23. Hukuk Dairesi 2012/4960 E. , 2012/7363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı ... vekili, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, bu alacağının tahsili için girişilen takibin itiraz edilmeden kesinleştiğini, davalı şirketin diğer davalı ... ile imzaladığı 05.06.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle kendi payına isabet eden ancak tapuda işlem görmeyen taşınmazları olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin alacaklılarından mal kaçırmak için taşınmazları diğer davalı arsa maliki aracılığı ile üçüncü şahıslara satıldığını, ancak iki adet taşınmazın halen üçüncü şahıslara satılmadığının tespit edildiğini ileri sürerek, dava konusu iki taşınmazın davalı arsa maliki adına olan tapu kayıtlarının iptali ile diğer davalı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 15.03.2011 tarihli dilekçesiyle... ve ..."ın davacı yanında davaya müdahil olarak kabulünü talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının davalı şirkete ait aciz vesikası almadan dava açtığını, ayrıca davacı ile diğer davalı şirketin yöneticisinin akraba olduğunu, davalı şirketin eksik işler ve tazminat bedeli olarak müvekkiline verdiği dava konusu taşınmazları geri almak istediğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin resmi şekilde yapıldığını, müvekkili arsa sahibi ile diğer davalı yüklenici arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediği için 05.01.2010 tarihli protokol başlıklı belge ile dava konusu 1 ve 14 no"lu dairelerin eksik işler ve gecikme tazminatı olarak müvekkiline verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davalı arsa sahibi ile diğer davalı yüklenici firma arasında 05.06.2006 tarihli "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığını, sözleşme uyarınca dava konusu 1 ve 14 no"lu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici firmaya ait olacağı, ancak taraflar arasında imzalanan 05.01.2010 tarihli protokol uyarınca dava konusu taşınmazların eksik ve ayıplı işler ile gecikme tazminatı olarak davalı arsa sahibine
bırakıldığı, binanın oturma izin belgesinin alınmadığı, bu işlem için ödenmesi gereken harç ve ... kurumuna olan borcun yatırılmadığı, davalı yüklenicinin eksik bıraktığı işlerin bedelinin 99.305,00 TL olduğu, ayrıca gecikme tazminatının da olduğu, bu nedenle davalı yüklenicinin ve onun adına başka şahıs ve şirketlerin yükleniciye düşecek daireleri talep etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca davacı ile davalı yüklenici arasında daire alım satımı hususunda bir sözleşme bulunmadığı, davacının davalı yükleniciden alacaklı olması nedeniyle yüklenicinin hakedeşinin yüklenici adına tescilini talep ettiği, davalı yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle davacının bu davayı açmaya hakkı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, müdahillerin katılma hususundaki taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Davalılar arsa sahibi ile borçlu yüklenici arasında imzalanan "Protokol/ibraname" başlıklı 05.01.2010 tarihli sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçerli değildir. Bu durumda, uyuşmazlığın davalılar arasında akdedilen ve noterlikçe düzenlenen 05.06.2006 tarihli "Düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" uyarınca çözümlenmesi ve bu kapsamda mahkemece adı geçen sözleşme uyarınca davalı arsa sahibinin alacaklarının hesaplanarak tümünü teminat altına alacak sayıda dairenin bırakılıp varsa diğer daireler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulup, değerlendirme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gibi, davaya katılma talepleri reddedilen ... ve ..."ın karar başlığında davacı olarak gösterilmesi de ayrıca doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.