Esas No: 2021/8222
Karar No: 2022/2204
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8222 Esas 2022/2204 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/8222 E. , 2022/2204 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.03.2021 tarih ve 2020/319 E- 2021/166 K. sayılı kararın davalılar ... ve ... tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.07.2021 tarih ve 2021/641 E- 2021/624 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıdan Aydın 2. İş Mahkemesi'nin 2010/288 sayılı dosyasında alacaklı olduğu, davalılardan... ve ...'nın şirketin yetkili temsilcileri olduğu, Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd. Şti.'nin 07/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden terkin olunduğu, borcun tahsili için 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesine göre mezkur şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sicili vekili, davalıların yetkili temsilci olduğu şirketin 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesine göre 27/10/2015 tarihinde terkin ve ilan olunduğu, davalı olarak yasal hasım olup yargılama giderlerine sebebiyet verilmediğinden kendilerine yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar, kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, bu hususta Aydın 2. ASHM'nin 2017/229 E 2018/395 K sayılı dosyasının bulunduğu, icra takibinin tebliğ edilmediği, bu nedenle ihya talep olunamayacağı, şirketin ihyası için haklı neden olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin ihyası davalarında tasfiye memurları ve Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne husumetin yöneltilmesi gerektiği, davalıların her ikisinin de bu şartı taşıdığı, mevcut Aydın 2. İş Mahkemesi'nin mezkur icra takibine konu 2010/288 E 2012/323 K sayılı ilamındaki davacı alacağı nazara alındığında davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğu ( Dairemizin 08/10/2019 t. 2019/3602 E 2019/6319 K sayılı ilamı) gerekçesiyle davanın kabulüne, ...'nün 212 (Köşk) sicil nosuna kayıtlı Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd Şirketinin ihyasına, 6102 sayılı TTK'nın 547/2 maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerini yapması için mezkur şirkete en son tasfiye memurları olan davalılar ... (TC :12202692150) ve ... (TC: 14527637588) tasfiye memurlarının atanmasına, Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd. şirketinin ihyasına ilişkin mahkeme hükmünün ... Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilanına karar verilmiştir.
Karar, davalı ... ile davalı ... tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, gerekçeli karar davalı ...'e 14/04/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yasal süreden sonra 04/05/2021 tarihinde istinaf dilekçesinin verildiği, bu nedenle davalının istinaf istemi süresinde olmadığından istinaf isteminin reddi gerektiği, davalı ...'in istinaf istemi yönünden ise, ihyası talep edilen dava dışı Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd. Şti.'ye karşı Aydın 2. İş Mahkemesi'nin 2010/288 E.- 2012/323 K. sayılı dava dosyasında 03.06.2010 tarihinde açtığı tazminat davasının 12.06.2012 tarihli karar ile kabul edildiği, hükme esas alacağın Aydın İcra Dairesi'nin 2017/33733 Esas nolu takip dosyasında 15.09.2014 tarihinde icra takibine konulduğu, ihyası istenilen şirketin 6102 sayılı Yasa'nın Geçici 7. maddesi kapsamında 07.10.2015 tarihinde sicilden re'sen silindiği, açılan icra takibinin Aydın 2. İş Mahkemesi'nin 2010/288 E.- 2012/323 K. sayılı davasının devamı niteliğinde olduğundan yapılan silinme işleminin kanun maddelerine aykırı olduğu, bu durumda silinme işleminin usulsüz olması nedeniyle şirketin ihyası koşullarının oluştuğu, ancak mahkemece her ne kadar yargılama sonunda ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru olarak davalıların seçilmesine karar verilmiş ise de, davalı ...'nün 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin ettiği anlaşıldığından artık ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığı gibi tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı, davalı olarak ... ve ... gösterilmiş ise de; ihyası istenen şirketin Ticaret Müdürlüğü'nce re'sen terkin edildiği, re'sen terkin edilen şirkete karşı da husumetin yalnızca Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerektiği, başka bir ifadeyle; davalılar ... ve ...'e artık husumet düşmeyeceğinden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle davalı ...'in istinaf başvurusunun reddine, davalı ...'in istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, ...'ün 212 (Köşk) sicil nosuna kayıtlı Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd. şirketinin Aydın İcra Dairesi'nin 2017/33733 Esas nolu takip dosyası ile sınırlı olmak üzere Ticaret Sicili'ne yeniden tescili ile ihyasına, Perkoğulları Palet Ambalaj Kutu San. Tic. Ltd. şirketinin ihyasına ilişkin mahkememiz hükmünün ... Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK'nın Geçiçi 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf istemi üzerine İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar, davalı ... şirketin ihyası davalarında yasal hasım olsa da terkin işleminden önce terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapılıp, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK'nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı Müdürlüğün yargılama giderlerinden sorumlu olacağı açıktır.
Bu durumda, HMK 326.maddesi uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yasal dayanağı bulunmayan yazılı gerekçe ile davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın anılan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, şirket alacaklısı tarafından açılan ve re’sen terkin edilen limitet şirketin ihyası istemine ilişkindir.
2- İlkderece mahkemesince, tasfiye aşamasındaki şirketin davalı ... Müdürlüğünce TTK Geçici 7. maddesi uyarınca re’sen terkin edilmesinin hukuka uygun olmaması nedeniyle davanın kabulü ile şirketin ihyasına, davada yasal hasım olması nedeniyle, Ticaret Sicili Müdürlüğünün yargılama giderlerinden muaf tutulmasına, şirketin tasfiye memurları aleyhine yargılama giderlerine karar verilmiş, bu karar sadece davalı tasfiye memurları tarafından istinaf edilmiştir.
3- Davacı tarafından Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine kararın istinaf edilmemesi nedeniyle Sicil Müdürlüğü lehine usulü müktesep hak meydana gelmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesinde davacının daha aleyhine bir hüküm kurulmadığından, davacının Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacı tarafın böyle bir temyiz sebebi de bulunmadığı halde, Daire çoğunluğunun, Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hüküm olunması gerektiğine ilişkin bozma gerekçesini de isabetli bulmuyoruz.