15. Hukuk Dairesi 2020/1130 E. , 2020/2835 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi"nce istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Davacı taşeron şirket dava dışı iş sahibi BOTAŞ’a ait Karacabey-Mustafakemalpaşa doğalgaz bağlantı hattı yapımı işine dair davalı yükleniciyle imzaladıkları 25.05.2005 tarihli taşeron sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği hususunun Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/180 Esas sayılı dosyasında verilen nihai kararla sabit olduğunu ileri sürerek nakde çevrilen banka teminat mektubu bedeli 145.000,00 TL, teminat mektubu veren bankaya faiz olarak ödenmek zorunda kalınan 22.290,58 TL, bakiye hakediş bedeli 77.104,85 TL, taraflarca düzenlenen son hakediş tarihi ile fesih tarihi arasında gerçekleştirilen imalatların bedeli 57.519,00 USD, davalı uhdesindeki nakdi teminat kesintisi 94.078,00 USD ve mahrum kalınan kâr karşılığı 20.000,00 USD alacaklarının davalı yüklenici şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yüklenici şirket vekili davacı taşeronun işi süresinde tamamlamaması nedeniyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, ticaret mahkemesinde açmış oldukları davanın reddine dair verilen kararın henüz kesinleşmediğini, teminat mektubunun haklı olarak nakde çevrildiğini, bankaya faiz ödendiği iddiasının ispat edilmesi gerektiğini, bakiye hakediş alacağının bulunmadığını, son hakedişle fesih arasında yapılan imalatlara ilişkin delil tespitinin müvekkilinin yokluğunda yapılması nedeniyle bağlayıcı olamayacağı gibi bakiye hakediş alacağıyla bu alacağın mükerrer olarak istenildiğini, kar kaybı alacağı istenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarında davacının 145.000,00 TL haksız olarak nakde çevrilen teminat mektubu alacağı, 22.290,58 TL davacının teminat mektubu için bankalara ödediği faiz, 18.834,04 TL bakiye hakediş alacağı, 44.560,38 USD son hakedişle fesih tarihi arasında gerçekleştirilen imalat bedeli alacakları bulunduğu, buna karşın taraflarca tanzim edilen son hakediş olan 9 nolu hakedişte yapılan hata sonucu davalının davacıya 90.099,90 USD fazla ödemesi bulunduğundan davacının toplam alacağının 112.437,12 TL olduğu ve bu alacağın teminat mektubunun nakte çevrildiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş faizinin 122.097,34 TL olduğu belirlenmiş ve dava davanın kısmen kabulüyle “112.437,12 TL asıl alacak ve 122.097,34 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline, 112.437,12 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine” karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Başvuruyu duruşmalı olarak inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince, davacının ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanması amacıyla dosya yeni oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan raporda taraf defterlerine göre davacının nakdi ve mektup teminat kesintileri dahil bakiye iş bedeli alacağının 187.012,05 TL, 9 nolu hakedişle fesih tarihi arasında yapılan imalatların bedeli 44.560,38 USD, kar kaybı alacağının 15.073,66 USD olduğu, davacıya 129.584,18 USD fazla ödeme yapıldığı belirtilmiş, fazla ödeme konusunda yerel mahkemece verilen karar davalı yanca kesinleşmediğinden 90.099,90 USD fazla ödeme tutarının davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, dava dilekçesinde teminat mektubu tutarının nakde çevrildiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş faizinin harcı yatırılarak talep edilmemiş olması nedeniyle talep aşılarak 122.097,12 TL faizin hüküm altına alınmasının kamu düzenine aykırı olduğu belirtilmek suretiyle davacının istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kaldırılıp 137.715,25 TL alacağın temerrüt tarihi olan 07.04.2007 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi Dairesinin bu kararı da davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki akdi ilişkinin fesihle sonuçlanması nedeniyle bilirkişilerce tasfiye kesin hesabının çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bununla birlikte, fesih tarihinden önce tarafların müştereken düzenledikleri ve 30.04.2006 tarihine kadar gerçekleştirilen imalatları kapsayan 10.07.2006 onay tarihli 9 Nolu Hakedişte davacının 89.600 metretül iş gerçekleştirdiği, birim fiyatın 21,00 USD olduğunun belirtildiği, buna göre kesintiler sonrası davacıya yapılacak ödeme tutarı gösterildiği halde ilk derece mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda davalının dava dışı iş sahibi BOTAŞ’la düzenlediği (tarafların 9 nolu hakedişine tekabül eden) 10 nolu hakediş ve 12 nolu hakedişler değerlendirilmek suretiyle davacı taşeronun 9 nolu hakedişte belirlenen miktarda iş yapmadığı, 90.099,90 USD fazla ödemeye sebep olunduğu kanaatinin sunulması, istinaf incelemesi sırasında hazırlanan raporda da benzer bir yöntemle hesaplama yapılarak 9 nolu hakedişte davacıya 129.584,18 USD fazla alacak tahakkuk ettirildiğinin ifade edilmesi, bu raporların sonucunda da Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın cevap dilekçesinde hatalı olduğu yolunda itiraz sunmadığı taraflarca imzalanmış 9 nolu hakedişe itibar edilmeyip fazla ödeme yapıldığına dair bilirkişi görüşlerine itibar edildiği hususunda yeterli bir gerekçe gösterilmeksizin davacıya fazla ödeme yapıldığı kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararında oluşan usuli kazanılmış hakka göre davacı alacağı hesaplanarak yeni bir hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesine sunulan bilirkişi raporuyla istinaf incelemesi sırasında sunulan raporlar arasında fark bulunduğu, davacı tarafça raporlara gerekçeli olarak itiraz edildiği göz önünde bulundurularak bölge adliye mahkemesince yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişiler kurulundan, dosyadaki mevcut delil, hakediş, tutanak ve belgelere göre, taraf defterleri de ibraz ettirilip incelenmek suretiyle taraflar arasındaki sözleşme fesihle sonlandırıldığından tasfiye kesin hesabı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp çelişki giderildikten sonra kararı sadece davacının temyiz ettiği göz önünde bulundurularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi"nin 11.12.2019 gün 2017/1115 Esas, 2019/1117 Karar sayılı hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,
6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.