
Esas No: 2022/6568
Karar No: 2022/9691
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/6568 Esas 2022/9691 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan yapılan yargılama sonucunda, değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir. Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış, ancak yükümlülüklere uymadığı gerekçesiyle hakkında yeni bir karar verilmiştir. Ancak bu karar, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Ancak sanık, denetim süresi içerisinde farklı bir suç işlediği için bu karar uygulanamamış, sonuç olarak dava zamanaşımına uğramıştır. Kanuna göre, mahkeme tarafından verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının hükmü açıklanmayabilir. Ancak bu kararın uygulanabilmesi için, denetim süresi içerisinde işlenen suçun, orijinal suç ile aynı türden olması gerekmektedir. Mahkeme, bu kararın uygulanamayacağı gerekçesiyle düşme kararı vermiştir. Kanun maddeleri: 6545 sayılı Kanun'un değişik TCK’nın 191/8. maddesi, TCK’nın 191. maddesi, TCK'nın 191/1, 62. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : MERSİN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti
Hüküm : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu maddebulundurma suçundan düşme
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında 29/01/2006 tarihli eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti suçundan yapılan yargılama sonucunda, değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 05/06/2006 tarihinde mahkûmiyet kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, kararın Dairemizin 15/09/2008 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda 29/12/2008 tarihli karar ile sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymadığının bildirilmesi üzerine, açıklanacak infazı kabil bir hüküm kurulmadan 10/09/2015 tarihli karar ile 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK’nın 191/8. maddesi gereğince TCK’nın 191. maddesi hükümlerine göre 5 yıl süre ile “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ile birlikte “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine” karar verildiği, kararın 17/09/2015 tarihinde itirazın reddi üzerine kesinleştiği, denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymadığının bildirilmesi üzerine bu kez 08/12/2016 tarihli karar ile TCK’nın 191/1, 62. maddeleri gereği hükmedilen 10 ay hapis cezasının 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. madde gereğince 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 16/12/2016 tarihinde kesinleştiği, daha sonra sanık hakkında İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/03/2020 tarihli, 2019/532 esas ve 2020/307 karar sayılı dosyası ile denetim süresi içinde 05/10/2018 tarihinde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, mahkemece 25/01/2022 tarihli karar ile 12 yıllık uzatmalı dava zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verildiği anlaşılmakla;
Sanık hakkında 29/12/2008 tarihinde verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesinleştiği 06/01/2009 tarihi ile tedbirin gereklerine uymama nedeniyle ihlali üzerine mahkeme tensip zaptının hazırlandığı 20/05/2015 tarihi arasındaki duran süre eklendiğinde zamanaşımının dolmadığı gözetilerek yapılan incelemede,
Mahkeme gerekçesinde her ne kadar sanık hakkında 08/12/2016 tarihli kararda sehven yazıldığı belirtilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi kapsamında verildiği belirtilmişse de; dosya kapsamında inceleme konusu 29/01/2006 tarihli bu suç nedeniyle bozma ilamı sonrası 29/12/2008 tarihli karar ile hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanık hakkında, 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma imkanı bulunmasa da, sanık lehine olarak verilmiş olan bu kararın hukuken yok sayılamayacağı, sanık hakkında 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerektiği, sanığın denetim süresi içerisinde 05/10/2018 tarihinde aynı neviden olmayan resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yargılamaya devam edilip ihbar olunan resmi belgede sahtecilik suçu esas alınarak duran süre hesaplanıp zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle sanık hakkında düşme kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, hükmün BOZULMASINA, 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.