8. Hukuk Dairesi 2019/1428 E. , 2019/2992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı 13.03.2007 tarihli yazılı kira akdine dayanarak 14.09.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 13.06.2007, 13.09.2007 ve 13.12.2007 dönemleri kira alacağı 7.312.50 TL ile 24.01.2008 tarihli kira tazminatı 9.750,00 TL"nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 18.09.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 28.09.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, kira ihtarnamesinin tarafına tebliğinin usulüne uygun yapılmadığını, tarafına ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmeyen belgelerde ihtarnamenin tebliğinin işçisi Şeyhmus Demire yapılmış gözükmekte olup, kendisinin o tarihlerde ve sonrasında kayıtlı böyle bir işçisi bulunmadığını, bu nedenle Tebliğat Kanunu"na aykırı olarak gönderilen ihtarnameye dayalı olarak bu borca faiz uygulanması ve cezai şart tazmininin mümkün olmadığını, aynı zamanda kira akdinin feshine ilişkin alınan kararında usul ve yasaya aykırı olduğunu, takip konusu asıl alacağa uygulanan faiz miktarının da fahiş olduğunu, borç muaccel olmadığından faiz uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında, hukuka ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile davalının davaya konu takibe esas sözleşme nedeniyle 44.878.56 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, davalı taraf her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını iddia ederek ıslah talebinde bulunmuş olsa da; zamanaşımının HMK uyarınca ilk itirazlardan olduğu dikkate alındığında davalı tarafın bu beyanına itibar edilmediği gerekçesiyle davalının itirazının bilirkişi raporu doğrultusunda kaldırılmasına, davacının başlattığı icra takibinin tarihi gözetildiğinde asıl alacak miktarının %20"si oranında tazminata karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 14.03.2018 tarihli ve 2017/4970 E., 2018/9315 K. sayılı ilamı ile; “Sözleşmenin hususi şartlar 11. maddesi ile, “Kiracının kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, işletme ruhsatının iptal edilmesi veya taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi hallerinde 2886 sayılı Kanunun 62.maddesine göre idare 10 gün süreli ihtarname ile durumu kiracıya bildirir ve ihtarnamede yazılı hususlara uyulmasını ister. İhtarnamede belirtilen 10.günün sonunda, yerinde yapılacak kontrolde belirtilen hususlara uyulmadığı görülürse, kira sözleşmesi fesih edilerek kesin teminatı irad kaydeder ve son bir yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Malmiidürlüğü tarafından kiracı ..."a gönderilen 13.12.2007 tarihli ihtar ile, idareleri ile yapılan 13.03.2007 tarihli kira sözleşmesinin ita amirinin 11.12.2007 tarih ve 48 sayılı onayı ile 11.12.2007 tarihinden itibaren feshedildiğinden taşınmazın tahliye edilmesi, ayrıca 2.437.50 TL"den 13.06.2007 - 13.09.2007 - 13.12.2007 tarihli kira bedelleri ile sözleşmenin 11.maddesi uyarınca 1 yıllık kira bedeli karşılığı 9.750 TL toplamı 17.062.50 TL"nin yazının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesi hususu ihtar edilmiş olup, ardından 14.09.2015 tarihinde başlatılan takip ile ödenmeyen 13.06.2007 - 13.09.2007 - 13.12.2007 tarihli kira bedelleri ile birlikte, kira sözleşmesinin hususi şartlar 11 .maddesi uyarınca 9.750.00 TL kira tazminatının tahsili istenilmiştir. Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kalemi yargılamayı gerektirir. Bu nedenle mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibe konu tüm alacak kalemleri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamı doğrultusunda yargılamayı gerektiren 9.750,00 TL kira tazminatı ve 15.440,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.190,00 TL’nin takip dosyasından düşürülerek 19.688.56 TL asıl alacak ve bu miktar üzerinden işlemiş faiz yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayrıca bozma ilamında da görüleceği üzere alacağın likit olmadığı anlaşıldığından davacının icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere ve Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına göre temyiz eden davacı tarafın aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı vekilinin icra-inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafından başlatılan takip ile 7.312,50 TL kira alacağı ile 9.750,00 TL kira tazminatının faiziyle tahsili istenilmiştir. Davalı borçlu itiraz dilekçesinde takibe konu borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını istemiştir. İİK"nin 68/son maddesi gereğince "‘İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine icra tazminatına mahkum edilir.” Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen kaldırılmasına karar verildiğine göre, davacı alacaklı lehine itirazın kaldırılmasına karar verilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacı alacaklının icra inkar tazminat talebinin şartları oluşmadığından bahisle reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin icra-inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ye 6217 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428 ve İİK"nin 366.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.