14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/8566 Karar No: 2010/9794 Karar Tarihi: 05.10.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/8566 Esas 2010/9794 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/8566 E. , 2010/9794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 1365 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydında “...oğlu ...” olarak yazılı ismin...oğlu...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 11.11.2008 tarihinde verilen karar dairemizce; “Mahkemece, nüfus müdürlüğünden tapu maliki ile aynı ismi taşıyan bir kişinin kaydının bulunup bulunmadığı konusunda yapılan araştırma sonucu beklenmeksizin ve yetersiz tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Tapu kaydında ismi geçen kişinin gerçekte bulunup bulunmadığı belirlenmek üzere nüfus müdürlüğünden “tapu kaydı maliki ile aynı isimde bir kimsenin mevcut olup olmadığı” sorulması gerekirken nüfus müdürlüğünün 28.12.2009 havale tarihli yazısı ve önceki müzekkerelerden, “davacının murisi ile aynı ismi taşıyan kimsenin bulunup bulunmadığının” araştırıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca tanık beyanları da yeterli olmayıp taşınmazın kime ait olduğuna dair bilgileri sorulmamıştır. Mahkemece davacı ile tapu kayıtlarında malik olarak ismi geçen kişinin aynı kişi olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde kesin olarak saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve soyut nitelikteki şahit beyanlarına dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.