Esas No: 2021/13337
Karar No: 2022/15142
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13337 Esas 2022/15142 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin dolandırıcılık suçunu işlediği ve bu suçu nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirmesi gerektiğini ancak hata sonucu sadece normal dolandırıcılık olarak nitelendirdiğini belirtti. Öte yandan, aynı kişinin özel belgede sahtecilik suçu işlediğine hükmedildi fakat suç niteliği iddianamedeki tanıma uygun olmayacak şekilde bölümlere ayrılıp farklı şekillerde yargılandığı belirtildi. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve yeniden görülmeye karar verildi. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şunlar: 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d ve 158/1-h maddeleri, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. ve 63/10. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
1) Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın, katılan ...’nın nüfus cüzdanı fotokopisini kullanarak katılan adına sabit telefon hattı ile internet aboneliği sözleşmeleri düzenlediği, hatları kullanmak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; dolandırıcılık suçunun Nüfus Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan nüfus cüzdanı fotokopisi kullanılarak gerçekleştirilmesi nedeniyle eylemin 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d maddesi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden vasıflandırmada hata sonucu TCK’nin 158/1-h maddesinden hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından ve anılan fıkralardaki ceza miktarları itibariyle sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
2) Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede fiili “ sanığın, katılan ...’nın nüfus cüzdanı fotokopisini kullanarak katılan adına sabit telefon hattı ile internet aboneliği sözleşmeleri imzaladığı” şeklinde tarif edilerek 5809 sayılı Kanun’un 56/4. maddesi delaletiyle 63/10. maddesindeki suçu oluşturduğu, Mahkemece yapılan yargılama sırasında eylemin TCK’nin 207/1. maddesindeki özel belgede sahtecilik suçunu oluşturabileceği ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı verildiği ve 5809 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan açılan davadan dolayı beraat, özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verildiği, 5271 sayılı CMK’nin 225.maddesi uyarınca iddianamedeki nitelemenin Mahkemeyi bağlamayacağı, suç niteliğinin iddianamedeki anlatımına göre mahkemece takdir edilmesi gerektiği gözetilip sanık hakkında bir fiilden bir tek hüküm kurulması gerekirken, eylem nitelik yönünden ikiye bölünerek “5809 sayılı Kanun’a aykırılık” suçundan beraat, “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.