17. Hukuk Dairesi 2009/5865 E. , 2010/993 K.
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları aracın müvekkiline kasko sigortalı araçta hasara neden olduğunu ve hasar bedelinin sigortalılarına ödendiğini, bakiye alacağın rücuen tahsili için davalılar aleyhine ...İcra Müdürlüğünün 2007/1406 Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 3.809,00TL asıl alacak üzerinden yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline,takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, trafik kazasının iki aşamalı olması nedeniyle müvekkillerinin birinci kazadan ve sigortalı aracın sağ arka köşe kısmında meydana gelen hasardan sorumlu olduklarını, diğer hasarın dava dışı araç tarafından verilmiş olması nedeniyle sorumlu olmadıklarını savunmuş ve davacı taraf kötüniyetli olduğundan aleyhine tazminata karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalıların ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 3.462,72TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve 20.10.2006 ödeme tarihinden
itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin ve tarafların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, sigortalı araçta meydana gelen hasarın aynı tarih ve aynı yerdeki iki ayrı kaza neticesinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki; 27.6.2006 günü saat 16.15"de meydana gelen 1.kazaya ilişkin olan kaza tespit tutanağında, ... plaka sayılı davalı taraf aracının önünde yavaşlayan sigortalı araca sağ arka köşe kısmından çarptığı ve bu olayda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu kazadan sonra... plakalı sigortalı araç 1.kaza nedeniyle sol şeritte önlem almadan dururken bu defa dava dışı ... plaka sayılı araç durmakta olan sigortalı araca yine arka kısmından çarpmış ve sigortalı araç bu çarpmanın etkisi ile orta refüje savrulmuştur. Saat 16.25"de meydana gelen 2.kazaya ilişkin olarak ta ayrı bir kaza tutanağı düzenlenmiş, bu olayda da dava dışı 20 ED 844 plakalı araç sürücüsünün arkadan çarpma nedeniyle asli, sigortalı araç sürücüsünün de trafik güvenliğine aykırı davranışı nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kaza tutanaklarında anlatılan oluş şekline göre, 1.kaza ve 2.kaza birbirinden bağımsız ve ayrı kazalar şeklinde meydana gelmiş olup,buna göre davalı taraf 1.kaza nedeniyle meydana gelen hasardan sorumlu olmalıdır.Olaya ilişkin olarak düzenlenmiş olan 28.6.2006 tarihli ekspertiz raporunda 1.ve 2.kaza hasarları net bir şekilde birbirinden ayrılmış olmadığı gibi,mahkemece hükme esas alınan 04.12.2008 tarihli Adli Tıp raporunda da bu eksiklik vurgulanmış olmasına rağmen, düzenlenen raporda iki ayrı kazadaki hasar durumu net olarak birbirinden ayrılmış değildir.
O halde, mahkemece; seçilecek hasar uzmanı makine mühendisi bilirkişiden, kaza tespit tutanakları, kaza fotoğrafları ve dosyadaki tüm deliller birlikte irdelenerek kazanın oluş şekli itibariyle davalı tarafın sorumlu olduğu 1.kaza nedeniyle sigortalı araçta (sağ arka köşe kısmından) oluşan gerçek hasar miktarı ile dava dışı araç tarafından meydana getirilen hasar miktarları duraksamaya yer vermeyecek şekilde birbirlerinden ayrıştırılıp tespit edildikten sonra,
varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.