23. Hukuk Dairesi 2012/5813 E. , 2012/7335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatif ile davalı şirket arasında 17.08.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, 16246 ada 1 parsel ve aynı ada 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde iş merkezi yapımı konusunda anlaşıldığını, ancak yüklenici davalının sözleşmede belirtilen sürede inşaata başlamadığını, halen hiçbir faaliyetin olmadığını, sözleşmede kararlaştırılan yapım süresinin dolduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin teslim aldığı arsalar üzerinde şantiye binasını kurup gerekli olan malzemeyi temine başladığını, mevzuat nedeniyle ruhsat alınamadığından gecikme yaşandığını ve inşaata başlanamadığını, sözleşmede kararlaştırılan inşaat yapım süresinin henüz başlamadığını, kooperatifin maliki olduğu arsalardan 1 nolu parselin PTT hizmet alanı, 2 nolu parselin ise belediye hizmet alanı olarak satın alındığını, imar planı değişiklikleri için yasal prosedürün devam ettiğini, arsaların ticaret alanına dönüştürülmesine dair imar değişikliği kesinleştikten sonra ruhsat alınıp inşaata başlanabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin B.K."nun 20.maddesi uyarınca hükümsüz olduğunun tespiti ile tazminat isteminin reddine dair verilen karar, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi"nin 09.10.2009 gün 2008/4832 Esas 2009/5195 Karar sayılı ilamıyla, inşaat yapımının kamu düzeni ile ilgili olduğu, imar mevzuatı gereğince öncelikle inşaat yapılacak yerin imara açılması ve yetkili makamlarca inşaat yapım izni verilmesi ile yeni ruhsat alımının gerektiği, dava tarihinde bile inşaat yapılacak arsanın yapıma uygun hale gelmediği anlaşıldığından davalı yüklenicinin ruhsat alınamayan bir yere kaçak olarak inşaata başlamasının mümkün bulunmadığı, inşaatın, ruhsat alınabileceği tarihe kadar geçen süredeki gecikmelerden tarafların sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, mevcut imkansızlığın geçici olduğu ve daha sonra inşaatın imara açıldığının anlaşıldığı, sözleşmenin imzalandığı tarih ile imkansızlığın ortadan kalktığı tarihler arasında geçen süre dikkate alındığında bu sürenin taraflarca katlanılabilir makul bir süre olduğu, bu nedenle başlangıçta ifa imkansızlığının bulunmadığı, ne var ki yeni oluşan
imar durumuna göre sözleşmede kabul edilen yapım şeklinin mümkün olup olmadığı, yâni sözleşmede kararlaştırılan yapım şekline göre tarafların hak ve alacaklarının yeni imar durumuna göre yapılacak inşaatta haklarını ne derecede etkileyeceği hususunun incelenmesi gerektiği, mahkemece bilirkişiden alınacak bir raporla, sözleşmedeki yapım şekliyle imar durumundaki yapım şekli karşılaştırılarak, tarafların hak ve menfaati de gözetilerek akdin devamında yanların yararlarının olup olmadığının değerlendirilmesi sonucu davanın sonuçlandırılması gerektiği, gerekçesiyle bozulmuş olup; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; akdin devamında tarafların yararının bulunduğunun bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği, sözleşmenin konusunun, davacı ihtarının gönderildiği 04.05.2007 tarihi ve dava tarihi itibariyle geçici olarak imkansız olduğu, bu sürenin kabul edilebilir olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.