yetkililerince Burdur"a gönderildiği, tanık ..."in Konya bölge müdürlüğü görevlileri ile telefonda konuşan kişinin sesinin daha önce Bergama"da yaşanan olayda kendisini "..." olarak tanıtan kişinin sesine benzediğini söylemesi üzerine durumu polise bildirdikleri, polisin buluşma yerinde gerekli önlemleri aldığı ve telefonda kendisini "... ..." olarak tanıtan inceleme dışı sanık ..."yi almak istediği mal karşılığında çek verdiği sırada yakaladığı, çevrede yapılan aramada bir tır dorsesinin içine saklanmış vaziyette sanıklar... ve..."ın da yakalandıkları; Bergama ve Burdur"da gerçekleşen iki ayrı suçun işleniş şekli ve failleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde işten çıkarılan sanıkların, intikam almak için önceden çalıştıkları katılan şirketin ticari faaliyetlerinin işleyiş şeklini bilmenin verdiği kolaylıkla fikir ve irade birliği içinde iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla haklarında kamu davası açıldığı,
    Menemen İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından düzenlenen 29.09.2009 tarihli tutanağa göre; haber merkezine ilçedeki Türk Ekonomi Bankasında sahte çek olayı olduğunun bildirilmesi üzerine bankaya gidildiği, tanıklar ... ve ..."in aynı bankanın Adana Şubesine ait olup katılan ... ismi ile imzalanan, 6957874 numaralı, 31.12.2009 ve 30.01.2010 ödeme tarihli, 12.500 TL tutarında iki adet çeki ibraz ettiklerinin ve bankada katılan ... adına herhangi bir hesabın bulunmadığının banka görevlilerince beyan edilmesi üzerine çeklerin rıza ile muhafaza altına alındığı,
    Türk Ekonomi Bankası Adana Şubesinin 11.08.2010 tarihli ve 548 sayılı yazısına göre; katılan ..."nın 23.06.2009 tarihinde 6957857-6957866 numaraları arasındaki 10 yapraklı çek karnesini teslim aldığı,
    Türk Ekonomi Bankası Adana Şubesinin 14.12.2010 tarihli ve 2775 sayılı yazısına göre; şube nezdinde 28460168566 şeklinde bir hesap numarasının bulunmadığı, suça konu çeklerin sağ alt köşesinde yazan 42092 numaralı hesabın şube müşterilerinden katılan ..."ya ait olduğu, 6957873 ve 6957874 numaralı çek hesabı sahibinin ise bir başka şube müşterisi olan Sadun Oktav isimli şahıs olduğu, çeklerle ilgili herhangi bir bildirim bulunmadığı,
    İzmir Polis Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 13.10.2009 tarihli ve 3418 sayılı ekspertiz raporuna göre; çeklerin renkli fotokopi veya bilgisayar ortamında renkli yazıcı yardımıyla tamamen sahte olarak elde edildikleri, ilk bakışta dikkati çekmeyeceği cihetle aldatma kabiliyetini haiz oldukları,
    Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 08.05.2012 tarihli ve 172833 sayılı ekspertiz raporuna göre; suça konu çeklerin baskı tekniği, kullanılan kâğıt ve mürekkep kalitesi, filigran ve hologram görüntü, U.V. ışığa hassasiyet, desenlerin yapısı gibi özellikler yönünden orijinal Türk Ekonomi Bankası çeklerinden farklılıklar gösterdiği, belirtilen tespitler doğrultusunda çeklerin tamamen sahte olarak tanzim edildiği, çeklerin sahteliğinin, ilgililer açısından tespit edilebilir olmasına rağmen sade vatandaşların dikkatini çekmeyecek nitelikte olduğu değerlendirildiğinden söz konusu çeklerin mevcut hâliyle sade vatandaşlar açısından aldatma kabiliyetini haiz olduğu, ancak ilgililer açısından aldatma kabiliyetini haiz olmadığı, çekler üzerinde bulunan yazılar ile katılan ..., sanıklar ... ve ... ile inceleme dışı sanık ..."ın mevcut mukayese yazıları arasında kaligrafik bir uygunluk tespit edilemediği, çekler üzerinde "..." adına atfen atılı bulunan imzaların katılan ... eli ürünü olmadığı, farklı bir şahıs tarafından uydurma suretiyle atıldığı, çekler üzerinde bulunan yazılar ile imzaların inceleme dışı sanık ... eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu,
    Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 25.06.2013 tarihli ve 4501 sayılı raporuna göre; çeklerdeki imzaların katılan ... eli ürünü olmadığı, sanıklar... ve... ile inceleme dışı sanıklar... ve ..."in eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, çeklerdeki yazıların ise inceleme dışı sanık ..."nin eli ürünü olduğu,
    ... Eşarpları Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş"nin 23.12.2011 tarihli yazısına göre; 28.09.2009 tarihinde Bergama"da teslim edilen mallara (eşarplara) ilişkin fatura ile bu faturaya karşılık sevk irsaliyesinden başka herhangi bir belge bulunmadığı, İzmir bölge müdürlüğünde çalışan görevlilerin yapmış oldukları bir hata sonucu sevk irsaliyesinin şirket aracı adına düzenlendiği ve teslim alan bölümünü araç sahibinin imzaladığı,
    ... Eşarpları Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş"nce düzenlenen 28.09.2009 tarihli ve 037187 sayılı sevk irsaliyesine göre; "Muhtelif müşterilere satılmak üzere" açıklaması ile toplam 8545 adet eşarbın ... plakalı araca yüklendiği,
    ... Eşarpları Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş"nce düzenlenen 29.09.2009 tarihli ve 027546 sayılı faturaya göre; toplam 3503 adet eşarbın KDV dahil 19.707,84 TL karşılığında katılan ... adına "TC No: .......66, Adnan Menderes Bulvarı, Bakırcılar ..., Bergama" açıklaması ile teslim edildiği,
    Soruşturma evresinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 28.12.2010 tarihli ve 453921 sayılı yazısı ekinde gönderilen HTS kayıtlarına göre; inceleme dışı sanık ..."in 507 364 .. .. numaralı telefonu ile İzmir/Bergama baz istasyonu vasıtasıyla inceleme dışı sanık ..."nin kullandığı 537 922 .. .. numaralı telefon ile saat 16.48, 17.15 ve 18.19"te üç defa görüşme yaptığı,
    Kovuşturma evresinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 09.08.2011 tarihli ve 304487 sayılı yazısı ekinde gönderilen ve sanıkların kullandıkları GSM hatlarına ait olan HTS kayıtlarına göre; olay günü inceleme dışı sanık ..."nin 537 922 .. .. numaralı telefonu ile İzmir/Bergama baz istasyonu vasıtasıyla sanık ..."ın kullandığı 531 553 .. .. numaralı telefon ile saat 13.24"te bir defa, 507 200 .. .. numaralı telefon ile ise saat 16.30 ve 16.34"te iki defa görüşme yaptığı, bu görüşmelerde sanık ..."ın telefonlarının İzmir/Konak ve İzmir/Eski İzmir baz istasyonlarını kullandığı; sanık ..."in 507 238 .. .. numaralı telefonu ile İzmir/Bergama baz istasyonu vasıtasıyla sanık ..."ın kullandığı 531 553 .. .. numaralı telefon ile saat 19.04 ve 19.06"da iki defa, 507 200 .. .. numaralı telefon ile ise saat 12.08, 13.59 ve 16.26"da üç defa görüşme yaptığı, bu görüşmelerde sanık ..."ın telefonlarının İzmir/Konak ve İzmir/Eski İzmir baz istasyonlarını kullandığı; sanık ..."in 507 238 .. .. numaralı telefonu ile İzmir/Bergama baz istasyonu vasıtasıyla katılan ... ve Ticaret A.Ş. adına kayıtlı ve tanık ..."in kullanımında olan 541 541 .. .. numaralı telefon ile saat 16.06"da bir defa görüşme yaptığı, bu görüşmenin 17 dakika 25 saniye sürdüğü,
    Kovuşturma evresinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 06.05.2013 tarihli ve 239772 sayılı yazısı ekinde gönderilen HTS kayıtlarına göre; sanık ..."in kullanımında olan 541 209 .. .. numaralı telefon hattına tanık ..."in kullanımında olan 507 754 .. .. numaralı telefondan 07.07.2011 tarihinde iki adet, 19.09.2011 tarihinde iki adet mesaj gönderildiği,
    Asılları adli emanette, fotokopileri ise dosya içerisinde bulunan Türk Ekonomi Bankası Adana Şubesince verilmiş suça konu çeklerin incelenmesinde; 6957873 numaralı çekin 30.01.2010 keşide tarihli ve 12.500 TL bedelli; 6957874 numaralı çekin ise 31.12.2009 keşide tarihli ve 12.500 TL bedelli olduğu, hamiline düzenlenmiş olan her iki çekin hesap sahibinin katılan ... olduğu,
    Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sanık ..."ın hükümlülük bilgilerinin incelenmesinde; sanığın atılı suçlardan hükümlü olarak 08.04.2019 tarihinde İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda cezasının infazına başlandığı,
    Bergama Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesine anlatımı yapılan ve 05.10.2009 tarihinde Burdur"da gerçekleştirilen olaya ilişkin olarak Burdur Cumhuriyet Başsavcılığının 19.11.2009 tarihli ve 1836-130 sayılı iddianamesi ile sanıklar... ve... ile inceleme dışı sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Burdur Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.03.2011 tarihli ve 285-53 sayılı kararın itiraz edilmeksizin 23.06.2011 tarihinde kesinleştiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ...; 2009 yılı Ocak ayı içerisinde Adana"da... Gıda isimli bir iş yeri açtığını ve Temmuz ayı içerisinde Türk Ekonomi Bankasından 10 adet çek aldığını, çekleri kendisinin kullanmadığını, amcası olan...nin istemesi üzerine hepsini imzalayarak amcasına verdiğini, daha sonra amcasının İzmir ilinde çekleri çaldırdığını söylemesi üzerine kalan iki adet çeki bankaya verip diğer çeklerin çalındığını bildirdiğini, kendisinin Bergama ilçesine gitmediğini, sanıkları tanımadığını, sanıklar ile alış veriş yapmadığını ve sanıklara çek vermediğini, çek fotokopisinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, çekler çalındıktan sonra bir şebeke tarafından sahteleri yapılarak piyasaya sürüldüğünü öğrendiğini,
    Şikâyetçi ...; olay tarihinde katılan şirketin İzmir bölge müdürlüğü yöneticisi olduğunu, sanıklar... ve..."ın çalışanları olduğunu, yapmış olduğu denetimler sonucunda sanık ..."in katılan şirkete ait çok sayıda eşarbı izinsiz olarak evinde bulundurduğunu ve sanık ..."in oğlu olan sanık ..."ın da bu eşarpların alınmasına iştirak ettiğini, her ikisinin katılan şirkete ait bir çok çeki sahte olarak düzenleyip farklı şubelerden eşarp almaya çalıştıklarını ve bu şekilde 27.500 TL tutarında eşarp aldıklarını anladığını,
    Tanık ...; katılan şirkette pazarlamacı olarak çalıştığını, aynı iş yerinde birlikte çalıştığı sanıklar... ve... ile inceleme dışı sanık ..."yi tanıdığını, adı geçenlerin katılan şirkete ait malları çaldıklarının fark edilmesi üzerine işten ayrılmalarından 15 gün sonra 25.09.2009 tarihinde şirket hattından arayan ve kendisini "..." olarak tanıtan bir şahsın ürün satın almak istediğini, yaklaşık yarım saat ürün fiyatı ile ilgili görüşme yaptıklarını, ürünlerin acil olduğunu ve Pazartesi günü yani 28.09.2009 tarihinde teslim edilmesi gerektiğini söylediğini, katılan şirketin bölge müdürü olan şikâyetçi ..."ın "Malı götür, senet veya çekleri al, ondan sonra bizi ara, çeklerin karşılığını sordurduktan sonra malı teslim edersin" dediğini, bunun üzerine 28.09.2009 tarihinde katılan şirkete ait bir minibüs ile yola çıktığını, Bergama"ya gidince ... isimli şahsı aradığını, şahsın bir işinin çıktığını ve malları ağabeyi..."nın alacağını söylediğini, kendisini... olarak tanıtan şahıs ile Park Bergama Alışveriş Merkezinde buluştuklarını, ... isimli şahsın "İlçe merkezinde pazar kurulu olduğu için oraya giremeyiz" dediğini ve Türk Ekonomi Bankasına ait, katılan ... adına olan 12.500 TL tutarındaki iki adet çeki verdiğini, katılan şirketi arayarak çeklerin numaralarını bildirip onay aldığını, 25.000 TL tutarındaki malı teslim edip kalan kısmını aynı hafta içerisinde getireceğini söylediğini, ertesi gün çekleri katılan şirket muhasebecisi olan tanık ..."e verdiğini, yapılan kontrolde çeklerin sahte olduğunun anlaşıldığını, şikâyetçi... ..."ın "Git malları kurtar" dediğini, Bergama"da malı teslim ettiği şahsın verdiği adrese gitmek üzere tanık ... ile birlikte yola çıktıklarını, Menemen"de bankaya gidip çeklerin gerçekten sahte olup olmadığını öğrenmek istediklerini, kısa bir süre sonra bankaya polisin geldiğini, bu arada ... isimli şahsı telefonla aradığını, malların geri kalanını tamamladıklarını ve nereye getirilmesini istediğini sorduğunu, şahsın eşinin doğum yaptığını ve müsait olmadığını söylediğini, iki gün sonra da telefonunun kapandığını, ... isimli şahıs ile kendisine çekleri veren şahsın açık kimlik bilgilerini bilmediğini, çekleri veren şahsın adresini Adnan Menderes Bulvarı, Bakırcılar (Bakırçay) ... Bergama olarak verdiğini, pazarcı olduğunu ve semt pazarlarına çıktığını söylediğini; bu olaydan 15 gün sonra Konya"da aynı şekilde mal siparişi verildiğini öğrenmeleri üzerine tanık ..."in Burdur"a gönderildiğini, inceleme dışı sanık ... ile sanıklar... ve..."ın yakalanıp tutuklanmaları üzerine inceleme dışı sanık ..."nin babası ve sanık ..."in de kardeşi olan inceleme dışı sanık ..."in katılan şirketin yöneticileri ile Gaziemir Kipa"da konu ile ilgili görüşmek amacıyla buluştuğunda kendisinin de teşhis için gittiğini, Bergama"da kendisinden mal alıp karşılığında sahte çek veren şahsın inceleme dışı sanık ... olduğunu teşhis ettiğini; Bergama"daki olayda kendisini telefonla ilk arayıp konuşan ve kendisini ... olarak tanıtan şahsın inceleme dışı sanık ... olduğunu, şirkette çalıştığı için sesini tanık ..."in tanıdığını, zira Bergama"daki olaydan sonra bir kaç gün daha telefonla görüşmeye devam ettiklerini, bir defasında hoparlörü açtığını ve konuşmayı tanık ..."in de duyduğunu,
    Tanık ...; katılan şirkette muhasebeci olarak çalıştığını, 29.09.2009 tarihinde tanık ..."in "Ben mal sattım al bu çekler" diyerek iki adet çek verdiğini, çekleri şikâyetçi... ..."a götürdüğünü, şikâyetçinin çeklerle ilgili araştırma yaptığını ve "Çekler sahte, gidin malları geri alın" dediğini, tanık ... ile birlikte Bergama"ya doğru yola çıktıklarını, Menemen ilçesinde bankaya uğrayıp çeklerin gerçekten sahte olup olmadığını öğrenmek istediklerini, çekleri görevlilere verdiklerini, kısa bir süre sonra polisin geldiğini, tanık ..."in malları verdiği şahısların açık kimlik ve adreslerini bilmediğini, 03.10.2009 tarihinde şikâyetçi... ..."ın "Sizin sahte çek ile dolandırılma olayına benzer bir olay Konya bölge müdürlüğünde de gerçekleşebilir" diyerek Konya iline gitmesini istediğini, 05.10.2009 tarihinde Konya iline gittiğini, katılan şirketin Konya bölge müdürlüğü çalışanı olan tanık ... ile buluştuğunu, tanık... ile telefonda görüşüp kendisini... ... olarak tanıtan ve mal almak isteyen şahsın sesi ile İzmir"de telefonla görüştüğü ve kendisini ... olarak tanıtan şahsın sesinin aynı olduğunu anlaması üzerine konu ile ilgili bilgi vermek ve yardım talep etmek için Burdur"da polis karakoluna gittiklerini, polisin tanık..."i buluşma yeri olan akaryakıt istasyonuna gönderdiğini, kendisinin de polisler ile birlikte gittiğini, buluşma yerinde tanık..."e çek verdikten hemen sonra polis tarafından yakalanan şahsın katılan şirkette pazarlamacı olarak çalışırken işten ayrılan inceleme dışı sanık ... olduğunu, o sırada sanıklar... ve..."ın akaryakıt istasyonunda bulunan bir kamyon kasasının arkasında saklandıklarını görerek polise gösterdiğini; kovuşturma evresinde 28.02.2012 tarihli talimat duruşmasında ek olarak, tanık ..."in verdiği çekleri eline alınca sahte olduğunu anladığını, zira kağıdın niteliği itibarıyla gerçek çeke benzemediğini, bunun üzerine tanık ..."e "Sen bu çeklerin sahte olduğunu anlamadın mı" dediğini, tanık ..."in "Adamların parası çoktu, bana hesap cüzdanlarını gösterdiler, ben de inandım" dediğini; kovuşturma evresinde mahkemeye sunduğu 16.05.2013 havale tarihli dilekçesinde ek olarak, tanık ... ile Bergama"ya araştırma yapmaya gittiklerinde tanık ..."in ilçe girişinde boş bir arsanın önünde durup malları burada verdiğini söylediğini, kendisinin de "Böyle bir satışı nasıl yaparsın, yer yok, dükkan yok, şahıs yok" dediğini, "Ben de kuşkulandım ancak onay gelince malı teslim ettim" dediğini, araştırıp sorduklarında malı teslim alan şahsın verdiği adreslerin meçhul olduğunu,
    Tanık ...; katılan şirketin Konya bölge müdürlüğünde çalıştığını, telefonla arayan ve kendisini "Halil ..." olarak tanıtan bir şahsın Gölhisar ilçesinde yeni bir mağaza açtığını, ayrıca üç ayrı pazarda eşarp satacağını, alacağı mal karşılığında yeğeni olan... ... tarafından çek verileceğini söyleyip 30.000 TL tutarında eşarp istediğini, o tarihlerde Bergama"da meydana gelen olayı duydukları için durumu ilettiği şikâyetçi... ..."ın sanıklar... ve..."ın böyle bir iş yaptıklarını ve dikkatli olunması gerektiğini söylediğini ve tanık ..."i yanlarına gönderdiğini, Burdur"da sanıklar... ve... ile kendisine çek veren inceleme dışı sanık ..."yi polisin suç üstü hâlinde yakaladığını,
    İnceleme dışı sanık ...; sanıklardan..."in amcası, Murat"ın da onun oğlu olduğunu, aynı mahallede ikamet ettiklerini, ancak herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, sanıklar... ve..."ın seyyar olarak eşarp sattıklarını ve sabit bir iş adreslerinin olmadığını, çalıştığı katılan şirkette tanık ... ile iki buçuk ay kadar önce bir defa görüştüğünü, tanık ..."i ise tanımadığını, amcası sanık ... ve kuzeni sanık ... ile birlikte eşarp satmak amacıyla 05.10.2009 tarihinde sabah saat 07.00 sıralarında önce Burdur iline sonra da Gölhisar ilçesine gittiklerini, sanık ..."in önceden görüştüğü... ... isimli bir şahıs ile buluştuklarını, bu şahsın iş yerini yeni açtığını, boya ve elektrik işlerinin halen devam ettiğini söylediğini, bir kahvehanede bir müddet oturduktan sonra bu şahsa 30.000 TL tutarında eşarp verip karşılığında İşbankasına ait bir çek aldıklarını, sanık ..."in bankaya sorarak çeki aldığını, daha sonra malları bittiği için sanık ..."in telefonda kendisini... ... olarak tanıtarak katılan şirketten eşarp almak istediğini, kendilerine de katılan şirketten ayrıldığı için kendisini gerçek ismi ile tanıtsa mal vermeyeceklerini söylediğini, aynı gün saat 14.30 sıralarında Burdur"daki bir akaryakıt istasyonuna gittiklerini, kullandığı aracın plakasının İzmir iline ait olması nedeniyle dikkat çekmemek için boş bir arazideki tır dorsesinin plakasını sanık ... ile söküp aracın arka plakalığına taktıklarını, sanık ..."in "Biz görünmeyelim, bu şahıslar bizim eski iş arkadaşlarımız, bizi görürlerse mal vermezler, eşarpları sen al" dediğini, kendisinin telefon ile bir kez görüştüğü tanık... ile buluştuğunu, tanık..."in "İşimiz acele, çekimizi alalım malımızı verip gidelim" dediğini, bunun üzerine... ... isimli şahıstan aldıkları çeki verdiğini, bu sırada polislerin kendisini yakaladığını, daha sonra aynı akaryakıt istasyonunda bulunan sanıklar... ve..."ın da yakalandığını, çekin sahte olduğunu bilmediğini; 2009 yılı Eylül ayı içerisinde kendisini "..." olarak tanıtıp sanıklar ile birlikte aldıkları mal karşılığında sahte çek verdikleri iddialarının hiç birini kabul etmediğini; kovuşturma evresinde mahkemeye sunduğu 18.10.2011 havale tarihli savunma dilekçesinde ek olarak, katılan şirkette 2008 yılı Mayıs ayı ile 2009 yılı Ocak ayı arasında pazarlamacı olarak çalıştığını, işe girerken vermiş olduğu teminat senedini işten ayrılırken geri istediğini ancak alamadığını, şikâyetçi... ..."ın kendisini tanıştırmış olduğu katılan ..."ya işten ayrıldıktan sonra küçük ev aletleri sattığını, şikâyetçi... ..."ın aracı olması üzerine katılan şirkete verip teminat senedini geri almak amacıyla katılan ..."dan çek istediğini, kargo ile gönderilen çeklerin yazılıp imzalanmamış olduğunu, bankadan sorduğunda katılan ..."nın müşterileri olduğunu ve çek kullandığını öğrendiğini, şikâyetçi... ..."ın da bilgisi dahilinde çekleri imzalayıp katılan şirkete verdiğini, teminat senedini de geri aldığını, daha sonra amcası olan sanık ..."in katılan şirket ile arasının açılması nedeniyle kendisinin de tehdit edildiğini, kendisinin Bergama"da iş yeri bulunmadığını,
    İnceleme dışı sanık ...; daha önce katılan şirkette kardeşi, oğlu ve yeğeninin çalışması nedeniyle katılan şirkete gidip geldiği için tanık ..."i tanıdığını, ufak ev aletleri toptancılığını yaptığını, bu nedenle Türkiye"nin her tarafını dolaştığını, Bergama"ya da devamlı olarak gittiğini, suç tarihinde nerede ve hangi otelde kaldığını bilmediğini, suçlamaları kabul etmediğini, olayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, sahte çek vermediğini, 25.000 TL tutarındaki alış veriş ile ilgisi olmadığını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ...; babası olan sanık ... ile birlikte eşarp alım satım işi yaptığını, sabit bir iş adresleri olmadığını, katılan şirkette satış görevlisi olarak çalışırken yaklaşık bir ay önce kendi isteği ile işten ayrıldığını, tanıklar ... ve ..."i eski iş arkadaşları olduğu için tanıdığını, 05.10.2009 tarihinde Gölhisar"da... ... isimli şahsa sattıkları eşarp karşılığında 30.000 TL tutarındaki çek aldıklarını, bu çek ile yeniden eşarp almak istediklerini, babasına ve kendisine katılan şirketin mal vermeyeceğini düşünerek alış verişi inceleme dışı sanık ..."nin yapmasını kararlaştırdıklarını, aracın plakasının İzmir iline ait olması nedeniyle inceleme dışı sanık ..."nin bir tır dorsesinin plakasını söküp kendi araçlarına taktığını, katılan şirketin çalışanına çeki veren inceleme dışı sanık ..."nin polislerce yakalandığını, daha sonra sanık ... ile kendisinin de yakalandığını, çekin sahte olduğunu yakalandıktan sonra öğrendiğini; 2009 yılı Eylül ayı içerisinde inceleme dışı sanık ..."nin kendisini "..." olarak tanıtıp birlikte aldıkları mal karşılığında sahte çek verilmesi olayından herhangi bir bilgisinin olmadığını,
    Sanık ...; yaklaşık 3 yıldır eşarp alım satımı ile uğraştığını, son bir aydır seyyar olarak bu işi yaptığını, daha önce katılan şirketin satış görevlisi olarak çalışırken bir ay önce kendi isteği ile işten ayrıldığını, oğlu olan sanık ..."ın da kendisi ile birlikte işten ayrıldığını, tanık ..."i tanıdığını, beş gün kadar önce Burdur ili Gölhisar ilçesinde esnaflık yaptığını söyleyen... ... isimli bir şahsın kendisini arayarak eşarp almak istediğini, fiyatları sorduğunu ve 30.000 TL tutarında eşarp alacağını söylediğini, bir çek fotokopisini posta ile gönderdiğini, bir gün sonra tekrar arayınca hem tanışmak hem de ticaret yapmak için Gölhisar"a gitmeye karar verdiğini, sanık ... ve inceleme dışı sanık ... ile birlikte Gölhisar"a gittiğinde önce çek fotokopisini bankadan teyit ettiğini, banka görevlisinin çekin doğru olduğunu ve... ..."a ait olduğunu söylediğini, sonra... ..."ın tarif ettiği dükkana gittiklerini, dükkanın boş olduğunu, bir kahvehanede malları verip çeki aldığını, daha sonra katılan şirketin Konya bölge müdürlüğünü arayıp mal almak istediğini, aracın plakasından dolayı mal vermeyeceklerini düşündüklerini, eşarpları aldıktan sonra yerine takmak kaydıyla oğlu ve yeğeninin bir tır dorsesinin plakasını sökme teklifini kabul ettiğini, buluşma yeri olan Burdur"daki akaryakıt istasyonunda Konya bölge müdürlüğü çalışanlarının inceleme dışı sanık ... ile buluştuklarını, kendisi ile sanık ..."ın tanınma ihtimali nedeniyle ayrı durduklarını, bir süre sonra polisin inceleme dışı sanık ..."yi yakaladığını, daha sonra polislerin doğrudan yanlarına gelerek kendisi ile sanık ..."ı da yakaladığını, Halil ..."tan aldığı çekin sahte olduğunu yakalandıktan sonra öğrendiğini; 2009 yılı Eylül ayı içerisinde inceleme dışı sanık ..."nin kendisini "..." olarak tanıtıp birlikte aldıkları mal karşılığında sahte çek verdikleri iddialarını kabul etmediğini, Bergama"daki çeklerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, Bergama"da herhangi bir işi olmadığını, sadece buradaki müşterilerine mal götürdüğünü; soruşturma evresinde 09.11.2009 tarihli ifadesinde ve kovuşturma evresinde 25.11.2011 tarihli duruşmada ek olarak, 15.000 TL prim alacağının verilmemesi nedeniyle katılan şirketten 05.08.2009 tarihinde fiili olarak ayrıldığını ve katılan şirketin 500.000 TL civarında vergi kaçırdığına ilişkin elinde belgeler olduğunu söylediğini, bunun üzerine kendisini tehdit etmeye başladıklarını, Burdur"da yakalanmadan bir hafta kadar önce katılan şirketin pazarlama müdürü..."in kendisini telefonla arayarak "Selim gel işinin başına dön ve yanına aldığın satış fişlerini bize geri getir" dediğini, elindeki belgeler nedeniyle katılan şirkete 2.000.000 TL civarında bir ceza geleceğini ve belgeleri vermeyeceğini söylemesi üzerine "Burası Türkiye, iki sahte şahit ve imza ile insanı ipe götürürler akıllı ol aslanım" dediğini, 05.10.2009 tarihinde ihtarname ile de işine son verildiğini, bu olaydan sonra Burdur"da tutuklandıklarını, tutuklandıktan sonra ağabeyi olan inceleme dışı sanık ..."in cep telefonuna katılan şirketten mesaj geldiğini, bu mesajda anlaşma istediklerini bildiren ifadeler kullandıklarını; kovuşturma evresinde mahkemeye sunduğu 05.01.2013 havale tarihli savunma dilekçesinde ek olarak; tanık ..."in 2011 yılı yaz aylarında kendisiyle buluştuğunda Bergama"da malları teslim ettiği kişinin inceleme dışı sanık ... olmadığını, daha önceden hiç görmediği biri olduğunu ve şikâyetçi... ..."ın baskısı ile malı teslim ettiğini söyleyerek maddi sıkıntısı nedeniyle kendisinden 5.000 TL istediğini, ancak parası olmadığı için vermediğini, ileride parası olursa 300-500 TL vereceğini söylediğini, tanık ..."in 07.07.2011 tarihinde İşbankası ile Yapı ve Kredi bankası hesap numaralarını göndererek "İkisine de yatırabilirsin abi", 05.10.2011 tarihinde "Bu akşama kadar 500 TL gönder, bu saatten sonra ben de kendime yakışanı yapıyorum", 05.11.2011 tarihinde ise "10 gün geçti, 500 TL"yi hâla göndermedin, ben benden tutamayacağın söz vermeni istemedim. Atla deve değil bunlar, bu akşama kadar 500 TL göndermezsen bu dakikadan sonra herkesin yaptığı kendi şerefine" şeklinde telefon mesajları gönderdiğini,
    Savunmuşlardır.
    Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarının sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarının unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    Dolandırıcılık suçu 5237 sayılı TCK"nın 157. maddesinde; "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir." şeklinde düzenlenmiş, 158. maddesinde ise suçun nitelikli hâlleri sayılmıştır.
    Mal varlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
    1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
    2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
    3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
    Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik bir zarar olmalıdır.
    Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
    5237 sayılı TCK"nın 157. maddesinde yalnızca hileli davranıştan söz edilmiş olmasına göre, her türlü hileli davranışın dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
    Kanun koyucu anılan maddede hilenin tanımını yapmayarak suçun maddi konusunun hareket kısmını oluşturan hileli davranışların nelerden ibaret olduğunu belirtmemiş, bilinçli olarak bu hususu öğreti ve uygulamaya bırakmıştır.
    "Hile", Türk Dili Kurumu sözlüğünde; "Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika" (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 891) şeklinde, uygulamadaki yerleşmiş kabule göre ise; "Hile nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez." biçiminde tanımlanmıştır.
    Öğretide de hile ile ilgili olarak; "Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarf edilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir." (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 2004, s. 453), "Hile, oyun, aldatma, düzen demektir. Objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerinde etki doğurucu her davranış hiledir." (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar, İstanbul 2011, Beta Yayınevi, 2. Baskı, Cilt I, s. 456) biçiminde tanımlara yer verilmiştir.
    Yerleşmiş uygulamalar ve öğretideki baskın görüşlere göre ortaya konulan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda; hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkânlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.
    Failin davranışlarının hileli olup olmadığının belirlenmesi noktasında öğretide şu görüşlere de yer verilmiştir: "Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre belirlenmelidir. Bu konuda önceden bir kriter oluşturmak olanaklı değildir." (Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız/İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2012, Seçkin Yayınevi, 4. Baskı, s. 650), "Hileli davranışın anlamı birtakım sahte, suni hareketler ile gerçeğin çarpıtılması, gizlenmesi ve saklanmasıdır." (Doğan Soyaslan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, s. 343), "Hilenin, mağduru hataya sürükleyecek nitelikte olması yeterlidir; ortalama bir insanı hataya sürükleyecek nitelikte olması aranmaz. Bu nedenle, davranışın hile teşkil edip etmediği muhataba ve olaya göre değerlendirilmelidir." (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul 2011, Beta Yayınevi, 2. Baskı, Cilt I, s. 462).
    Esasen, hangi davranışların hileli olup olmadığı konusunda genel bir kural koymak oldukça zor olmakla birlikte, bu konuda olaysal olarak değerlendirme yapılmalı, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.
    Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren "Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle" dolandırıcılık suçu ise; suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK"nın 158/1-f maddesinde; "(1) Dolandırıcılık suçunun; ...f- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.", son cümlesi ise "Ancak, ... (f), ... bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz." şeklinde iken, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile birinci fıkrada yer alan "iki yıldan yeri yıla" ibaresi "üç yıldan on yıla", son cümledeki "üç yıldan" ibaresi ise "dört yıldan" şeklinde değiştirilmiştir.
    Resmî belgede sahtecilik suçu ise TCK"nın 204. maddesinde; "(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Suçun konusu resmî belge olup, resmî belgede bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği düzenlenen yazıyı ifade etmektedir.
    Maddenin birinci fıkrasında resmî belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmıştır. Birinci seçimlik hareket, resmî belgeyi sahte olarak düzenlemektir. Bu seçimlik hareketle, resmî belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. İkinci seçimlik hareket gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmektir. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmî belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Birinci ve ikinci seçimlik hareketle bağlantılı olarak belirtmek gerekir ki; sahteciliğin, belge üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının, suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmî belgeyi kullanmaktır. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur. Kullanma mütemadi suç şeklinde de gerçekleşebilir.
    Maddenin ikinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak düzenlenmiş ve daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesinin yanı sıra, suçun konusunu oluşturan belgenin kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir belge olması gerekir. Kamu görevlisinin gerçeğe aykırı olarak bir olayı kendi huzurunda gerçekleşmiş veya bir beyanı kendi huzurunda yapılmış gibi göstererek belge düzenlemesi hâlinde, bu fıkra hükmünde tanımlanan suç oluşmaktadır.
    Maddenin üçüncü fıkrasında ise, suçun konusunu oluşturan resmî belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması hâlinde cezanın yarı oranında artırılması hükme bağlanmıştır.
    Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamu güveni olup, belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek, söz konusu eylemler suç olarak düzenlenmiş ve yaptırım altına alınmıştır.
    Sahtelikten söz edebilmek için, düzenlenen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi aldatıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsuru olup, özel bir incelemeye tâbi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte (nesnel) bulunup bulunmadığının ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
    Öte yandan, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" yani "kuşkudan sanık yararlanır" ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında bir numaralı uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Katılan ... A.Ş"nin İzmir bölge müdürlüğünde pazarlamacı olarak çalışan tanık ..."i telefonla arayıp kendisini ... olarak tanıtan bir şahsın Bergama"da teslim edilmek üzere eşarp satın almak istediğini söylemesi üzerine katılan şirket müdürü şikâyetçi... ..."ın bilgisi dahilinde tanık ..."in eşarpları teslim etmek üzere olay günü Bergama"ya gittiği ve ... isimli şahsı telefonla aradığı, şahsın bir işi çıktığını söyleyip malları ağabeyi ..."nin teslim alacağını söylediği, tanık ... ile iletişime geçen ve isminin... olduğunu söyleyen bir şahsın ilçe merkezinde pazar kurulu olduğu için Park Bergama Alışveriş Merkezinde buluşmayı istediği, burada tanık ..."ten teslim aldığı mallara karşılık toplam 25.000 TL tutarında iki adet çek verdiği, tanık ..."in katılan şirket müdürüne çek bilgilerini gönderip onay aldıktan sonra malları teslim ederek geri döndüğü ve ertesi gün çekleri katılan şirket muhasebecisi tanık ..."e verdiği, bankadan yapılan araştırmada çeklerin sahte olduklarının anlaşıldığı, bu olaydan bir hafta sonra katılan şirketin Konya bölge müdürlüğünü arayan ve kendisini... ... olarak tanıtan bir şahsın Burdur"da teslim edilmek üzere eşarp satın almak istediğini ve alacağı mal karşılığında yeğeni olan... ... tarafından çek verileceğini söylemesi üzerine Bergama"daki olaydan bilgisi olan şirket çalışanlarının kuşkulanıp durumu İzmir bölge müdürlüğüne bildirdikleri, İzmir"den Konya"ya geçen tanık ..."in Konya bölge müdürlüğü çalışanları ile birlikte Burdur"a gittiği ve buluşma yerinin belirlenmesi için yapılan telefon görüşmesinde... olduğunu söyleyen şahsın sesinin Bergama"daki olayda kendisini ... olarak tanıtan şahsın sesi ile aynı olduğunu tespit ettiği, buluşma öncesinde yaşanan bu olayların polise bildirilmesi üzerine alış veriş sırasında çeki veren... isimli şahsın polis tarafından yakalandığı, bu şahsın gerçekte inceleme dışı sanık ... olduğunun anlaşıldığı, sanıklar... ve..."in de olay yerinden uzaklaşmak istedikleri sırada yakalandıkları olayda;
    28.09.2009 tarihinde Bergama"da teslimi yapılan malların siparişine ilişkin telefon görüşmesini inceleme dışı sanık ..."nin yaptığının ve malları da inceleme dışı sanık ..."in teslim aldığının tanıklar ... ve ..."in beyanları ile sabit olması, kovuşturma evresinde dosyaya getirilen ancak Yerel Mahkemece kararda değerlendirilmeye tabi tutulmayan arama ve aranmaya yönelik iletişimin tespiti ve baz istasyonu bilgilerine ilişkin HTS kayıtlarına göre sanık ..."in olay günü olan 28.09.2009 tarihinde Bergama"da bulunduğu ve tanık ... ile 17 dakika 25 saniye süreyle görüşme yaptığı anlaşılmış ise de; bu görüşmenin sanık ..."in katılan şirketten fiilen ayrılmış olduğu ancak işten henüz çıkarılmadığı bir dönemde yapılması, aynı telefon numarası ile daha önce 16.09.2009 tarihinde de katılan şirket telefonuna mesaj göndermesi ve 21 dakika 2 saniye süreyle görüşme yapmış olması, ayrıca yine olaydan önce 11.09.2009, 14.09.2009 ve 17.09.2009 tarihlerinde de tanık ... ile birden fazla telefon görüşmelerinin bulunması, aynı iş yerinde birlikte çalıştığı ve kendisini tanıyan tanıklar ... ile ..."in bu görüşmelere ve telefon numarasına ilişkin bir beyanlarının bulunmaması nedenleriyle olay günü yapılan görüşmenin işle ilgili olmasının ihtimal dahilinde bulunması, aynı HTS kayıtlarında sanık ..."in sanık ... ile, sanık ..."ın da inceleme dışı sanık ... ile görüşmeleri mevcut ise de adı geçenlerin birbirleri ile akraba olmaları ve suç tarihi öncesinde de birbirleriyle görüşmelerinin mevcut olması nedenleriyle olay günü yapılan görüşmelerin hayatın olağan akışına aykırı olmaması ve sanıklar... ve..."ın atılı suçlamaları kabul etmemeleri karşısında, Yerel Mahkemenin, sanıkların fikir ve eylem iş birliği içerisinde hareket ederek aralarındaki iş bölümü gereği her bir sanığın üzerine düşen vazifeyi icra ettikleri ve ürünleri birlikte teslim aldıkları gerekçesiyle sanıklar... ve..."ın, inceleme dışı sanıklar... ve ...ile birlikte atılı suçları işlediklerine ilişkin kabulünün varsayımdan ibaret olduğunun, suçla ilgili olup olmadığı şüpheli olduğu gibi içeriği de belirsiz olan iletişimin tespiti kayıtları dışında sanıklar... ve..."in 28.09.2009 tarihinde Bergama"da inceleme dışı sanıklar... ve ...ile birlikte atılı suçları işlediklerine ilişkin savunmalarının aksine, mahkûmiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
    Ulaşılan bu sonuç dolayısıyla, diğer uyuşmazlık konuları değerlendirilmemiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 21.02.2019 tarihli ve 26442-1157 sayılı onama kararının sanıklar ... ve ... yönünden KALDIRILMASINA,
    3- Bergama Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2013 tarihli ve 122-219 sayılı sanıklar ... ve ... hakkındaki nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin, sanıklar ... ve ..."ın beraati yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Yerel Mahkeme hükümlerinin Özel Dairece onanması üzerine sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin kesinleştirilerek infaz için Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi nedeniyle, bozma nedeni göz önüne alınarak sanıklar ... ve ..."ın cezalarının İNFAZLARININ DURUDURULMASINA, cezasının infazına başlanmış olan sanık ..."ın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü olmadığı takdirde derhâl salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına YAZI YAZILMASINA,
    5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.11.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi