3. Hukuk Dairesi 2017/12590 E. , 2017/13907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafakanın arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2011 tarih ve 2009/1243 Esas 2011/52 Karar sayılı ilamı ile resmen boşandığını, kararın 16/08/2012 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sonucunda tarafların müşterek çocuklarının velayetlerinin kendisine verildiğini, mahkeme kararıyla müşterek çocuklara 100’er TL iştirak nafakasına, kendisine ise 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, belirlenen bu nafakaların yeterli gelmediğini; zira, kendisinin gelir getirici işinin bulunmadığını, davacı ve çocuklarına davacının ailesinin baktığını, bağlanan nafakaların günün ekonomik koşulları ve ihtiyaçlar karşısında yetersiz kaldığını, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu; bu nedenlerle, aylık 150 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 250 TL arttırımı ile aylık 400 TL"ye çıkartılmasına, müşterek çocuk ... için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 250 TL arttırımı ile aylık 350 TL"ye çıkartılmasına, müşterek çocuk ... için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 200 TL arttırımı ile aylık 300 TL"ye çıkartılmasına ve nafakaların yıllık TEFE, TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; mahkememizin 2009/1243 Esas 2011/52 Karar sayılı dosyası ile davacı için takdir edilen yoksulluk nafakasının 150 TL"den 250 TL"ye arttırılmasına, davacı ile davalının müşterek çocukları için takdir edilen 100 TL iştirak nafakasının 200 TL"ye arttırılmasına, iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya velayeten verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, takdir edilen nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)TMK"nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."
TMK"nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya kapsamından; davacının herhangi bir işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı, babası ile kaldığı, iki çocuğunun bulunduğu, gayrimenkul veya menkulünün bulunmadığı; davalının ise, otelde garson olarak çalıştığı, aylık 1.150 TL gelirinin olduğu, aylık 400 TL kira verdiği, gayrimenkul veya menkulünün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.