17. Ceza Dairesi 2016/5673 E. , 2016/13289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Mahkemenin 22.09.2004 gün, 2003/607 Esas ve 2004/527 Karar sayılı ilamının hükümlü ve müdafii tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
19.12.2006 tarihinden önce yürürlükte bulunan 5395 sayılı Kanun"un 23. maddesinin 5. fıkrasında, denetimli serbestlik süresi içerisinde işlediği bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmadığı taktirde davanın düşeceğinin ve aynı maddenin 6. fıkrasında denetimli serbestlik süresi içerisinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçun işlenmesi halinde, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağının belirtilmesi karşısında, deneme süresi içerisinde hükümlü hakkında Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10.02.2011 gün, 2010/56 Esas ve 2011/32 Karar sayılı ilamı ile 6136 sayılı Yasa"nın 15/1, 5237 sayılı TCK"nın 152/1-a, 168, 50-52. maddeleri uyarınca 3.600,00 ve 500,00 ila 2.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve 5237 sayılı TCK"nın 50/5. maddesinde yer alan “uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir” hükmü karşısında, hükümlüye verilen mahkumiyet hükmünün adli para cezasından ibaret olması ve hükümlü hakkında hapis cezasına mahkum olma koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı ise de; Mahkemenin 09.10.2007 gün, 2005/663 Esas ve 2007/597 Karar sayılı kararıyla hükümlü hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, hükümlü müdafiinin itirazı üzerine, Uşak Ağır Ceza Mahkemesi"nin 21.11.2007 gün, 2007/985 değişik iş sayılı kararı üzerine kesinleşmesinden sonra, hükümlünün, 3 yıllık denetim süresi içinde, Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21.04.2014 kesinleşme tarihli, 21.10.2010 gün, 2010/140 Esas ve 2010/439 Karar sayılı kararına konu hırsızlık suçunu 14.02.2010 tarihinde işlediğinin anlaşılması karşısında, bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre, hükümlünün suç tarihinde gece vakti mağdurun aracının bilirkişi raporuna göre muhkem nitelikteki kelebek camını kırıp, içerisinden düğün için hazırlanan para dolu zarflar ile telefonunu, ikiden ziyade kişiyle alması şeklinde gerçekleşen eylemine uyan, 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 522 ( pek hafif), 2253 sayılı Yasa"nın 12/2,
TCK"nın 59, 2253 sayılı Yasa"nın 38. maddeleriyle, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 31/2, (mevcut koşul ve uygulanabilirlik sınırları dairesinde, 5237 sayılı TCK"nın 51. veya 50.) 62. maddeleri uyarınca uygulama yapılıp, her iki Yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... ve vasisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının hükümlü yararına kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.