
Esas No: 2021/6089
Karar No: 2021/10414
Karar Tarihi: 17.06.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/6089 Esas 2021/10414 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 01.08.1996-18.06.2015 tarihleri arasında, mimar olarak çalıştığını ve 3.200,00 TL net maaş aldığını, iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının tüm çalışma döneminde hafta içi 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 3 kez çalışmasının saat 21:00"e kadar devam ettiğini, cumartesi günleri çalışmanın 09:00-17:00 saatleri arasında olduğunu, çalışmalarının haftalık 45 saati aştığını, davacının kullanılmayan yıllık izinleri olduğunu iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı yanında mimar olarak Sosyal Güvenlik Kurumu"nda kayıtlı tarihler arasında çalıştığını, davacının, şirketin sırlarını üçüncü kişilere ilettiğinin ortaya çıkması ve savunma istenmesi üzerine işyerini terk ettiğini, iş akdinin sona eriş şekli itibariyle davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının kullanılmayan izinlerinin kaç gün ve hangi yıllara ait olduğunu açıkça belirtmesi gerektiğini, haftalık 45 saati aşan çalışma yapılmadığını, fazla çalışma taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe - hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece; davacı işçinin 01.05.2015 tarihine kadar haftada 9,5 saat, 01.05.2015 tarihinden fesih tarihine kadar ise haftada 2 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, 25.09.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda yapılan hesap doğrultusunda fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. 25.09.2017 tarihli ek bilirkişi raporu incelendiğinde ise 01.05.2015 tarihine kadar haftada 12 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek alacağın hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece, 01.05.2015 tarihine kadar haftada 9,5 saat fazla çalışma yapıldığı şeklindeki kabul doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, gerekçe ve hüküm arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı ihtilaflıdır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hâkimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hâkim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 18 yıl 10 ay 17 gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca 54 gün izin kullandığı kabulüne göre yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmıştır. Davacının 18 yılı aşan çalışmasına rağmen sadece 54 gün izin kullanması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hâkimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.