13. Hukuk Dairesi 2014/19846 E. , 2014/22357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,davalı bankadan kredi kullandığını,daha sonra da yapılandırdığını, kredi kullanımı ve yapılandırma sırasında kendisinden 3.790,00 TL masraf ve yapılandırma ücreti alındığını, alınan ücretin haksız olduğunu,3.790,00 TL asıl alacak ve 3.053,87 TL işlemiş faiz olmak üzere 6.843,87 TL nin iadesinin sağlanması için icra takibi yaptığını,ancak davalı tarafın itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne,... 18.İcra Müdürlüğünün 2013/9292 Esas sayılı dosyasındaki takibe yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile,takibin asıl alacak miktarı üzerinden devamına,faiz talebi yönünden davacının davasının reddine,faiz talep edilen miktar üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm,davacın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava,İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık,işlemiş faiz talebinin reddi halinde davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususundadır.İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “ Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere,
uygun bir tazminatla mahkum edilir.”Kötüniyet tazminatı,takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.Anılan yasa hükmüne göre,alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi,açıkça,takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.Hemen belirtmek gerekir ki,alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu,borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre,alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde,icra takibine girişen alacaklı,kötüniyetli kabul edilir.Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı,davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup,dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Alacağın varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak takibe girişen ve asıl alacağını ispatlayan ancak işlemiş faiz yönünden talebi reddedilen alacaklının söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. Hal böyle olunca,mahkemece, davalının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm,davacının sair temyiz itirazlarının reddine,iki numaralı bent uyarınca hüküm fıkrasının ikinci bendinde yer alan “Faiz talep edilen miktar üzerinden % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine aynen "Davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilen alacak miktarı yönünden davalının,alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine ilişkin talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.