Esas No: 2019/7308
Karar No: 2020/5441
Karar Tarihi: 14.12.2020
Danıştay 3. Daire 2019/7308 Esas 2020/5441 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7308
Karar No : 2020/5441
Kararın Düzeltilmesini İsteyen: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti :Davacı adına, … Mimarlık Mekanik İnşaat Proje ve Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait 2008 ila 2010 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerini; asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih … ve …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih … ve …, … tarih …, … tarih … takip numaralı ödeme emirlerinin tebliğ alındısına, şirketin adresinde bulunmadığına dair şerh düşülerek, komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine veyahut bir zabıta memuruna imzalattırılması suretiyle işlem yapılması gerekirken, belirtilen hususlara uyulmadan tebliğ evrakının vergi dairesi müdürlüğüne iade edildiği ve sonrasında ilanen tebligat yoluna gidildiği dikkate alındığında, usulsüz yapılan ebligat nedeniyle kamu alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, dava konusu ödeme emirlerinin değinilen kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve … takip numaralı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin olarak şirket adına düzenlenen ödeme emrinin memur eliyle şirkete tebliğ edilememesi üzerine tebliğin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebliğ evrakı mahalle muhtarına bırakılmak ve tesellüm belgesi kapısına yapıştırılmak suretiyle sağlandığı, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ve devamı maddelerine göre yapılması gerekirken, şirketin adreste bulunmaması nedeniyle 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre yapılması hukuka uygun olmadığından, mutad tebliğ usulleri denenerek sonuç alınamadığı kesin olarak belirlenmeden ortada kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, anılan ödeme emri içeriği vergi borçlarından dolayı davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal eden ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…,K:… sayılı kararını; asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih … ve …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih … ve …, … tarih …, … tarih … takip numaralı ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin tebliğ alındısında iade yanında şahıs imzasına tebliğ edildiği anlaşıldığından Vergi Mahkemesince, bu hususta yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucuna göre söz konusu tebligat alındıları üzerindeki çelişkiler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere; asıl amme borçlusu şirket hakkında düzenlenen … tarih … takip numaralı ödeme emrine konu Temmuz-Eylül 2010 dönemi gecikme zammına ilişkin alacağın davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … takip numaralı ödeme emirlerinde yer almadığı anlaşıldığından Vergi Mahkemesince söz konusu ödeme emrinin değerlendirilerek hüküm kurulmasının hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 18/03/2019 tarih ve E:2016/4147, K:2019/1828 sayılı kararının; eşinin baskısı ve yönlendirmesiyle kısa bir süreliğine şirkete ortak olduğu, şirketteki hisselerini 10/05/2011 tarihinde devrettiği, iki yıllık sorumluluk süresinin gözetilmediği, eşinin kötü niyetli davranışları nedeniyle bu duruma düştüğü, kendisinin bir sorumluluğu bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :Davalı idarece davacının tahakkuk fişlerinde yazılı bilinen adresinde tebliğ yoluna gidilmeksizin, iade şerhi düşülerek başka bir adreste yapılan tebligatın usule uygun olduğundan ve kamu alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemiz kararı kaldırıldıktan sonra, temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 18/03/2019 tarih ve E:2016/4147, K:2019/1828 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idarenin temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 93'üncü maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak; adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edilmesi öngörülmüş, 94'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı;103'üncü maddesinde, muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması ve bu yüzden mektubun geri gelmesi, başkaca sebeplerden dolayı tebliğin yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde tebliğin ilan yoluyla yapılması hükme bağlanmış ve 101'inci maddesinde de bilinen adreslerin ne olduğu düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından 2009 yılı için verilen kurumlar vergisi beyannamesi ile Ekim 2010 dönemi için verilen katma değer vergisi beyannameleri üzerine düzenlenen tahakkuk fişinde şirket adresinin "… Mah. … Sk. No:… …/…" olduğu, söz konusu adresin 02/12/2010 tarih ve 7699 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde de ilan edildiği, dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin anılan adreste tebliğ edildiğine yönelik herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, ödeme emrine konu borçların "… Sk…. … Apt. K. No:… D. No:… …/…" adresinde iade şerhi düşülüp tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
Asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih … ve …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih …, … tarih … ve …, … tarih …, … tarih … takip numaralı ödeme emirlerinin idarenin bilgisi dahilinde olan ve tahakkuk fişlerinde yer alan "… Mah. … Sk. No:… …/…" adresinde tebliği yoluna gidilmeksizin farklı bir adreste iade şerhi düşülerek yapılan tebligatın usulüne uygun olarak gerçekleştiğinden, dolayısıyla sözü edilen ödeme emirleri içeriği borçlarla ilgili olarak ortada şirket tüzel kişiliği nezdinde kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden; … tarih … takip numaralı ödeme emrine konu Temmuz-Eylül 2010 dönemi gecikme zammına ilişkin alacağın ise davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde yer almadığı anlaşıldığından, dava konusu ödeme emirlerinin yazılı gerekçeyle iptali yolundaki vergi mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine,1412/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.