Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının 15.05.2011-10.08.2012 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının nizalı dönemdeki çalışmalarının yarı zamanlı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait işyerinden hizmet bildiriminin yapılmadığı, davalı işveren adına Kurumda kayıtlı bir işyeri bulunmadığı, ücret bordroları ile dönem bordrolarının olmadığı, tanık beyanlarının alındığı, davacının davalının felçli olan eşine baktığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının dava konusu edilen dönemde davalının felçli olan eşine baktığı ve davalının savcılıkta verdiği ifadede, davacının 1 yıldır eşine baktığının kabul edildiği, tanık dinlendiği ancak tanık beyanlarından davacının felçli eşe yarım gün baktığı hususunda kesin delil sayılacak beyanlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde; davacının nizalı dönemde felçli bir kişiye yarım gün bakarak tüm ihtiyaçlarının gidermesi ve bunun yanı sıra evin işleri ile ilgilenmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilmeksizin çalışmasının yarım zamanlı olduğu kabul edilerek hizmetinin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş, davacının dava konusu dönemdeki çalışmalarının tam zamanlı olduğu kabul edilerek hizmetlerinin tespitine karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı"ya iadesine aşağıda yazılı temyiz harcının davalı"ya yükletilmesine, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.