21. Hukuk Dairesi 2017/4347 E. , 2019/363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar ve davalılardan .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava, sigortalının 25.02.2008 tarihli iş kazası sonucu vefatı nedeniyle davacı eş, çocuk, anne ve kardeşlerin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 25.02.2008 tarihli iş kazasının meydana gelişinde müteveffa sigortalı ...’nun % 10, davalı işverenler ile üçüncü kişilerin toplam olarak % 90 oranında kusurlu oldukları; dava dilekçesi ile davacı eş ve anne için 80000 TL, çocuklar ... ve... için 40000 TL, çocuklar ... ve ... için 20000 TL ve kardeşler için ayrı ayrı 30000 TL manevi tazminat talep edildiği; Mahkemece davacı eş ve anne için 70000 TL, çocuklar ... ve ... için 30000 TL, çocuklar ... ve ... için 15000 TL ve kardeşler için ayrı ayrı 18000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe bedeli ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasına hükmedildiği; ilamın davacılar ve davalılardan ... Adi Ortaklığı, ..., ... Yapı Turizm Tic. Ve San. Ltd. Şti, .... vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 08.09.2015 tarihli kararı ile bozulduğu, bozma ilamında davacı eş, anne ve kardeşler lehine takdir edilen manevi tazminatların fazla olduğuna değinildiği; Mahkemenin bozma ilamına uyduğu ve nihai olarak davacı eş için 50000 TL, anne için 30000 TL, çocuklar için 10000 TL ve kardeşler için ayrı ayrı 5000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan .... dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine yönelik hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da (ayrıca mülga 1086 sayılı HUMK içeriğinde) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).Kazanılmış haklar “Hukuk Devleti” kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Somut olayda Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam edilmiş olup, Dairemizce bozma konusu yapılmayan davacı çocuklar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarları kesinleşmiş ve fakat akabinde Mahkemece yukarıda ifade edilen usulü müktesep haklara riayet edilmeden, davacı çocuklar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarları azaltılmak suretiyle karar verilmiştir. Bu bağlamda, davacı çocuklar ... ve ... için 30000 TL ile ... ve ... için 15000 TL olarak hükmedilen manevi tazminatlara dair hükmün olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan .... dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine yönelik karar verilmesi gerekirken, hatalı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesine dayanmakla birlikte, bu sorumluluğun sınırı poliçe limiti dahilinde kalmak kaydıyla davalı işverenin sorumlu olduğu tutardır. Sigorta şirketinin poliçe limitleriyle sınırlı olarak maddi tazminattan sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğuna göre, sigorta şirketinin yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinden sorumluluğunun da aleyhine hüküm kurulan miktar nazara alınarak belirlenmesi, poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerekirken diğer davalılarla birlikte yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin tamamından sorumluluğu yoluna gidilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.