1. Hukuk Dairesi 2016/14558 E. , 2020/252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
FER"İ MÜDAHİLLER: ... VD.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve fer"i müdahiller vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, Sultan Beyazıt Vakfından 1 parsel sayılı taşınmazın eşit paylarla ..., ... ve ...’ye ait iken yapılan imar uygulaması sonucu 2 parsel sayılı taşınmaz olarak yine aynı şahıslar adına tescil edildiğini, ... 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1958/181 Esas, 1960/186 Karar sayılı ilâmına istinaden tapu kaydının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, taşınmazın mutasarrıflarının gaip olduğunu ve herhangi bir mirasçısının bulunmadığını ileri sürerek 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 17. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuş; fer’i müdahiller, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın mirasbırakanlarına ait olduğunu, taşınmazı 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız kullandıklarını beyan etmişlerdir.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu vakıf şerhi bulunan 1925 ada 1 parsel sayılı 250,28 m2 miktarlı ev ve ahır nitelikli taşınmazın 16.06.1954 tarihli kadastro tespiti ile 1/3’er paylarla ... evlatları ..., ... ve ... adına tescil edildiği, ... 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1958/181 Esas-1960/186 Karar sayılı 22.07.1960 tarihli kararı ile kaydın hükümsüzlüğüne karar verildiği, 25.11.1961 tarih ve 5814 yevmiye ile bu durumun tapu kaydının şerhler hanesinde belirtildiği, anılan kararın infaz edilemediği, 26.08.1988 tarih 3961 yevmiye sayılı imar uygulamasıyla taşınmazın 2751 ada 2 parsel 342 m2 ahşap ev ve ahır vasfıyla tapuya tescil edildiği ve mülkiyet durumlarının aynen oluşan imar parseline aktarıldığı,imar uygulamasından dolayı İstanbul Belediyesi lehine 1.075.860 TL bedel üzerinden26.08.1988 tarih 3961 yevmiye ile ipotek tesis edildiği ,dayanak belgelerinin tetkikinden taşınmazın Sultan Beyazıt Vakfından mukataalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; mutasarrıf iken malik olan kişilerin mirasçı bırakmadan ölmeleri üzerine taşınmazları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 501. (eski Medeni Kanun"un 448.maddesi) maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazineye kalır. Ancak, yasa koyucu öncesi vakıf olan taşınmazların vakfına (aslına)dönmesini daha uygun görmüş,bazı ayrıcalıklar dışında, Hazineye intikal yolunu kapatmak istemiştir. İşte bu nedenle 22.9.1983 tarihli 2888 sayılı Yasanın 2. maddesiyle 2762 sayılı Yasanın 29. maddesini değiştirip ayrıca ikinci bir fıkra ekliyerek TMK"nûn 501.maddesinin Hazinenin mirascı olacağı yönündeki genel hükmünden ayrılmış " mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlarda maliklerin bu yasanın yürürlük tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edipte bu husus tapu kaydına bağlanmış bulunanlar ayrık bırakılarak işlenmemiş olan taşınmazların mahlulen vakfına rücu edeceği" kuralını getirmiştir. Yukarıda belirtilen yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 2888 sayılı Yasanın yürürlük tarihi 24.9.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanağın kalmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bütün bu yasal düzenlemeleri içeren 2762 sayılı Vakıflar Kanunu 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Yasanın 80.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve yeni 5737 sayılı Yasanın 17.maddesi ile “ Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” düzenlemesine yer verilmek suretiyle taşınmazların Hazineye intikal yolunu kapatmış bulunmaktadır. Esasen, anılan bu hükmün kamu düzeniyle ilgili kazanılmış hakları bertaraf etmeyeceği tartışmasız olup, çekişmelerde bu hususun gözardı edilemeyeceği de kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince; çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazine tapuda kayıt maliki olmadığı gibi, Hazinenin son mirasçı olduğu hususu da ispat edilmiş değildir. Bunun yanında gaip olduğu iddia edilen kayıt malikleri için kayyım da tayin edilmemiştir.
Hâl böyle olunca, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazinenin ve fer"i müdahillerin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden fer"i müdahillere geri verilmesine,, 20.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.