
Esas No: 2015/24826
Karar No: 2017/8987
Karar Tarihi: 18.12.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24826 Esas 2017/8987 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; 16.04.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya ödenen ilk peşin değerle gelir ile tedavi giderinin tahsilinin talep edildiği, davanın belirsiz alacak davası olarak açılarak 07.10.2015 tarihli dilekçe ile talebin arttırıldığı, mahkemece davanın kabulü ile ilk talep edilen miktarlar üzerinden faiz işletilmesine hükmedilmiştir.
HMK"nın "Belirsiz Alacak ve Tespit Davası" başlıklı 107.maddesinin 1 ve 2. fıkralarında" davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir " hükmü düzenlenmiştir.
Bir davada başlangıçta belirtilen miktar ve ya değerin arttırılması, kural olarak iddianın genişletilmesi yasağına tabidir. Bunun nedeni, davacının dava açarken hakkını kötüye kullanmaması, daha özenle davranması, yargılamayı gereksiz yere uzatmamasıdır. Ancak, baştan miktar veya değeri tam olarak tespit edilemeyen bir alacak için, davacının böyle bir ihmal ya da kusurundan söz edilemez. Bu sebeple, belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delilerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hale gelmişse, başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi mümkündür.
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca; iş kazası nedeniyle uğranılan Kurum zararları; tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ödenekleri, bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının, zarara sebep olan kişilerden tazmini mümkün kısmının, bir başka ifade ile dava konusu alacağın değeri veya miktarının tahkikat aşamasında belirlenecek olması nedeniyle, Kurumun, davanın açıldığı tarihteki tazminat alacağı miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceğinin kabulü gerekir. İş kazası nedeniyle tazminat ve rücu istemli davalarının, kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirsizliği nedeni ile belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmelidir.
Mahkemece; belirsiz alacak ve tespit davasında, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, kesin talep sonucunda istenilen tüm alacak için faizin onay ve sarf tarihlerinden itibaren işlemeye başlaması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı gerekçesiyle arttırılan miktar yönünden faize hükmedilmemiş olması usul veyasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1 ve 2 nolu bendlerinin silinerek yerine "22.744,61 TL ilk peşin sermaye değerli gelir ile 4.223,15 TL tedavi giderinin onay ve sarf tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" cümlesinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.