MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, alacak, tapu iptali ve tescil davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murislerinin davalı ... ile 23.04.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, ancak davalının murise ait bağımsız bölümleri teslim etmediğini, bunun üzerine murisin dairesini kendisinin tamamlayıp oturduğunu, davalı 3. kişilerin ise davalı yükleniciden hisse alıp, bağımsız bölümlerini tamamlamaya çalıştıklarını ileri sürerek, davalıyla aralarında imzalanan sözleşmenin feshini ve davalı 3. kişiler üzerindeki tapu paylarının iptaliyle davacılar adına tescilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, birleşen 2007/220 esas sayılı davasında, davalı 3. kişiler ... ve ...."in dava konusu taşınmazın hisselerini yükleniciden satın aldıklarını beyanla bu davalıların üzerlerindeki hisselerin de iptaliyle müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Davalı yüklenici ... vekili, sözleşme gereği davacının taşınmazına 4 katlı bina yapılmasının 17 Ağustos depreminden sonra imkansız hale geldiğini ve davacıyla anlaşarak 1 daireyi anahtar teslimi, diğer daireleri kaba inşaat olarak yapmayı kararlaştırdıklarını, sonrasında edimleri yerine getirdiği için davacının tapu paylarını bizzat devrettiğini, bilaharede 07.08.2001 tarihinde davalıyı ibra ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk karar gereğince; taraflar arasında düzenlenen 07.08.2001 tarihli fesihname ve ibraname ile sözleşmenin feshedildiğinin anlaşıldığını, bu durumda taraflar birbirini ibra ettiğinden yüklenicinin sözleşme gereğince kendisine verilen hisseleri 3. kişilere satmasında bir sakınca olmadığı belirtilmiş, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, karar davacıların temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 27.09.2010 tarihli ilamıyla, davacıların murisi ..."ün 27.11.2002"de vefat etmeden önce 07.08.2001 tarihinde yükleniciyi ibra etmesinin ve akdi feshetmesi için geçerli bir sebep olup olmadığı
değerlendirilerek kandırıldığı yönündeki davacı mirasçılarının iddialarının araştırılması bakımıdan bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, davacı iddiaları sübut bulmadığından asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davacıların varsa ve yasal koşulları oluşmuşsa 07.08.2001 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletname uyarınca ayrıca talepte bulunabileceklerine göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.